Taşınabilir oyun konsolları yıllardır hayatımızda. 1980'lerin efsanevi Game Boy'uyla başladığını söyleyebileceğimiz serüven, sektördeki rekabetin yanı sıra teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte sürekli olarak gelişti. Özellikle 2017’de Nintendo Switch’in hayatımıza girmesiyle iş çok farklı bir boyuta taşındı. Zira Nintendo bir risk alarak, hibrit yapıda tasarladığı Switch ile sektöre yeni bir soluk getirdi. Elbette bunun karşılığını da fazlasıyla aldı; geçtiğimiz ay açıklanan satış rakamlarına göre konsol, tam olarak 132 milyon satış adedine ulaştı.
Ancak şöyle bir sorun var ki; Switch herkese hitap eden bir konsol değil. Zira oyunları daha çok Asya pazarına ve batıdaki belli bir kesime hitap ediyor. Bildiğiniz gibi hardcore PC oyuncularının da bu tür oyunlarla pek arası yok, daha çok Casual oyunculara hitap ediyor. Yani bu da demek oluyor ki, çoğu kişi yıllardır yüksek donanım isteyen oyunları oynatacak taşınabilir bir konsol görme umuduyla bekliyor. Ancak neyse ki geçtiğimiz sene bu alanda hareketlilik yaşanmaya başladı. Ve son olarak Lenovo da Legion Go konsoluyla arenaya katıldı. Peki, Legion Go sadece pazardan pay almak için mi geliştirildi yoksa bize gerçekten farklı bir şeyler sunuyor mu?
Lenovo Legion Go Tasarım Detayları ve Kontroller
Evet, Legion Go gerçekten enteresan bir cihaz. Hemen her yerinde çeşitli kontrolörler ve alanlar yerleştirilmiş durumda. Böylece çeşitli şekillerde kullanabiliyorsunuz. Aslında Legion Go’ya tam olarak oyun konsolu demek de eksik olur. Zira Windows 11 işletim sistemi üzerinde çalıştığı için hem bir bilgisayar hem de bir konsol görevi görüyor. Bu yüzden kendisine “el tipi oyun bilgisayarı” demek en doğrusu. Dolayısıyla asıl rakibi direkt Nintendo Switch değil, fakat bir yandan onunla da rekabet halinde. Zira arkasındaki destek ayağı ve çıkarılabilir kontrolörleriyle Switch’e oldukça benzeyen bir yapıda.
Legion Go, boyut olarak epey büyük olmasına rağmen ele alındığında şaşırtıcı derecede hafif. Yine de göründüğü kadar ağır olmasa da uzun süreli kullanımdan sonra ağır gelebiliyor. Elbette bunun en iyi çözümü destek ayağını açarak masaya koymak ve kumandalarla uzaktan kontrol etmek. Üstelik cihazın kutusundan manyetik bir aparat da çıkıyor. Eğer sağ kumandanın altındaki düğmeden FPS modunu etkinleştirirseniz, kumandayı manyetik aparatla beraber dikey bir fare olarak da kullanabiliyorsunuz. Böylece analog ile kontrol etmekte zorlandığınız oyunlarda ekstra bir aksesuar kullanmanıza gerek kalmıyor.
Legion Go’nun tuşlarına baktığımızda; yön pedi, analog çubukları ve tetikleyiciler gibi standart olarak görmeye alıştığımız her şey üzerinde mevcut. Farklı olarak ne var derseniz; öncelikle arkada 4 adet programlanabilir tuş yer alıyor. Bunların 3’ü parmak uçlarının denk geldiği yere konumlandırıldığından yanlışlıkla tıklama ihtimaliniz çok yüksek. Ancak varsayılan olarak hiçbirine bir görev atanmadığı için yanlışlıkla basmak sorun yaratmıyor. Kendiniz özelleştirebilirsiniz. Sağ analoğun altındaysa küçük bir touchpad yer alıyor. Başparmağa uygun tasarlanan bu alanın kullanımı gayet rahat. Ayrıca oldukça da duyarlı.
Bununla birlikte, cihazın ön tarafındaki diğer düğmelerden biri, daha sonra değineceğimiz Legion Space uygulamasını, diğeri ise hızlı ayar yapabileceğiniz kontrol panelini açıyor. Sol alttaki son 2 düğmeyse oyun sırasında çeşitli işlevleri yerine getirmeye yarıyor.
