SteelSeries'in yeni üst seviye klavyesi son derece iddialı bir ürün olarak çıktı karşımıza. Genel geçer detayları birazdan inceleyeceğiz ancak bir klavyenin çıkıp her tuşun hassaslığını ayrı ayrı ayarlanabilecek şekilde bizlere sunması, ezberleri bozan, kartları yeniden dağıtabilecek bir teknoloji. Elbette bu yüksek teknoloji beraberinde yüksek bir bedeli de getiriyor.
SteelSeries Apex Pro'da Series 5000 sınıfı, uçakların gövdesinde kendisine yer bulan bir alüminyum kullanmış. Bu da büyükçe sayılabilecek klavyenin ağırlığını, mesela bir Razer Blackwidow X'e kıyasla direkt olarak düşürmüş. 950 gram ağırlığındaki klavye yere iyi oturuyor ve "çat" diye yerine oturan mıknatıslı bilek desteği ile de muhteşem bir uyum yakalıyor. Bu destekte kullanılan yumuşak kaplamanın son derece hoş ve kaliteli bir his bıraktığını da söyleyelim. Görebildiğim tek sıkıntı çok çabuk kirlenebiliyor olması.
Klavyede kullanılan OmniPoint manyetik / mekanik anahtarlar hassaslık konusunda en iyiler arasında. Yaratılan mekanik alanın (Hall Etkisi) gerilimi bir algılayıcı ile ölçülerek harekete geçtiğinden çalışmak için bir yüzeye sürtünmesi gerekmeyen, bu sayede 100 milyon tıklama ömrü sunan anahtarların tepki süresi 0.7ms, çalışma ağırlığı ise 45cN. Bu ömür standart bir mekanik klavyede kullanılan anahtarların iki katı. Normalde bu çalışma değerlerine "oyunlarda son derece hızlı, yazı yazmak ise kabus" dememiz gerekiyor ama o iş alıştığımız gibi değil. Zaten en büyük olayımız da burada başlıyor.
SteelSeries Apex Engine üzerinden klavyenin ¾'ünü kaplayan bu tuşların hassaslıkları tek tek (tekrar yazıyorum, tek tek) ayarlanabiliyor. 0.4mm'den 3.6mm'ye kadar dilediğiniz hassasiyete ayarlanabilen bu tuşlar sayesinde oyunlarda yüksek performans alıp yazı yazarken azap çekme dönemi resmen sona ermiş durumda. Bir adet hassaslığı düşük yazı yazma ve günlük çalışma profili, bir adet de rekabetçi oyunlara tanımlı, yüksek hassaslıktaki profili klavyeye kaydedebiliyorsunuz. Klavye üstündeki OLED ekrandan profiller arası geçiş yapmanız 5-6 saniye sürüyor.
Apex Pro'nun bir diğer önemli özelliği de Rival 700'de bulunana benzeyen OLED akıllı ekran. Bu ekrandan önceden belirlediğiniz profiller arasında rahatlıkla geçiş yapabiliyorsunuz. Sağda bulunan tekerlek plastikten olsa da kullanımı kolay ve tıklanabilir olması da ekranda kontrolcü gibi kullanılabilmesini sağlıyor. Yani uzun bir yazı seansının ardından oyuna girmeden önce SteelSeries Engine'i açıp iki saat ayar yapmak zorunda değilsiniz. Her şey son derece hızlı ve pratik.
Bu arada SteelSeries Engine'in yazılımı bu testler yapıldığı sıralarda klavye ile kusursuz bir uyum içerisinde değildi. Birkaç kez klavyeyi çökertmeyi başardık ancak başka bir profile geçerek her şeyi yoluna koymak sadece birkaç saniye sürdü. En son yazılım güncellemesinin ardından sorunu tekrar yaşamadığımızı da belirtelim (+2 puan daha ekliyoruz).
Ürünün donanımı son derece geniş. Series 5000 alüminyum gövde RGB aydınlatmayı yansıtma anlamında çok başarılı olmasa da sağlamlığa ve hafifliğe yaptığı katkı ile bizden artı puan aldı. Kablo son derece sağlam, kolay kolay zarar veremezsiniz gibi.
Son olarak ürünün üzerinde bir USB 2.0 slotu bulunduğunu, her tuş için RGB aydınlatma desteği ve özel multimedya kontrollerinin de pakete dahil olduğunu belirtelim.
Özetle
Sonuç olarak SteelSeries Apex Pro, her şeyiyle fazlasıyla başarılı bir klavye oluyor. Özellikle hassaslığı ayarlanabilir anahtarlarını beğendiğimiz, kaliteli ve rahat bilek desteği ve elbette uçaklarda kullanılan alüminyum alaşımlı kasasıyla SteelSeries Apex Pro, fazlasıyla iddialı bir model olmuş. Elbette bunca lüksün bir bedeli var, SteelSeries Apex Pro piyasada 1500 TL'ye bulunabiliyor.
Biraz pahalı olduğu açık, ancak bizce kesinlikle hak ediyor.