Yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, beklenen büyük Marmara depremi ve sonrasında yaşanacaklar ile ilgili görüşleri gündemde. Gazeteci Fatih Altaylı, bir operasyon geçiren Celal Şengör’ü hastanede ziyaret etmiş, deprem hakkındaki konuşmalarını köşesinde anlatmıştı.
"İstanbul'dan Taşınacağım"
İstanbul’dan taşınmayı düşündüğünü belirten Şengör, “Çünkü depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum. Tabii ki, bütün İstanbul yerle bir olmayacak. 60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak. Birkaç gün içinde kentte açlık başlayacak. Bunu salgın hastalıklar takip edecek." gibi yorumlar yapmıştı.
Milliyet, Şengör’ün açıklamalarını deprem uzmanlarına sormuş. İşte bazı yorumlar:
Naci Görür: Beklenen Deprem 7.2 ila 7.6
Prof. Dr. Naci Görür, “İstanbul’da beklenen deprem 7.2 ila 7.6 arasında değişiyor. Ancak deprem nedeniyle, ‘İstanbul’dan ya da oradan buradan gidin’ demek doğru değil. Türkiye’nin yüzde 90’ı deprem sıkıntı olan bir ülke. Biz ülkemizin her noktasını deprem dirençli hale nasıl getiririz; deprem öncesinde, sırasında ve sonrasında nasıl davranılması gerekir, bunu anlatmalıyız. Celal bu ülke için çok değerli bir bilim insanı, ülkemizin yüz akı. Onun kişisel düşüncesi gitme fikri. Ancak, bizlerin; ülke can güvenliğini savunan ve ‘Önlemler alın’ diye uyarılar yapan ve doğruları söyleyen insanların, bireysel tavırlardan çok topluma yönelik olmasında fayda var. Deprem gerçeği var ve sonrasında Celal’in söyledikleri yaşanacak. Panik yaratacak bir şey yok. Bilim dünyasının sürekli dile getirdiği şeyleri söylemiş” dedi.
Prof. Dr. Serdar Akyüz: Binaların yenilenmesi gerekiyor
Prof. Dr. Serdar Akyüz: “Deprem olacak, bundan kurtuluş yok. O nedenle burada hem yönetimin hem vatandaşın alması gereken tedbirler var. Düzenini İstanbul’da kurmuş insanlar ve maddi durumu çok uygun olmayan insanlar tabii ki İstanbul’dan uzaklaşamıyor. Binalarını yenilemesi, güçlendirmesi gerekiyor ama yapamıyorlar. İstanbul’da kalmak zorunlu değilse, İstanbul dışında yeni bir düzen kurmak, her ne kadar zor olsa da, bir çözüm olabilir. Çarpık yapılaşma, dar sokaklara yardımın ulaşamaması, olası gıda, su, hastalık, sosyal olaylar gibi problemlerin de hesaba katılması gerekliliği. Ben de emekli olduktan sonra İstanbul’da kalmayı düşünmüyorum.”
Prof. Dr. Şerif Barış: Burada Yaşamak Zorunda Olanlar Ne Yapacak?
Prof. Dr. Şerif Barış: “İstanbul’un en büyük şansı deprem üretecek en yakın fay kıyıya 12 kilometre uzaklıkta. O nedenle bu zamana kadar yapılmış deprem senaryolarında çok büyük sayılarda, 50 bin ve civarında evin yıkılacağı gibi bir durum söz konusu değil. Vatandaşların yanlış davranışı yüzünden yollar kapanabilir, köprüler tıkanabilir ama böyle günlerce girilemeyecek bir durum değil. İstanbul’da yaşayanların ilkyardım, arama kurtarma gibi bilgileri elde etmeleri lazım. Önlemler alınırsa vatandaşların İstanbul’dan kaçacağı endişesini azaltmış oluruz. Hali vakti olanlar gitti, burada yaşamak zorunda olanlar ne yapacak? ‘Deprem var, ben gidiyorum’ diye bir açıklama ben yapmam. Bilim insanı olarak sorumluluğum var.”
Prof. Dr. Cenk Yaltırak: İnsanları Riske Ortak Etmiş Olurum
Prof. Dr. Cenk Yaltırak: “Bir arkadaşım 3.3’lük Doğu Marmara depreminden sonra sormuş, “Neden sen de gitmiyorsun?” Benim gidecek yerim yok ama gitsem, İstanbul’dan taşınsam gidip Kuzey Anadolu Fayı’nının orta kolunun Ege’ye kavuştuğu ve devamında 120 km’lik yanal atımlı fayın olduğu, kıyıyı aktif fayların kontrol ettiği bir yere taşınmam. Bazen bilim sadece insanın kendi bildiği, diğerlerinin görmezden geldiği bir durum. Çünkü Ege’de o fayı haritalayan muhterem benim. Kendi riskli gördüğüm yeri söylerim. Eğer ‘giderim’ desem insanları bu riske ortak etmiş olurum.”