Crytek zaten FarCry ile grafik dünyasının altını üstüne getirmişti, Crysis ile çıtayı bir miktar daha yükseltiyorlar!
Crysis bu yılın en çok beklenilen oyunu. 2007'de başka hiçbir bilgisayar konusu hakkında Crysis'den daha sık haber çıkmadı. Bomba gibi görünüşünün ardında güçlü bir FPS saklı olup olmadığını testimizi okuyunca öğreneceksiniz.
Türkiye'de de Aral tarafından dağıtılan Crysis'in yapımcı firması Crytek'in ortaklarından Avni Yerli şunları söylüyor:
"Crysis'in Türkçe versiyonunu duyurmaktan gerçekten büyük gurur duyuyoruz. Bu oyunun Türkiye'deki başarısı ve oradaki oyun sektörünün gelişmesi bizim için en büyük önceliklerden biri. Türk oyuncuların da bu jesti takdir edeceklerinden ve bizi tüm kalpleriyle destekleyeceklerinden eminiz."
İpek Özdemir
CHIP Online
Sahile nerden gidiliyor acaba?
Sahile nerden gidiliyor acaba?
Macera güney çin denizinde pitoresk bir adada başlıyor. Burası sıradan bir ada değil, aksine en canlı oyun hikayesinin ülkesi.
Ağaçlardaki her bir yaprak ve damarları el ile modelleştirilmiş, sahildeki taşlar gerçek örneklerinden asla ayırd edilemeyecek gibiler, ve her şeyden önemlisi güneş ışığı harika modellenmiş.
Ancak bu mükemmel görüntüler oyunda ilerlememizi zorlaştırıyor: Sıkça olduğumuz yerde kaldık ve muhteşem cennet görüntüleri ile eğlendik, hemen hemen sonsuzluğa uzanan panoramalara göz attık, sanal ay ışığının tabancamıza yansımasını takip edebilmek için vahşice bir çemberin içinde döndük durduk - ve sonra dikkatsizliğimizi sömüren Koreliler tarafından arkadan vurulduk elbette.
Kaosun içine doğru...
Kaosun içine doğru...
Bir an duralım. Koreliler? Ada? Aslında burda neler oluyor?
İyi soru; çünkü Crysis kıyıda köşede kalmış bir kaç bilgiden başka bir sır vermiyor.
Açık olan: Koreliler Amerikalıların bir araştırmasının temel bilgilerini çalıp, araştırmacılarını kaçırıp bir adaya hapsetmiş ve buluşlarını ele geçirmek istiyorlar.
Hikayenin kalanını tek başınıza bulmak zorundasınız. Buradaki "Siz" bir "Special Tactic Forces" (Özel Kuvvet) üyesi ve kod adı "Nomad" olarak biliniyor.
İsminin aksine Nomad tek başına yaşayan biri değil, tam tersine olayların olduğu yerde dört arkadaşı ile buluşuyor: Bunlar, mesela kahin: birliğin elebaşı, soğukkanlı piskopat: daha çok bir ingiliz futbol holiganını andırıyor. "Half Life 2" Tarzında olduğu gibi buradada tüm oyuncu olmayan karakterlerin kendilerine ait son derece inandırıcı mimikler ile desteklenen birer kişilikleri var.
Üniformadaki tehlike
Üniformadaki tehlike
Tekrar asıl göreve geri dönelim; çünkü özel güç birliğindeki özel olan ve çok çabuk netleşecek şey: 2020 yılında askerlerin "Nanosuits" adı verilen bir şeyle donatılacağı. Bu süper uniforma, sadece çok çok soğuklarda ısıtmakla ve suyun altında size oksijen sağlamakla kalmıyor aynı zamanda hayatta kalmanızı kolaylaştırmak ve oyundaki yeni vurguları uygulayabilmek için bir dizi süper yetenek kazandırıyor.
Teoride kulağa hoş geliyor. Pratikte ise bu yetenekleri çok nadiren kullanıyorsunuz. En kullanışlısı hala zırhlanma iyileştirmesi. Bu aktif ise tüm isabet edilenler öncelikle üniforma enerjilerini kaybediyorlar. Oyunun sonunu yılbaşından önce getirmek istiyorsanız bu iyileştirme sizin vazgeçilemez bir iyileştirme. İkinci önemli yetenek kamufle modu. Bu şekilde Nomad kendisini öyle gizleyebiliyor ki, düşmanını hemen hemen hiç farkettirmeden yoldan temizleyebiliyor. Ne yazık ki bu durumda enerji çok daha hızlı harcanıyor.
