Markalar tarafından bundan iki yıl öncesine kadar "Ultra İnce Ultra Hafif" olarak adlandırılan ve birbiriyle incelik ve hafiflik konularında kıyasıya yarışan cihazlar, Intel tarafından yine iki yıl öncesinde "Ultrabook" kategorisi yaratıldıktan sonra bu isimle anılmaya başladılar. Ancak bu kategoride yer almak için sadece incelik ve hafiflik yetmiyordu. Bu kategoriye dahil olabilmek için ince ve hafif olmanın yanı sıra belli başlı özellikler de gerekiyordu. Peki, nedir bu özellikler? Bu rehberde sizlere, bu özellikler başta olmak üzere, Ultrabook alırken nelere dikkat etmeniz gerektiği hakkında ipuçları vermeye çalışacağız. Kahvenizi aldıysanız başlayalım.
Ultrabook olabilmek için...
Intel tarafından 2011 yılında belirlenen ilk standartlara göre, markaların üretecekleri 13.3 inç ve daha küçük ekran boyutuna sahip dizüstü bilgisayarların Ultrabook kategorisine dahil olabilmesi için maksimum kalınlığının 18 mm olması, 14 inç ve üstü ekran boyutlu cihazların ise 21 mm'yi geçmemesi gerekiyordu. Ayrıca cihazın Sandy Bridge mimarisine sahip bir işlemciye ve en azından 5 saatlik pil ömrüne sahip olması gerekiyor, aynı zamanda da açılış hızının 7 saniyeden kısa sürmesi de şart olarak öne sürülüyordu.
Geçen yıl ise bu şartlarda revizyona gidildi ve işlemci tercihi Ivy Bridge mimarisine dayalı 3. nesil olarak değiştirilirken, kategoriye başka ek özellikler de getirildi. Artık bir cihazın "Ultrabook" olarak anılabilmesi için saniyede 80 MB'lık minimum transfer hızına sahip olması ve üzerinde USB 3.0 ya da Thunderbolt bulundurması gerekiyordu. Ayrıca kategoriye "ikisi bir arada cihazlar" da eklenerek bu cihazların maksimum kalınlıklarının 23 mm olması şart koşuldu. Ultrabook türlerine geçmeden önce kategori için bu yılın ortasına doğru yeni bir güncelleme daha gelmesi beklendiğini ve yeni güncellemeyle beraber yeni cihazlarda minimum 9 saatlik pil ömrünün şart koşulabileceğini de söyleyelim.
Çeşit çeşit modeller
Ultrabook kategorisinde gerçekten çok ince ve çok hafif cihazlar var. Aynı zamanda gerek pil ömrü, gerekse de gösterdikleri performansla kendilerinden sıkça bahsettirmeyi başaran Ultrabook'lar, dokunmatik ekranlı yeni nesillerle birlikte aynı zamanda tablet olarak da kullanılabilmeye başladılar. İkisi bir arada cihazlar olarak anılan bu hibrit modellerle birlikte kategori de oldukça şenlendi diyebiliriz. Şimdilerde Ultrabook kategorisinde dizüstü bilgisayar görünümünde olan cihazlarla karşılaştığımız gibi, aynı zamanda farklı şekillerde tablete dönüşebilen modelleri de görüyoruz. Ultrabook satın alma konusunda ilk karar vermeniz gereken nokta da böylece kendiliğinden ortaya çıkmış oluyor: Ne tür bir Ultrabook alacaksınız?
Herhangi bir tablet özelliği göstermeyen ve klasik dizüstü bilgisayar görünümünde olan bir Ultrabook da alabilirsiniz, yoksa tablet özelliği bulunan bir cihaz da. Eğer tercihinizi cümlenin ikinci kısmından yana kullanırsanız, bu defa şuna karar vermeniz gerekiyor: Ultrabook'unuz tablete nasıl dönüşmeli? Piyasada ekranı geriye doğru katlanarak tablete dönüşebilen modellerin olduğu gibi, ekranın çerçeve içinde döndükten sonra kapatıldığı modeller de bulunuyor. Elbette yine tercihinizi ekranın kayarak klavyenin üzerine yerleştiği tipteki cihazlardan da kullanabilirsiniz. Diğer bir seçenek ise, ekranın kendi ekseni etrafında dönmesi suretiyle tablete dönüşebilen cihazlar. Bu dört farklı modele ek olarak şimdilerde hem önde hem de arkada ekrana sahip dual monitörlü modelleri de Ultrabook'lar arasında görmeye başladık. Bunlardan hangisini beğendiniz bilmiyoruz, ancak bizim en kullanışlı bulduğumuz yöntemin, ekranın gövdeden tamamen ayrılarak tablet halini alabilmesi olduğunu söyleyelim. Bu sayede cihazı bir tablet olarak kullanmak istediğinizde gövdeyi de boşuna elinizde taşımıyorsunuz. Satın almak istediğiniz tablet türüne karar verdiyseniz artık diğer dikkat edilmesi gereken unsurlardan bahsedebiliriz.
