Apple'ın uzun zamandır üzerine konuşulan üst seviye amirali iPhone X, sonunda elimize ulaştı ve test merkezimize girdi. 64 GB ve 256 GB kapasiteli modeller halinde ülkemizde de 27 Kasım tarihinde stoklarda olacak olan iPhone X, Apple'ın bugüne kadar ürettiği en pahalı iPhone modeli olma unvanını elinde bulunduruyor. Hatta öyle ki, iPhone X, şu an piyasadaki en pahalı amiral gemisi telefon modeli oluyor.
Günümüzde üst seviye bir amiral gemisi modeli satın almak için halihazırda 4 bin TL'yi gözden çıkartmanız gerekiyor. Bunlar arasında son dönem karşılaştıklarımız arasında Samsung Galaxy Note 8, Galaxy S8 Plus, iPhone 8 Plus, Huawei Mate 10 Pro ve Sony Xperia XZ Premium gibi modeller yer alıyor. iPhone X ise, fiyatıyla tüm bu modellerin üzerine çıkarak 6099 TL'den ülkemize giriş yapıyor. 64 GB'lık modeli bu fiyata satın alınabilecekken, 256 GB'lık modeli ise 6899 TL olarak açıklanmış durumda. Kura göre değişim gösterebilecek bu fiyat için küçük çaplı bir servet diyebiliriz. Bu durumda, iPhone X'u satın almadan önce gerçekten iyi bir karar vermeniz gerekiyor.
Peki, iPhone X bizlere neler sunuyor? Kimler tarafından satın alınmalı? Şimdi iPhone X'a daha yakından bakalım.
Ekran
Yeni iPhone X'un en önemli noktası, kuşkusuz çarpıcı ekranı oluyor. 5.8 inç OLED ekran, keskinlik, görsel kalite ve parlaklık bakımından en iyi iPhone ekranı olurken, çerçevesiz hatlarıyla da iPhone 8 Plus'tan daha dar bir alana, daha geniş bir görüntü sağlamış oluyor. iPhone X ayrıca, Apple'ın şimdiye kadar ürettiği en büyük ekranlı iPhone olma özelliği de taşıyor.
Ekranda yer alan OLED teknolojisi, daha derin siyahlar ve daha parlak beyaz alanlar sağlamasıyla, iPhone X'u diğer iPhone modellerinden ayırıyor. Ancak elbette bu konuda piyasanın tek başarılı telefonu değil. Onun yanında Samsung Galaxy Note 8 de yer alıyor.
Telefonun ekranına yönelik teknik detayları paylaşacak olursak, ekran çözünürlüğünün 1125x2436 piksel olduğunu ve inç başına 458 piksel düştüğünü söyleyebiliriz. 625 kandela parlaklık oranına ve HDR özelliğine sahip olan ekranın gövdeye olan oranı ise yüzde 82.9 seviyesinde.
Çerçevesiz ekranıyla son dönemin uzun telefonları arasında yer alan iPhone X, 19.5:9 en/boy oranına sahip. Galaxy S8 ve Note 8'de ise 18.5:9 gibi bir oran görmüştük hatırlarsanız. Sıradan iPhone'larda ise 16:9 oran korunmaya devam ediyor.
Uzatılmış ekranın tasarıma katkısı kadar, sunduğu görüntü anlamında da etkisi büyük oluyor elbette. Kullandığınız uygulamalardan tutun da, ziyaret ettiğiniz internet sitelerinden, görüntülediğiniz video ve fotoğraflara kadar hemen her şeyi daha geniş görebiliyorsunuz. Elbette şimdilik her uygulama bu ekran boyutunda çalışmıyor. Kenarlarda siyah bantları görebiliyorsunuz. Bunların optimize edilmesi zaman alacaktır.
Bu arada her ne kadar iPhone X için -tıpkı Note 8 ve Galaxy S8 için de söylediğimiz gibi- "çerçevesiz" ekrana sahip olduğunu söylesek de, aslında kenarlarda az da olsa siyah bantlı çerçeve yer alıyor. Bu alanlar, telefonu tutarken parmaklarınızın ekrana yanlışlıkla dokunmasını engelliyor ve görüş alanı için rahatsızlık vermiyor.