Buna karşın diğer yetenekler tamamen başarısız. Güç modu oyun açısından hiçbir avantaj sağlamıyor ve sadece belirli yerlerde kullanıma giriyor. Hız yeteneği genellikle sadece uzun yolları kısaltmak için kullanılıyor. Çarpışmaların sıcağında zırhlanma zaten en iyi seçenek. Buna karşılık çok kolay bir tıklama ile tüm bu yeteneklerin aktif hale getirilebilmesi oyunun başarılı olan bir diğer yanı.
Eşit olmayan güçler dengesi
Eşit olmayan güçler dengesi
Daha "Böyle bir üniforma gerçekten de çok güzel , başımıza kötü hiç bişey gelemez." diye düşünürken, Nomand ve üniforma ile birlikte bir meydan savaşına atılıyoruz.
Henüz on dakika bile geçmeden kendimizi toz dumanın içinde buluyoruz. Genellikle tüm bunlara sebep olan bir KI-düşmanı oluyor. Kore ordusu bizi kuşatıyor ve bizi yok etmeye çalışıyorlar yada takviye güçleri çağırıyorlar. Ama yinede KI'nin her zaman bir durdurucusu var: Devam eden faaliyetler karşı taraf tarafından durdurulup-yeniden başlatılacak şekilde ayarlanabilyor ve bu durdurucu hareketsiz öylece kalıyor. Bu da tabi hoş olmayan bir durum.
Saldırganlar hiçbir zaman tek başlarına ortaya çıkmadıkları için insan sık sık zor durumlarda kalabiliyor. Ama çok daha kötüsü dengesizlik: düşman çok inanılmaz uzun süre dirençli kalabiliyor.. Buna karşılık Noman oldukça dayanıksız. Nanosuit'e rağmen kendinizi hiçbir zaman üstün hissedemiyorsunuz, aksine bundan sıkça kaçıyorsunuz.
Oyunun yüksek kademelerinde hatırı sayılır derecede sinir bozucu olabilen dengesizlik: Yabancılar çatışmaya karıştığı sırada görevlerin tam anlamıyla karmaşıklaşması. Havada uçuşan şeyler en güçlü silahlarla bile vurulamayacak kadar küçükler ve genellikle birçok dalgalar halinde görünüyorlar. Çoğu bölümde hep aynı şeyi yapıyorsunuz: Üç düşman öldürün, derin nefes alın, sıradaki düşmana saldırın.
Buz ve iki yüzlü askerler
Buz ve iki yüzlü askerler
Bir dakika! Yabancılar? Nasıl yani şimdi? Çok kolay: Yüzyıllardır adanın altında bir yerlerde saklı bulunan bir uzay gemisi meydana çıkıyor.
Çok fazla sır vermeksizin: Nomand'ın bu tuhaf ana gemiye gezintisi eski uzaylı filmlerindeki gerilimi hatırlatıyor.
Bundan kısa bir süre sonra vaktiyle yumuşak bi yeşile bürünmüş tropik ada cehenneme yada buza dönüyor. Bu noktada daha fazla anlatmak istemiyoruz, bundan sonrasını herkes kendisi tecrübe etmeli. Sadece bu kadar: Oyunun yarısından itibaren Crysis bir defa daha atmosfer ve tempo olarak açıklık kazanıyor. Görevler de daha sürükleyici hale geliyor.
Bu arada: Crytek-adamları ikinci projelerinde yakan şey en iyi bir sinema perdesi için uygun. Film kalitesindeki görüntü dizileri güzel, klişe ve daha önce Hollywood filmlerinden dahi görülmemiş hikayeyi derinleştiriyorlar. Sadece kilometrelerce uzaklıktaki ufukta bir dağın parçalara ayrılışı ve uzaylıların parçalarının gözönüne gelmesi bile Crysis'i satın almaya değer kılıyor.