Bağlantı noktalarına gelecek olursak, Legion Go'da 2 adet USB-C portu, 1 microSD kart yuvası ve 1 kulaklık girişi mevcut. Bu USB-C girişlerinin biri konsolun üstünde diğeriyse altında yer alıyor. Ayrıca cihazla birlikte verilen taşıma kılıfının alt kısmında, cihazın alt tarafındaki USB-C girişiyle hizalanmış bir açıklık var. Bu sayede Legion Go’yu kılıfındayken de şarj edebilmek mümkün. Bunun kesinlikle basit ama ince düşünülmüş bir detay olduğunu söylemek lazım.
Lenovo Legion Go Ekran Özellikleri ve Ses Kalitesi
Tasarım detaylarını bir kenara bırakırsak, Legion Go’yu rakiplerinden ayıran en önemli özelliğinin, ekranı olduğunu söyleyebiliriz. Bu ekran, oldukça ince çerçevelere, 2560x1600 piksel çözünürlüğe ve 144 Hz yenileme hızına sahip 8,8 inçlik dev bir ekran. Elbette en yüksek çözünürlükte her oyunu akıcı bir şekilde oynatıp oynatamadığı apayrı bir konu, ancak oyun oynamak için güzel bir ekran olduğuna şüphe yok. Parlaklığı yeterli seviyede, renkleri oldukça canlı ve dokunmatiği gayet güzel çalışıyor.
Ancak IPS paneli, OLED ekranlı rakiplerine göre bir tık geride kaldığını da söylemek lazım. Ne yazık ki hiçbir LCD teknolojisi halen OLED’ler kadar kaliteli bir deneyim sunamıyor. Yine de taşınabilir konsollar arasında gördüğümüz en iyi ekranlardan birine sahip. Bizim fikrimizi sorarsanız; daha yüksek çözünürlük ve daha büyük ekran, böyle bir cihaz için çok daha önemli. Zira dediğimiz gibi; bu sadece bir konsol değil, ayrıca bir bilgisayar. Doğal olarak film de izleyeceksiniz, gündelik işlerinizi de halledeceksiniz. O yüzden daha geniş bir alanın avantajı çok daha büyük.
Bu arada buraya bir parantez açalım; Legion Go’yu illa OLED bir ekranda kullanmak istiyorum derseniz, cihazın yeni Legion Glasses gözlükleriyle uyumlu olduğunu belirtelim. Evet, bu cihaz ayrıca Legion Glasses gözlüklerle de kullanıyor ve böylece oyun ekranı gözlerinize taşınmış oluyor. Biz bu gözlükleri sadece deneyim alanında kullandık, gayet keyifli görünüyor ancak henüz ülkemizde satışı yok. Yurt dışı fiyatı ise 330 dolar.
Tekrar Legion Go’ya dönersek, rakiplerinden geri kaldığı önemli noktanın ses performansı olduğunu söylemek lazım. Açıkçası üzerindeki 2W gücündeki 2 adet hoparlörün ses seviyesi pek yeterli değil. Evet, sesler net geliyor ve taşınabilir bir konsola göre iyi. Ancak ortam gürültülü olduğunda çoğu şeyi duymakta zorlanıyorsunuz. Üstelik bu durum sadece masada kullanırken geçerli değil, elinizde oynarken de aynı sıkıntıyı yaratıyor. Haliyle daha iyi bir ses deneyimi için kulaklık kullanmanız gerekiyor.