Ekran boyutunuz hangisi olacak?
Tablet mi yoksa dizüstü bilgisayar formunda mı bir Ultrabook alacağınıza karar verdikten sonra artık ikinci adımda, kaç inç büyüklüğünde bir ekrana bakmak istediğiniz hakkında konuşabiliriz. Az önce de bahsettiğimiz gibi Ultrabook'larda ekran boyutuyla ilgili bir kısıtlama yok; kategori altında farklı boyutlarda ekrana sahip modellerle karşılaşabiliyoruz. Ancak Ultrabook'ların odağını 13.3 inçlik modellerin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra yine 11.6, 12.5, 14, 14.4 ve 15.6 ekran boyutuna sahip modelleri görebilirsiniz. HD, yani 1366x768 piksel çözünürlük sunan modellerin yanı sıra Full HD çözünürlüğe sahip cihazların da olduğu kategoride, çözünürlük miktarı arttıkça fiyat da artış gösterebiliyor. Elbette iyi bir ekran performansı için iyi çözünürlük şart, ancak bütçeniz kısıtlıysa HD çözünürlük de yeterli olacaktır.
Eğer 15.6 inç büyüklüğünde bir Ultrabook alacaksanız ve yine bütçeniz fazla açılmanıza müsaade etmiyorsa, şimdilik dokunmatik destekli ekranları es geçmenizi tavsiye edebiliriz. Aldığınız cihazı zaten dizüstü bilgisayar şeklinde kullanacaksınız; o nedenle tablete dönüşebilir bir Ultrabook aramadığınız sürece maliyeti düşürmek adına dokunmatik ekranlardan kaçınmanızda fayda var. Ekranla ilgili bahsedebileceğimiz diğer bir nokta ise malzemesi. Genellikle parlak bir malzemeyle kaplanmış olan Ultrabook ekranları özellikle ışıklı ortamlarda fazla yansımaya maruz kalabiliyor. O nedenle mümkün mertebe mat ekranları tercih edin, eğer yapamıyorsanız en azından yansıma miktarı en az olan cihazlara yönelmeye çalışın.
Güç sizinle olsun
İşlemci seçiminiz elbette alacağınız Ultrabook'tan beklentilerinize ve bütçenize bağlı olarak değişim gösteriyor. Şu an Ultrabook'larda Intel Core ailesinin 2. nesil işlemci ailesinde yer alan Sandy Bridge ve 3. nesilden Ivy Bridge tabanlı işlemciler bulunuyor. Elbette artık almışken Ivy Bridge tabanlı bir işlemciye sahip Ultrabook almak en mantıklısı. Ancak bazı Intel Core i3 ve i5 işlemcili modellerde 2. nesil seçenekleri de bulunuyor; dilerseniz seçiminizi o şekilde de yapabilirsiniz elbette. Ancak 3. nesil tabanlı işlemcilerin hem performans hem de enerji tüketimi konusunda 2. nesilden daha iyi durumda olduklarını belirtelim. Eğer performans konusunda endişeleriniz varsa, Intel Core i7 ailesine mensup bir işlemciye sahip Ultrabook modeline yönelmeniz elbette en doğrusu olacaktır.
Seçim kriterini bütçeye göre yapılandıracak olursak, Intel Core i3'lü modeller en uygun fiyatlı modeller olacakken, i7'li cihazlarsa üst segment olarak sınıflandırılabilir. Arada bulunan i5'li cihazlar da fiyat-performans konusunda iyi bir denge yakalayabiliyorlar. Ancak hangi türü seçerseniz seçin, tekrar söylüyoruz bizce 3. nesil ailesine mensup bir işlemciyi tercih edin.