Bizim gibi, başkalarının da pek hoşlanmayacağı ekranın üzerindeki çentik hakkında ise iyi bir haberimiz var: Dileyen kullanıcılar çeşitli üçüncü parti uygulamaları kullanarak, bu çentik alanını ortadan kaldırabiliyor. Sağ ve sol kenardaki alanlar da orta kısım gibi siyah renge bürünerek, böylece tek bir siyah bant görünüşüne bürünebiliyor.
Tasarım
iPhone X'un tasarımı zaten ana hatlarıyla ekranın çevresinde şekilleniyor. Ön yüzde yekpare ekran bulunduran telefon, arka yüzde de bize cam malzeme sunuyor. Çerçeve ise çelik malzemeye sahip. Böylece telefonu elinizde tuttuğunuzda, fazlasıyla beğeniyorsunuz.
Şimdilik iki farklı renk seçeneğiyle gelen iPhone X, gümüş ve uzay grisi olarak bulunabiliyor. Muhtemelen gelecek dönemlerde çok daha fazla renk seçeneğiyle özel modeller de raflarda yer alacak.
iPhone X'un kalınlığı 7.7 mm, ağırlığı ise 174 gram. Bunu hemen iPhone 8 Plus ve Note 8 ile kıyaslayacak olursak, Note 8'in 195 ve iPhone 8 Plus'ın 202 gramlık ağırlıklarından daha hafif olduğunu ve yine Note 8'in 8.6 mm'lik kalınlığından daha ince, iPhone 8 Plus'ın 7.5 mm'lik gövdesinden ise fark edilmeyecek ölçüde kalın olduğunu söyleyebiliriz.
Telefonun elde duruşu ise gayet dengeli. Yine Note 8 ve iPhone 8 Plus'a kıyasla daha kısa olan iPhone X, 143 mm uzunluğunda bir telefon. Yine 70 mm'lik genişliğiyle de onu elinizde rahatlıkla tutabiliyorsunuz. Elbette telefon hem ön hem arka yüzeyde tamamen cam malzemeden oluştuğundan ve en önemli noktasını ekranıyla oluşturduğundan dolayı, onu düşürmek istemeyeceksiniz. Zira yapılan düşme testlerine göre, ekran kırılmaya bir hayli müsait. Bu nedenle iPhone X satın alanların mutlaka ekranı kırılmalara karşı sigortalatmalarını öneriyoruz.
Eğer iPhone X'un üzerine sıvı dökerseniz ise endişe etmenize gerek yok. Zira suya ve toza karşı IP67 sertifikasıyla korunan iPhone X, böylece 1 metreye kadar 30 dakika süreyle suya karşı dayanıklılık sözü veriyor.
Telefonun arka yüzüne bakacak olursak, buradaki en önemli detayın da kamera alanı olduğunu söyleyebiliriz. iPhone 7 Plus ve 8 Plus modelinde yatay olarak gördüğümüz kamera seti, iPhone X'da dikey olarak karşımıza çıkıyor. Elbette teknik altyapı bakımından yenilikler mevcut, bunlardan incelemenin kamera adımında bahsedeceğiz.
Telefonun tasarımına ilişkin can sıkan yanlarından biri, parmak izlerinizi yine yoğun olarak gövdede göreceğiniz olacak. Bu nedenle iPhone X'u satın aldıktan sonra bol bol temizleyeceksiniz. Neyse ki, az önce bahsettiğimiz suya karşı dayanıklı olmasıyla, onu rahat rahat yıkayabilirsiniz.
iPhone X'un çevresine baktığımızda, sol kenarda ses butonlarını, sağ kenarda güç butonunu ve hemen onun altında da nano SIM kart çekmecesini görüyoruz. Telefonun alt kısmında da stereo hoparlörler ile Lightning portunu görüyoruz. Evet, telefonda 3.5 mm'lik kulaklık girişi ve microSD kart slotu yine yer almıyor.