Lenovo Legion Go Teknik Özellikler ve Performans
Şimdi, gelelim en önemli konuya; Legion Go performans noktasında bize neler vadediyor hepimizin asıl merak ettiği şey aslında bu. Öncelikle teknik tarafa baktığımızda AMD'nin 8 çekirdekli Ryzen Z1 Extreme işlemcisinin kullanıldığını görüyoruz. İşlemciye eşlik eden bileşenler arasındaysa 16 GB LPDDR5 bellek ve 512 GB’lık bir SSD bulunuyor. Evet, genel olarak bakıldığında rakiplerine göre çok büyük bir donanım farkı yok. Ancak tüm bunların yanına daha büyük ve daha yüksek çözünürlüklü ekranı da eklediğimizde Legion Go’nun birkaç adım daha önde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Peki, iş gerçek hayattaki performansına geldiğinde her şey kağıt üzerinde durduğu gibi mi? Sonuçta Legion Go deneysel bir cihaz sayılır ve böyle cihazlar ilk piyasaya sürüldüğünde birçok sorunu beraberinde getirebiliyor. Ancak gerçekleştirdiğimiz oyun testlerine bakarsak şimdilik her şey yolunda gibi. Sonuçlara geçmeden tüm testleri performans modunda ve cihaz fişe takılı değilken gerçekleştirdiğimizi belirtelim. Yani cihazı kullanım amacına uygun olarak test ettik. Bununla birlikte cihaz fişe takılarak kullanıldığında ise ufak bir performans artışı gösteriyor, onuı da söylemek lazım. Ancak çok büyük bir fark değil; oyundan oyuna değişen, 5-10 fps’lik bir artış söz konusu.
İlk olarak cihazı en çok zorlayan God of War’dan başlayalım. Çözünürlük en yüksek olan 2560x1600 pikselde, FSR performans modunda ve grafikler yüksek ayardayken elde ettiğimiz fps 15-20 arası oldu. Grafik kalitesini düşüğe çektiğimizde ise fps 30’lara kadar çıkmayı başarıyor. Aynı ayarlarda FSR’yi kalite moduna aldığımızda karşılaştığımız fps ise düşük grafik kalitesinde 30-35 arası olurken, yüksek grafik kalitesinde 25-30 fps arası oldu.
Ardından daha akıcı bir performans için çözünürlüğü 1920x1200’e çektiğimizde her şey çok daha farklıydı. FSR kalite modunda düşük ayarlarda 35, yüksek ayarlarda 25-30 fps civarlarında seyretti. FSR performans modunda yüksek ayarlarda ise 30-35 fps arası bir performans gösterirken, düşük ayarlarda 50-55 fps ile oldukça akıcı bir deneyim sundu. Buradan anlıyoruz ki, FSR’yi ve grafik kalitesini en yükseğe çekmediğimiz sürece gayet akıcı bir oynanış görüyoruz. Bu arada bilmeyenler için FSR dediğimiz, DLSS’in AMD tarafındaki alternatifi. Aynı şekilde oyunların çözünürlüğünü düşürmeden performansı artırmaya yarıyor, ancak DLSS’e göre daha geleneksel yöntemler kullandığından şimdilik onun kadar yüksek performans gösteremese de epey işe yarıyor.
Testimize geri dönersek, ikinci olarak Spider-Man Remastered’ı denediğimizde yine FSR kalite modunda ve çözünürlük 2K’dayken yüksek ayarlarda 20-25 civarı, düşük ayarlarda da 30-35 fps elde ettik. Çözünürlüğü aynı şekilde düşürdüğümüzdeyse daha kaliteli grafiklerde 40-45 fps, daha düşük grafiklerde 60 fps’leri gördük.
Daha sonrasında da bir başka oyun olarak Resident Evil 2’de kullandık. Burada da 2K’da önerilen ayarlarda 25-30, daha düşük çözünürlükte 30-35 fps arası bir skor elde ettik.
Genel olarak baktığımızda Triple-A dediğimiz oyunlarda her şey akıcı ve sorunsuz gibi görünüyor. Bunların yanında Sackboy, Little Nightmares veya GRIS gibi el konsolu ruhuna yakışan çerezlik oyunlarda da denedik. Elbette bu oyunlarda fps 100’ün altına düşmüyor. Ayrıca ayarları güzel optimize ettiğinizde 144 fps üstü bir performans alarak ekranın tüm nimetlerinden tam anlamıyla yararlanabiliyorsunuz.
