Koreli Pulsar, sadece birkaç yıldır hayatımızda olmasına rağmen Xlite ve X2 gibi 2 şahane modelle gurme oyuncuları mest etmeyi başarmış bir firma. Ergo yapıdaki Xlite’ın ardından simetrik fare seven oyuncuları hedefleyen Pulsar, daha fare çıkmadan önce ciddi bir hype yaratmayı başarmıştı. X2 de açıkçası bu hype’ı karşılayan hatta üzerine koyan bir yapım oldu.
Pulsar X2 son dönemlerin sadelik modasına uyan bir ürün. Razer Basilisk’in tam aksine tekabül eden bir tasarım anlayışı etrafında yaratılmış. Mini ve Medium olmak üzere 2 farklı boyutta üretilen X2, geçtiğimiz aylarda incelediğimiz Razer Deathadder V3 Pro gibi son derece minimalist bir çizgiye sahip. Pulsar X2’de herhangi bir RGB aydınlatma bulunmuyor ve eğer Bruce Lee Special Edition gibi bir özel versiyonu satın almadıysanız, tek renk hakim.
120x63x38mm ebadındaki ürün ilk bakışta değil ancak elinize aldığınızda G PRO X Superlight’a çok benzer bir shape’e sahip. Plastik kaplama son derece kaliteli bir hissiyat veriyor ve lastik veya kauçuk el destekleri kullanılmamış. Bu kalite üretim tarafına da yansımış, farenin hiçbir yerinden hiçbir tıkırtı gelmiyor, tuşlar sallanmıyor veya baskı uyguladığınızda gıcırdama duymuyorsunuz. Her şey olması gerektiği gibi.
Pulsar X2’nin iddiası tasarımdan gelmiyor demiştik. Farelerin Apple’ı tabir edebileceğimiz üründe PixArt’ın PAW 3395 sensörü kullanılmış ki bu sensör piyasadaki en iyi 2 sensörden birisi. 26000dpi’a kadar hassaslık, 50G hızlanma ve 650 IPS hız değerlerine sahip olan sensör Motion Sync desteği sayesinde kablosuz bağlantıda pozisyon doğruluğunu neredeyse kusursuz ve gecikmesiz bir şekilde sağlıyor.
Pulsar’ın bu modelde kullandığı anahtarlar ise piyasada çok sevilen Kailh GM8.0 modeli mekanik anahtarlar. 80 milyon tıklama ömürlü olan orta sertlikteki bu anahtarlar piyasadaki en kaliteli ve en sevilen modeller bir süredir. Tekerlekte kullanılan encoder ise hem tactile hissi hem de orta derecedeki sertliği ile çok sevilen TTC Gold.
Skatezlere gelirsek, Pulsar yine son derece kaliteli ancak biraz çabuk yıpranabilen yüzde 100 PTFE skatezleri tercih etmiş. Kutudan maalesef yedek bir set çıkmıyor. Bunun dışında farenin 56 gramlık ağırlığının da etkisiyle süzülme performansı son derece başarılı.
Pulsar tıpkı Xlite modelinde olduğu gibi, farenin alt kısmında kendisine özgü kocaman boşluklar bırakmış. Bu elbette hafiflik de getiriyor ve bir nevi Pulsar’ın imzası oldu. Güzel gözüküyor ve yapısal bir zayıflık (creaking gibi) da yaratmıyor.
Pulsar X2 elbette kablosuz bir ürün ancak şarj etmek istediğinizde de Pulsar Superflex adında kutudan çıkan son derece kaliteli bir şarj kablosu var: Son derece esnek olan bu kablo piyasadaki nicesine taş çıkartacak kadar kaliteli.
Peki bunca özelliğin uygulama desteği var mı, evet var. Pulsar Fusion basit ama yetenekli bir yazılım. Görebildiğimiz tek sorunu farenin batarya seviyesini doğru ölçemiyor olması. Yüzde 50’deyken bir anda fare kapanınca korktuk ama daha sonra sıkıntının Fusion’dan kaynaklandığını anladık.
Pulsar X2’nin bir şarjda 70 saatlik kullanım süresi var, açıkçası bunu aşmış bile olabiliriz. Bir noktada acaba kaç gün önce şarj ettik diye düşündüğümüz oldu. Bluetooth desteği olmayan fare keşke 2.4Ghz alıcısını içinde taşıyabilseydi ama bu kararın hafiflik ve ondan da fazla “rattling” sıkıntılarını engellemek için alındığını hissetmek mümkün. Bizce problem yok.
Sonuç
Ülkemizde Connect Game üzerinden 2000 TL fiyat etiketi ile satışta olan Pulsar X2 ne istediğinizi biliyorsanız sizi çok memnun edecek, “main” oyuncu fareniz olacak bir ürün. Lamzu Atlantis ile beraber şimdiye kadar incelediğimiz en iyi fare oldu.