Küçük hatalarla da olsa değerli bir görüntü
Küçük hatalarla da olsa değerli bir görüntü
Buna mükemmel, hatta ancak ikinci bakışınızda algılayabileceğiniz efekler ilave ediliyorlar: Arkanıza döndüğünüzde net olmayan bir filtre resmin biçimini bozuyor.
Çok soğuk bölgelerde uzun süre hareketsiz kalırsa miğferinin üstünde buz kristalleri oluşuyor, silahının üstünü kırağı kaplıyor. Yağmurda miğferin açılıp kapanan ön kısmına yağmur damlaları düşüyor, çatışmalarda ise kan sıçrıyor.
Sık bitki örtüsü ve çok uç noktalardaki detaylar bile ayrıntılı. FPS oyunlarda sahip olduğumuz en canlı ve en gerçekçi oyun hissini ortaya çıkıyor. Bunun büyük bir kısmı da benzersiz vücut hissi: Bu en çok Nomand merdivenleri çıkarken hissediliyor.
Ve sonra bu fizik: Nomad balta girmemiş bol ağaçlı bir ormanda bir çatışmanın içine giriyor. Etrafındaki tüm ağaçlar bir top atışı ile yere düşüyorlar. Tenekeden yapılmış bir Kore barınağına sığınıyoruz. Yine de bir bomba kendi evimizin olması hayalini mahvediyor: Ev, fiziksel olarak doğru bir şekilde kendi içine çöküyor- bomboş, vahşi bir caddede kalakalıyoruz. Fizik herzaman dünyanın bir parçası.
Teknik hata: İştah kaçırıyor
Teknik hata
Testimiz esnasında ayrıca hiç umulmadık güçlüklerle de savaşmak zorunda kaldık. Modern teknolojinin kullanıldığı test sistemimizde dahi Crysis bize bir ton hata çıkardı. Ancak ikinci sistemimiz tüm bunlardan pek etkilenmedi. Görünen o ki; satış versiyonları henüz yüzde yüz bug'sız hale getirilmemiş. Ayrıca tekrar tekrar kitlenmeler de meydana geldi.
Aşırı donanım açlığına bir örnek: genellikle iyi olan performansa rağmen kareler test bilgisayarımızda (Quad Core Extreme 6800, Geforce 8800 GTS, DX9) oyunun bazı kademelerinde fırsat buldukça kırıldılar.
Buna karşılık ikinci bilgisayarımız (Dual Core, 7900 GS) daha ortalama grafik detaylarında kendi sınırlarına ulaşmıştı. Crysis'ın keyfini sürmek isteyenler iyi bir bilgisayar donanımına sahip olmak zorundalar.
Çok kişi ile oynama modu bizim incelememiz sırasında test edilemiyordu ve bu sebeple değerlendirmemize de bu noktayı almadık. "Powerstruggle" Modu ise "Battlefield" ve "Counterstrike" ın bir karışımı ve aynı şekilde üstün ve kaliteli görünüyor.
Sonuç: Süper FPS
Sonuç : Süper FPS
Tehlike geçti işaretini verebiliriz: Crysis tek kelime ile mükemmel görünüyor.
Grafik: Görüntü yeni ölçülerini ortaya koyuyor. "CryEngine-2" nin ekranda yaptığı sihir nefes kesici. Su, ağaçlar -herşey sanki gerçek hissini veriyor. Bir kaç tane doku hatası genel izlenimi biraz bulanıklaştırıyor.
Ses: Müziksel alt yapı grafiğin arkasında kalmamış. Orkestra kullanılarak yapılmış Soundtrack ve doğru ses efekleri oyuncuşarı memnun ediyor. Senkron karekterlerin mimikleri ile uyumlu.
Senaryo: Senaryo süper, ortaya çıkan ürün en iyi sınıf aksiyon karışımlı bir adrenalin içeceği gibi değerlendirilebilir.
Sorun: Bazen sorunlar çıkabiliyor. Aşırı zor görevler bazen ümidimizi kırdı, ayrıca testimiz sırasında oluşan teknik hatalar da stresimizi artırdı. Bazen sıkıcı görevler karşımıza çıkabiliyor, ve bu da Crysis'in dinamiğini ve temposunu düşürüyor.