Son zamanlarda büyük ilgi çeken cihazlar arasındaki yerini alan 3D yazıcılar, hayal gücünün gerçeğe yansımasında büyük rol oynuyor. Bugün inceleyeceğimiz Ultimaker 2 3D yazıcı da bunlardan biri. Test merkezimizde konuk ettiğimiz Ultimaker 2, kompakt sayılabilecek boyutlarıyla masa üzerinde yer verebileceğiniz bir model. Cihaz, kişisel kullanımlar için tercih edilebileceği gibi daha çok tasarıma ve modellemeye gönül veren profesyonellere hitap ediyor.
Her şeyden önce 3D yazıcı teknolojisi henüz olgunlaşmış değil. Bu nedenle bu cihazların henüz son kullanıcılara uygun olduğunu söylemek zor. Her ne kadar baskı işlemi kolay olsa da, cihazı ayarlamak ve yazdırma işlemi süresince incelememizde de bahsedeceğimiz gibi ortaya çıkan sorunlara müdahalede bulunmak biraz zahmetli. Peki, o halde şimdi Ultimaker 2 hakkında edindiğimiz izlenimlere geçelim.
Nasıl çalışıyor?
Önce Ultimaker 2'yi tasarım ve çalışma şekliyle yakından tanıyalım. Önü açık ve içi boş küçük bir kutu görünümünde olan Ultimaker 2, alt kısmında cam malzemeyle kaplı bir tepsiye sahip. Üst kısmında da besleme borusuna bağlı bir ağız bulunuyor. Her iki tarafı fanlarla çevrelenmiş olan bu ağız, X ve Y koordinatlarında hareket edebilmesi için kayışlara bağlanmış iki mekanik çubuk üzerine konumlanmış. Alt yüzeyde yer alan tepsi de yukarı ve aşağı doğru hareket ederek Z eksenini oluşturuyor. Böylece cihaz üç boyutlu modelleme işlemini mekanik olarak gerçekleştirebiliyor.
Besleme borusu plastik malzemeyi arka taraftaki sarmaldan alıp ağıza taşıyor ve kafa, bağlı olduğu mekanik dahilinde X ve Y koordinatlarında hareket ederek yazdırma işlemini yerine getiriyor. Katman katman yazdırma işlemi yapan cihaz, katmanları ise tepsinin her bir katmanda bir adım aşağıya inmesiyle gerçekleştiriyor.
Ön yüzünde mini bir ekran bulunduran Ultimaker 2, tüm ayarları bu ekran ve yan tarafında yer alan navigasyon dairesi yardımıyla yapabilmenizi sağlıyor. Bu ikiliyi kullanarak cihazın ayarlarını rahatlıkla gerçekleştirebildiğinizi söyleyelim. Ancak cihazı yakından tanımak için biraz süre gerekiyor. Ekranın solunda ise bir SD kart girişi mevcut. Yazdırmak istediğiniz modelleri bu SD karta yükleyerek yazdırabiliyorsunuz.
Yazdırma işlemi
Ultimaker 2, iki farklı hammaddeyle çalışıyor. PLA ve ABS olarak ayrılan bu malzemelerden PLA, plastik olarak biyolojik formüle edilmiş bir madde, ABS ise geri dönüştürülebilir bir madde olarak tanımlanıyor. İncelediğimiz modelde PLA malzeme yüklüydü. Mavi renkte olan bu malzemenin isteğe göre farklı renkleri de bulunabiliyor. Sarmal olarak mavi, eflatun, yeşil veya daha sonra isteğinize göre boyayabilmeniz için beyaz renkte olanları da var.
Cihazı incelememiz için SD kartın içinde 3D modeller yüklü olarak geldi. Biz de bunlardan birkaçını yazdırdık elbette. Bu süre içinde sorunlarla da karşılaştık. Hemen cihazın yazdırma performansı ve tecrübelerimizden de bahsedelim.