İşletim sistemi, Face ID ve Animoji
Halihazırda iPhone kullanıyorsanız, zaten iOS 11'i denemişsinizdir. iPhone X'da da iOS 11 yer alıyor, ancak kullanımı biraz farklı. Zira iPhone X'da Touch ID'nin yer almaması işletim sistemi kullanımında sizi jestlere yöneltiyor. Mesela ekranı alt kısımdan yukarı doğru çektiğinizde Kontrol Merkezi karşınıza gelmiyor. Bunun yerine ekranın sağ kenarından aşağı çekmeniz gerekiyor. Yatay veya dikey konumda, ekranın sağ köşesinden aşağı çektiğinizde Kontrol Merkezi karşınıza gelirken, ortadan çektiğinizde ise ana ekrana dönüyorsunuz. Bu kullanım şekli, bazı kullanıcılar tarafından hoş karşılanmayabilir.
Face ID
iPhone X'da önemli yeniliklerden biri ise, kaldırılan Touch ID yerine gelen Face ID oluyor. Face ID yüz tanıma sistemi, kurulumuyla ve kullanımıyla oldukça basit bir yöntem oluyor. Face ID, gözlerinizi, burnunuzu ve ağzınızı tam olarak gördüğü sürece hızlı çalışıyor. Bunun için de telefonu yüzünüzden biraz uzakta tutmanız gerekiyor.
Yüzünüzü kontrol eden kızılötesi tarayıcıyı farklı ışık koşullarında denedik. Güneşli havada gözlükle yaptığımız denemelerde de başarılı çalışan Face ID, bu senaryoda gölgenizin telefon üzerine düştüğü anlarda bazen tekleyebiliyor.
Peki, Face ID gece de çalışıyor mu? Çok düşük ışık altında yaptığımız Face ID denemelerinde de sorunsuz bir kullanım sağladık. Hatta bu senaryoda eğer kendinizi bir kamera ile kayıt ederseniz, iPhone X'dan yüzünüze düşen kızılötesi ışınları görebilirsiniz.
Ancak temel olarak Face ID, yıllardır çok alıştığımız Touch ID'den daha az pratik bir yöntem oluyor. Touch ID'nin daha hızlı davrandığını söyleyebiliriz. Keşke Apple, ortadaki ana butonu kaldırırken, Touch ID'yi tıpkı Sony Xperia'lardan aşina olduğumuz gibi telefonun sağ kenarındaki güç butonu şeklinde karşımıza çıkartsaymış demeden geçemiyoruz. Böylece hem kullanım seçeneği sağlanır, hem de alışkanlıklar değişmezdi.
Face ID'nin güvenliği konusu hakkında da bilgi verelim: Apple, Face ID'nin diğer yöntemlere göre çok daha güvenli olduğunu söylüyor. Ancak elbette kandırılması imkansız değil. Evet, diğer telefonlarda da gördüğümüz yüz tanıma ve iris tanıma yöntemlerinde olduğu gibi yüzünüzün basit bir fotoğrafıyla Face ID'yi atlatamıyorsunuz belki, ancak gelen raporlara göre o da geçilemez değil. Dünya çapında kullanıcılardan bu konuda çok sayıda video geliyor. Mesela bunlardan birinde, yüzünün göz, burun ve ağız kısmını bir maskeye uyarlayan bir kullanıcı, iPhone X'un Face ID yöntemini ilk denemesinde atlatabiliyor. Ayrıca Face ID, ikizlerde de işe yaramıyor gibi görünüyor. Elbette bu örnekler zamanla çoğalacaktır ve bu da teknoloji devini güvenliği arttırmasına yöneltecektir.
Animoji
iPhone X'un eğlenceli konusu Animoji'ye gelecek olursak, bu yenilikle çok fazla eğleneceğinizden şüphemiz yok. iPhone X'un TrueDepth kamerasını kullanan Animoji, temel olarak yüz haritanızı bir robota, bir kediye, köpeğe veya bir maymuna aktarabilmenizi sağlıyor. Peki, bu ne işe yarıyor? İşte eğlence de tam bu noktada başlıyor. Artık sosyal medyada arkadaşlarınızla mesajlaşırken emojilere mahkum değilsiniz. Onlara kendinizi bir emoji -pardon Animoji- olarak sunabilecek, bu şekilde onlarla video benzeri şekilde konuşabileceksiniz. Evet, Apple, Animoji ile sosyal medya sohbetlerine yeni ve çok eğlenceli bir özellik kazandırıyor.