Şimdi size yüksek fps değeri almak iyi bir oyun deneyimi için yeterli gibi gözükebilir. Ancak bu noktada konsolun kullanım rahatlığı da pek tabii önemli. Söylediğimiz gibi Legion Go bize bu konuda farklı alternatifler sunuyor. İster elinize alıp oynayın ister kontrolörleri çıkararak ekranı masaya yerleştirip oynayın birçok seçeneğiniz var. Hatta en başta belirttiğimiz gibi manyetik aparat sayesinde sağ kontrolörü dikey bir fare olarak bile kullanabiliyorsunuz. Cihazın mobil deneyimi ise çok rahat. Ele tam oturduğundan ve tuşlara erişim rahat olduğundan gerçekten keyifli bir deneyim sunuyor. Ekranı masaya yerleştirip kullanmanın tadı da ayrı, ancak biraz garip bir kullanım şekli; alışmak için bir süre geçirmeniz gerekiyor. Ancak FPS moduna pek fazla ısınamadığımızı söyleyelim. Sebebiyse altına taktığımız aparatla beraber kontrolör bize biraz hantal geldi. Bir de çoğumuz dikey fare kullanmaya da alışık olmadığımızdan, alışmak için vakit harcamak gerekiyor. Fakat bu kullanım yöntemlerinin çeşitliliği kesinlikle takdire şayan. İlla kullanıcısını bulacaktır.
Testler sırasında gözümüze çarpan önemli şeylerden biri de cihazın fanlarının oldukça sessiz çalışması oldu. Bununla birlikte soğutma sistemi de gayet başarılı olmuş, elimizi rahatsız edecek bir sıcaklık yaşamadığımızı söyleyebiliriz. Evet, buraya kadar her şey iyi hoş. Peki, oyun oynarken sorun yaratan hiç mi bir şey yok? Elbette ki var; o da pil ömrü. Zira Legion Go’nun pili oyun sırasında en fazla 2 saat dayanabiliyor. Üstelik bu 2 saat de ayarlar düşükte oynanırsa. Aksi takdirde en yüksek ayarlarda şarjın tükenmesi en fazla 1 saat sürüyor.
Yazılım Desteği
Son olarak değinmemiz gereken yazılım gibi çok mühim bir konu daha var. Yazılım derken sadece cihaza özel geliştirilen uygulamalardan bahsetmiyoruz; Windows 11 burada asıl konumuz.
Şimdi, Legion Go’nun Windows 11 kullanması avantaj gibi görülebilir, ancak ne yazık ki bazen sinir bozucu bir deneyim yaşatabiliyor. Örneğin cihazın üzerindeki tuşlar ile masaüstünde kontrol sağlayamadığınızdan, istemediğiniz halde dokunmatik ekranı veya touchpad’i kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Veya oyunlara girerken devamlı Windows güvenlik uyarıları karşınıza çıkıyor. Bununla birlikte birkaç kere oyunlarda çökme gibi problemler de yaşadığımızı belirtelim.
Öte yandan cihazın Windows kullanmasının Xbox Game Pass gibi önemli bir avantajı var. Özellikle Steam’in dolar kuruna döndüğü ve konsol oyunlarının fiyatlarının tavan yaptığı bir zamanda bu önemli bir avantaj. Yani Game Pass abonesiyseniz, bu cihaz üzerinden kütüphanenize erişebiliyorsunuz.
Windows 11’in yanı sıra Lenovo, cihaza özel Legion Space adında bir uygulama da sunuyor. Bunu kullandığınızda Windows ile pek işiniz kalmıyor diyebiliriz; karşınıza uygulama marketine benzer bir arayüz geliyor. Tüm kontrolleri tuşlar üzerinden sağlayabildiğiniz gibi birçok ayarı da buradan yapabiliyorsunuz. Çok temiz bir arayüzü olmasa da şimdilik idare edecek bir uygulama diyebiliriz. Eminiz Lenovo zamanla daha iyi hale getirecektir.
Sonuç
Sonuç olarak Lenovo Legion Go, kesinlikle son yıllarda piyasaya sürülen en ilginç cihazlardan biri olmuş. Dev ekranı ve çıkarılabilir kontrolörleri sayesinde diğer Windows 11 tabanlı el konsollarından kendini ayırmayı başarıyor. Ancak gerçekten çok pahalı olduğunu da söylemek lazım: şu an piyasada 35000 TL’lik fiyatının yanına yaklaşabilecek ne bir el konsolu ne de başka tür bir konsol var doğrusu. Bu anlamda pek çok kişinin uzaktan bakacağı bir arzu nesnesine dönüştüğünü söyleyebiliriz.