Grafik çözümü işlemcide gizli
Bir önceki bahsettiğimiz işlemci seçiminde 3. nesil bir işlemci seçmenizde ısrarcı olmamızın sebebi konu grafik olunca da önemini gösteriyor. 2. nesil işlemciler Intel HD 3000 serisi grafik işlemcilere destek verirken, 3. nesil işlemciler de tahmin edebileceğiniz üzere bir üst gömlek olan Intel HD 4000 serisi kullanılıyor. Bu sayede eğer harici bir ekran kartına sahip Ultrabook almayacaksanız dahili grafik işlemci de size yeterli performans sunabiliyor. Ancak elbette ki görsellik anlamında üst düzey performans istiyorsanız AMD veya Nvidia tabanlı bir ekran kartına sahip Ultrabook modelini tercih etmenizde yarar olduğunu söylemeliyiz. AMD Radeon HD7000 ailesinden veya Nvidia GeForce GT630M harici grafik kartına sahip cihazlara yönelerek özellikle oyun konusuna yeşil ışık yakabilirsiniz. Elbette bunda ekran kartı hafızasının da etkisi var; 2 GB DDR3 fazlasıyla yeterli olacaktır. Harici ekran kartları daha çok dizüstü bilgisayar görünümünde kullanılan Ultrabook modellerinde karşımıza çıkıyor. Tabletler içinse yerleşik ekran kartı yeterli iş görüyor.
Performans için önemli ayrıntılar
Ultrabook kategorisinde ortalama 4 GB'lık bellekler kullanılıyor. Ancak daha yüksek performans beklentisi içinde olan kullanıcılar için bu rakam 6 ve 8 olarak da değişebiliyor. Elbette ki ne kadar yüksek bellek, o kadar hızlı sistem demek, ancak biliyorsunuz ki bu size maliyet olarak da geri dönüyor. O nedenle bizce eğer sistemi oyun veya yoğun multimedya uygulamaları gibi çeşitli aksiyonlarla yormayacaksanız bizce 4 GB sizin için yeterli olacaktır.
Depolama konusunda Ultrabook'lar arasında birbirinden farklı çözümler sunuluyor. Çoğu ürünlerde yalnızca SSD kullanılırken, kimilerinde pek yaygın olmasa da sadece SATA diskler bulunuyor. Yaygın olarak kullanılan diğer bir yöntem ise aynı anda hem SATA hem de SSD diske birlikte yer verilmesi. Ancak bizce sunduğu veri transfer hızı nedeniyle SSD'li modelleri tercih etmeniz daha doğru olacaktır. Bu noktada bir kez daha işlemci adımına dönmek gerekiyor. Eğer 3. nesil bir işlemci tercihinde bulunursanız saniyede minimum 80 MB transfer hızını garantilemiş olacaksınız. Hızlı veri transferinin sistem performansını etkileyen ana unsurlardan biri olduğunu unutmayın.
Markaların Ultrabook kategorisinde yer alabilmesi için cihazlarında minimum 5 saatlik bir pil süresi sunmaları gerekiyor. Ancak bu süre pek çok modelde 7 saate kadar çıkabiliyor; en azından bu türde iddialarda bulunuluyor. O nedenle en iyisi siz satın alma aşamasındayken cihazın bataryasını öğrenerek hakkında biraz araştırma yapın, içiniz rahat etsin.
Yeni özellikler bekliyoruz
Ultrabook'lar ayrıca daha pek çok kendilerine has özellikleri de beraberinde getiriyorlar. Intel Management Engine, Intel Anti-Theft Teknolojisi, Intel Identity Protection Teknolojisi gibi özellikleriyle kaybolmaya ve çalınmaya karşı oldukça duyarlılar. İlerleyen günlerde bu özelliklerin arasına yenilerinin de katılacağını düşünüyoruz. Netbook'ları adeta silmeye başaran Ultrabook'lar sizin de aklınızı çeliyorsa satın alma aşamasında bahsettiğimiz adımlar üzerinde durmaya çalışmanız size fayda sağlayacaktır diye düşünüyoruz.