Yalnız Animoji'nin etkileyici olan kısmı bu noktası değil, kullandığı yüz haritalama yönteminin kesin doğruluğu oluyor. Kaşlarınızın titremesinden dudak bükmenize kadar tüm mimiklerinizi kusursuz şekilde karaktere aktarabilen TrueDepth kamera, gelecekte çok daha faydalı işler için kullanılabileceğini bizlere gösteriyor. Ancak o zaman gelene kadar, bu yöntemi Animojilerle sohbet için kullanacaksınız. Bu arada Animoji'nin iMessage dışındaki diğer uygulamalarla da çalıştığını ve bu mesajları sohbet eşinizin görüntüleyebilmesi için illa bir iPhone X sahibi olmasına gerek yok. iPhone X'u olmayanlar Animoji mesajları görebilecek, ancak size bu şekilde geri dönemeyecekler.
Teknik kadro ve performans
Apple iPhone X kuşkusuz yüksek performansa sahip bir telefon. Ancak teknik altyapı bakımından iPhone 8 ile fark yaratmıyor. iPhone X'un teknik kadrosuna baktığımızda, Apple A11 Bionic işlemci görüyoruz. 6 çekirdekli bu işlemci bize 2.39 GHz frekansında güç sağlıyor. 2 adet Monsoon, 4 adet de Mistral çekirdeklerinden güç alan telefona, 3 GB RAM eşlik ediyor. Grafik birimiyse 3 çekirdekli Apple GPU oluyor.
iPhone X'un iki farklı kapasiteli modeli bulunuyor. Bunlardan elimizdeki 64 GB'lık modeli olurken, ayrıca 256 GB'lık farklı bir modeli daha yer alıyor. Depolama kapasitesini fiziksel olarak arttıramayacağınız için, bunu göz önünde bulundurarak kendinize uygun modeli seçmeniz iyi olacak.
Geekbench test skorlarına göre telefon, yalnızca iPhone 8 ve iPhone 8 Plus ile yarışıyor. Yaptığımız Geekbench tek çekirdek testinde 4238 puan toplayan iPhone X, çoklu çekirdek performansındaysa 10097 puan alıyor. Özellikle çoklu çekirdek skoruyla en yakın Android rakibi Note 8 ve Galaxy S8'e göre yaklaşık 3'te 1 oranında daha yüksek sonuç alan iPhone X'un karşılaştırma tablolarını aşağıda görebilirsiniz.
(Sonuçların büyük hali için grafiğe tıklayınız.)
(Sonuçların büyük hali için grafiğe tıklayınız.)
iPhone X'un performansına yönelik gerçek kullanım senaryosunda da en ufak bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Oyun ve uygulamalarla yoğun olarak yorabileceğiniz iPhone X, Apple'ın yeni Arttırılmış Gerçeklik (AR) stratejisi için de önemli bir silah oluyor. Sıradan oyunların yanı sıra App Store'da yer alan 20'nin üzerinde AR oyunu ile mobil oyun noktasında yeni bir deneyim yaşayabiliyorsunuz.
Pil ömrü
iPhone X'da oyun oynamanın tek dezavantajı, pil noktasında görülüyor desek yeridir. OLED ekranda yüksek parlaklık ve renk doygunluğuyla oyun oynarken büyük keyif alıyorsunuz ancak bedelini hızla tükenen pil ömrüyle ödüyorsunuz.