Yazdırmak istediğiniz modeli, ekran ve navigasyon dairesini kullanarak "Print" seçeneği altından SD karttan seçebiliyorsunuz. Bunun hemen ardından hazırlık sürecine giren Ultimaker 2, öncelikle alt kısımdaki cam tepsiyi ısıtıyor. Tepsi yeterli sıcaklığa eriştikten sonra yukarıya doğru yükselerek kafanın altında konumlanıyor ve yazdırma işlemi başlıyor. Açıkçası bu işlem oldukça zevkli. Adım adım iğne darbeleriyle modelin işlendiğini görebiliyorsunuz. Yazdırma süresi ise elbette modelden modele değişiyor. Yaklaşık 4 cm'lik robot modellemesini 40 dakika bir süre içinde yazdırabildiğimiz cihaz, toplamda 38 metrelik malzeme karşılığında ise Collesium arenasını üretebiliyor. Ancak bunun için 28 saat gibi bir süre çalışması gerekiyor.
Yüksek çözünürlükte baskı yapabilen cihazda, yazdırma işlemi sırasında ise yer yer hatalarla da karşılaşmadık değil. Malzemeyi üstteki ağıza taşıyan ve cihazın arkasında yer alan besleme borusunun bağlı olduğu motor bazen malzemeyi aşındırabiliyor. Bu nedenle malzemeyi borudan çıkartmanız ve yeniden yerleştirmeniz gerekiyor. Bu işlemi de manüel olarak değil, cihazın ayarlarını kurcalayarak yapmanız lazım. Öte yandan Mainteance, yani bakım kısmından Build Plate diyerek cihazın ayarlarını baştan yapılandırabiliyorsunuz. Ancak bunun için cihaz üzerinde profesyonelleşmeniz gerektiğini de söyleyelim. Eğer ayarları doğru yapılandırmazsanız, modelleriniz istediğiniz gibi olmayacak.
Kendi baskınızı yapın
Daha çok tasarımcılar ve modellemeyle ilgili profesyoneller tarafından kullanılacağını düşündüğümüz Ultimaker 2, elbette bu işlere amatör olarak gönül vermiş kullanıcılar tarafından da rahatlıkla kullanılabilir. Az önce de söylediğimiz gibi bunun için cihazla biraz zaman geçirmek gerekiyor. İnternetten hazır tasarımlar bulabileceğiniz gibi, kendiniz de modelleme yapabiliyorsunuz. Peki, bunu nasıl yapacaksınız? Hemen bundan da bahsedelim ve birkaç ipucu verelim.
Öncelikle Ultimaker 2 için Cura adında bir yazılım bulunuyor. Bunu internet üzerinden indirebiliyorsunuz. Öte yandan Tinkercad.com üzerinden takip edeceğiniz editör yardımıyla 3D modelleme yapabiliyorsunuz. Ardından hazırladığınız bu modeli, Cura üzerinde açıp çözünürlük kalitesini belirlemeniz ve formatını değiştirmeniz gerekiyor. Böylece bu modeli SD karta kopyalayabilir ve yazıcıdan bastırabilirsiniz.
Özetle
Toparlayacak olursak Ultimaker 2'yi gayet başarılı bulduğumuzu söyleyebiliriz. Profesyonel anlamda rahat bir kullanım sunan cihaz, henüz teknolojinin çok başında olması sebebiyle henüz son kullanıcılara pek hitap etmiyor. Yazdırma kalitesiyle de ortaya güzel işler çıkartabilen cihaz, öte yandan fiyatıyla da oldukça pahalı. Tasarımcılar ve modellemeyle ilgili olan kullanıcılar tarafından yakından incelenebilir.
Ultimaker 2'in fiyatı ise yaklaşık 9200 TL civarında.
Kimler Almalı
Ultimaker 2'nin tasarımcılar ve modellemeyle ilgili olan kullanıcılar tarafından yakından incelenebilir diye düşünüyoruz.
Alternatifleri
Ultimaker 2'ye alternatif olarak kişisel kullanımlar için daha ucuz seçenekler de mevcut. Bunlardan biri ise Cube. Bu model de yakından incelenebilir.