Pera Palas'ta Gece Yarısı dizisi Netflix tarafından “Tarihî Pera Palas Oteli ile ilgili bir yazı hazırlarken kendini bir anda geçmişte bulan gazeteci Esra, Türkiye’nin kaderini değiştirebilecek bir komployu durdurmalıdır” sözleriyle tanıtılmıştı. Gazeteci Esra'yı canlandıran Hazal Kaya'nın başrolde olduğu dizi, binlerce kişi tarafından izlendi ve hakkında pek çok yorum yapıldı.
Dizinin yayınlanmasının ardından, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ünlü yazarlar Agatha Christie ve Ernest Hemingway, sinema tarihine damgasını vuran ünlü yönetmen Alfred Hitchcock gibi isimleri ağırlayan Pera Palas’ın önünde kuyruklar oluştu.
"Bu Denli Artış Beklemiyordum"
TRTHaber’in haberine göre otelin Genel Müdürü Murat Eti, “Muazzam bir ilgi var. Yani anlatılacak bir şekilde değil. Biz bir ivme kazanacağımızı biliyorduk. Ziyaretçi sayısının artacağını biliyorduk ama bu denli bir artış ben şahsen beklemiyordum. Hiçbirimiz beklemiyorduk, çok hazırlıklı da değildik açıkçası. Dizinin yayınlanmasından sonraki ilk gün kapının önünde 42 kişilik bir kuyruk vardı. Biz inanmadık, ‘kapıda kuyruk var’ dediklerinde. Sırasıyla bütün otel yöneticileri dışarıya çıktık, seyrettik” diyor.
Pera Palas’ın kapıları gelenlere açık. Eti, “Eskiden de öyleydi, şimdi de öyle… Değişen bir şey yok. Her gün saat 10.00-16.00 arasında yerimiz müsaade ettiği sürece ziyarete izin veriyoruz” diyor.
En Fazla Görmek İstedikleri Yer Atatürk Müze Odası
Pera Palas’a gelen ziyaretçiler otelin tamamını merak etse de en fazla görmek istedikleri yer, Atatürk Müze Odası.
Atatürk’ün 1917’den başlayarak sık sık konakladığı 101 numaralı oda ziyaretçi akınına uğruyor. Öyle ki sadece mart ayında 10 binin üzerinde ziyaretçi Pera Palas’a gelerek 101 numaralı odayı ziyaret etti.
101 numaralı oda, Atatürk’ün 100’üncü doğum gününde müze haline getirilerek ziyarete açıldı.
Atatürk’ün üst düzey misafirlerini ağırladığı odada kıyafetlerinden kitaplarına kadar pek çok şahsi eşyası sergileniyor.
Pera Palas'ın Gizemi
Pera Palas tarihi boyunca tıpkı dizi filmdeki gibi bazı gizemli olaylara da sahne oldu. Eti, bu konuda şunları anlatıyor:
“İnsanoğlu meraklıdır, gizemli hikayeleri çok sever. Bunun için çok gelen var. Yalnızca bu diziden dolayı değil, öncesinde de vardı. Mesela Uzakdoğuluların Agatha Christie’ye karşı aşırı bir merakı var. O meşhur anahtar hikayesi… Kapının yanındaki eşikte bulunması gibi. Onun gibi şeyleri merak edip okuyup gelenler var.”
Pera Palas ve gizem denildiğinde akla gelen ilk isim kuşkusuz Agatha Christie… Kaynaklara göre ünlü polisiye yazarı, 1926 ve 1932 yılları arasında gerçekleştirdiği İstanbul seyahatlerinde Pera Palas’ta konakladı. Her gelişinde de 411 numaralı odayı tercih etti.
Agatha Christie, 1926’da 11 gün boyunca ortadan kayboldu. Kimse kendisinden haber alamadı. Arabası bir göl kenarında ağaca çarpmış halde bulununca öldüğü düşünüldü. Bir süre sonra ortaya çıkan Christie, 11 gün nerede olduğuna ilişkin kimseye bir şey söylemedi. Agatha Christie’nin vefatından sonra ünlü bir medyum olan Tamara Rand, yazarın kaybolduğu günlere ait gizemin Pera Palas Otel’deki odasında saklı olduğunu iddia etti. Gerçekten de 411 numaralı odada, tam da Rand’in tarif ettiği yerde bir anahtar bulundu. Anahtarın, Christie’nin kayıp 11 gününün sırrını çözeceği öne sürüldü. Sır hala çözülemese de ünlü yazarın hayranları yıllardır Pera Palas’tan eksik olmuyor. Otele gelerek 411 numaralı odayı ziyaret etmeyi sürdürüyorlar.