Bu noktada iPhone X'un pil ömrüne ilişkin notlarımızı da sizlere aktaralım. iPhone X'da 2716 mAh kapasitesinde bir batarya yer alıyor. Bu bataryasıyla bize kağıt üzerinde 21 saate kadar konuşma süresi sunan iPhone X; 12 saate kadar internet kullanımı, 13 saate kadar internetten video oynatma, 60 saate kadar da müzik çalma süresi sunuyor. Peki, iPhone X bizim yaptığımız testlerde nasıl sonuç gösterdi? Şimdi, buna bir bakalım.
iPhone X, yaptığımız ağırlaştırılmış pil testimizde, 12 saatin üzerinde bir çalışma performansı yakalıyor. Bu kullanımda, Netflix üzerinden 30 dakika kadar HDR modda film izledik ve Spotify'da Bluetooth bağlantısı yoluyla müzik dinledik. Medya kullanımına ilişkin olarak oyun oynamayı da ihmal etmedik. Ayrıca hücresel veriyi hotspot olarak paylaşıma açtığımızı, kamerayla test fotoğrafları çektiğimizi ve tüm bu süreç içerisinde Face ID'yi tekrar tekrar çalıştırdığımızı da söyleyelim.
iPhone X'un yüzde 5 seviyesinde pil ömrü kaldığında, güç tasarruf moduyla birlikte pil tamamen tükenmeden önce 35 dakika boyunca film izleyebildiğimizi de bir başka pil testi notu olarak iletelim.
Eğer iPhone X'u yoğun olarak değil de, daha hafif kullanırsanız, gece yarısına yüzde 25'lik bir pil oranıyla girebiliyorsunuz. Biz bu sonuca, gün boyunca aralıklarla mesajlaşma uygulamalarını kullanarak, birkaç fotoğraf çekerek ve GPS üzerinden 30 dakika kadar navigasyonu kullanarak ulaştık.
Bir başka test senaryomuzda ise, ortalama bir kullanımı ele aldık. Bluetooth bağlantısı kullandığımız, WhatsApp ve benzeri sosyal medya uygulamalarında yazıştığımız, Facebook ve internette gezindiğimiz böylesi bir senaryoda ise iPhone X, 18 saati bulabiliyor.
Elbette iPhone X'a da, artık klasikleşen 90 dakikalık Full HD video testimizi uyguladık. Aldığımız sonuç ise, bu süre sonunda bataryadan yüzde 10 kayıptı. Bu, açıkçası Apple marka bir telefon için şimdiye kadar aldığımız en iyi sonuç oluyor. Zira aynı testi iPhone 8 Plus'a uyguladığımızda, yüzde 25'lik bir kayıp yaşamıştık. Bu sonuçla, iPhone X'da kullanılan OLED ekranın ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkıyor.
Yani kısacası, iPhone X ile yoğun oyun oynamadığınız durumlarda rahatlıkla akşamı getirebiliyorsunuz diyebiliriz.
Peki, iPhone X'u ne kadar sürede şarj edebiliyorsunuz? Bilindiği gibi iPhone X'da kablosuz ve hızlı şarj özellikleri yer alıyor. Kablo üzerinden şarj ettiğimizde iPhone X'un bataryasını tam kapasite şarj edebilmek için 3 saat 6 dakika süre gerekiyor. 15 dakikalık bir şarjla ise telefonun yüzde 20'sini doldurmanız mümkün.
Kamera
iPhone X'un çift ana kamerası, iPhone 8 Plus ile çok benzer yapıda, ancak küçük farklılıklar var. Örneğin, her ikisi de çift 12 MP sensör dizilimine sahipken, iPhone 8 Plus'ta kameranın diyafram açıklığı f/2.4 seviyesinde. Buna karşın iPhone X'un telefoto kamerası f/2.4 seviyesinde diyafram açıklığı değerine sahip. Ayrıca iPhone 8 Plus'ta yalnızca geniş açı lens görüntü stabilizasyonuna sahipken, iPhone X'da her iki lens de bu özellikten faydalanıyor.
Ön tarafta yer alan TrueDepth kameraya baktığımızda ise, söylenecek çok fazla bir şey olmadığını görüyoruz. Her ne kadar kağıt üzerinde 7 MP değeri yer alsa da, iPhone X piyasadaki en iyi selfie fotoğrafçılığı yapan akıllı telefonlardan biri oluyor. Portre modu ile alınan sonuçlar da gerçekten inanılmaz.
Çift kameranın yararlanacağınız nimetlerden en önemlisi olan alan derinlikli fotoğraflar ise, iPhone X'da yalnız kalmıyor; aynı zamanda sahnenin ışıklandırılmasıyla değişikliğe de uğrayabiliyor. Burada; Doğal Işık, Stüdyo Işığı, Kontur Işığı, Sahne Işığı ve monochrome gibi seçeneklere sahipsiniz. Böylece çektiğiniz alan derinlikli fotoğraflarda, arka plan sahnesini çarpıtabiliyorsunuz.
iPhone X ile makro çekim yaptığımızda -özellikle renkli çekimlerde- iPhone 8 Plus'a göre renkleri daha doğru verdiğini gördük. Arada büyük fark yok, ancak iPhone X renk doğruluğu konusunda bu senaryoda karşımıza daha iyi bir sonuç çıkartmayı başardı.
Renk doğruluğu ve ayrıntı seviyesi, diğer yaptığımız çekimlere de yansıdı. iPhone X ile çektiğiniz bir fotoğrafı bilgisayara atıp yüzde 100 seviyesinde baktığınızda, yeterince ayrıntı görebiliyorsunuz. Elbette çektiğiniz fotoğrafların, iPhone X'un OLED ekranında çok daha iyi göründüğünü söylememize gerek bile yok.
iPhone X ile çektiğimiz fotoğraflara geçmeden önce video noktasından da bahsedecek olursak, iPhone X ile teknik olarak iPhone 8 ve 8 Plus modelleriyle aynı özelliklere sahipsiniz. 4K video kaydı yaparken 60 kare performansı gösteren iPhone X, 120 kare ve 240 kare ağır çekim modlarında da Full HD video kaydı gerçekleştirebiliyor. Video senaryosu TrueDepth kamerada da 1080p'de 30 kare, 720p'de de 240 kare şeklinde işleniyor.
Son olarak şunu da söylemekte fayda var; iPhone X ile sık sık 60 karede 4K video kaydı yapmayı düşünüyorsanız, 256 GB'lık modeli tercih etmeniz yararınıza olacaktır.
İşte iPhone X ile çektiğimiz fotoğrafların tamamı:
Özetle
Özet olarak iPhone X, Android hayranı olan kullanıcılar için uygun bir telefon değil; önce bunu aradan çıkartalım. iPhone ekosisteminden memnun olan kullanıcılar ise iPhone X'i beğenerek kullanacaklar. Öte yandan iPhone X, her yönüyle şu an bu ekosistemin tepe konumunda yer alan modeli oluyor ve satın almak isteyenleri heyecanlandıracak özellikler içeriyor.
Bunlardan en önemlisi kuşkusuz OLED ekran olurken, TrueDepth kameranın yetenekleri, geliştirilen çift arka kamera özellikleri, -her ne kadar bazı kullanıcılar tarafından beğenilmeyecek ve Touch ID'yi aratacak olsa da- yenilikçi Face ID ve üst seviye performansı da önemli artılar olarak hanesine yazılıyor. Sonuç olarak kısaca, iPhone X, Apple'ın gelecek modeline kadar en iyi iPhone oluyor diyebiliriz.
Peki, iPhone X'u satın almalı mısınız?
Bunun için tek söyleyebileceğimiz, bir akıllı telefona 6000 TL üzeri para ayırabiliyorsanız iPhone X size göre olabilir. Aksi halde, hiç gerek yok.
Kimler Almalı
Apple ekosistemini severek kullanan, şu ana kadar üretilmiş en iyi iPhone'a sahip olmak isteyen ve bir akıllı telefona 6000 TL üzeri bütçe ayırabilecek olanlar, iPhone X'u satın almak isteyebilirler.
Alternatifleri
iPhone X'a en yakın alternatif elbette iPhone 8 Plus oluyor. Android ekosisteminde ise, Samsung Galaxy S8, Note 8, LG V30 ve Huawei Mate 10 Pro ile mutlu olabilirsiniz.