Yazılım sektöründe bir türlü bitmeyen projeler, artan maliyetler, yoğun çalışma mesaileri, kaçan fırsatlar ve mutsuz müşteriler gibi kavramlar sık tekrarlanıyor. Yapılan araştırmalar, yazılım projelerinde üretilen isteklerin aslında sadece yüzde 35'inin gerçek kullanıcı istekleri olduğunu ve projelerde cevaplanan isteklerin yüzde 65'inin kullanıcılar tarafından neredeyse hiç kullanılmayan yazılım özellikleri olduğunu ortaya koyuyor. Bir benzetme yapmak gerekirse, üretilen üç arabadan ikisi çöpe atılıyor. ACM Yönetici Ortağı Mehmet Yitmen'e göre, bu durum ciddi bir üretkenlik problemine işaret ediyor ve "Yazılım projelerinde kaynakları doğru kullanabiliyor muyuz?" sorusunu akla getiriyor.
Yazılım projelerinde kaynakları doğru yönlendirebilmenin anahtarı, müşteri taleplerini iyi okumak ve bu doğrultuda projeyi öncelikli taleplere göre planlamak oluyor. Proje ekibinin, öncelikle kullanıcı için değeri yüksek taleplere odaklanması ve müşteriyi proje sürecine mümkün olduğunca dahil ederek onların yorumları doğrultusunda ilerlemesi gerekiyor. Yitmen bu sayede ilk başta müşterilerin istekleriymiş gibi görünen ancak aslında hiç kullanılmayacak olan taleplerle kaynak israfının önüne geçilebildiğini söylüyor.
Yitmen şöyle devam ediyor: "Öncelikli isteklerin belirlenmesi için birçok yaklaşım geliştirilebilir. Mesela, isteklerin yaratacağı iş değeri ve yatırım getirisi hesaplanabilir, hatta bunun için çeşitli tahmin geliştirme metotları kullanılabilir. Ancak, işe hızlı bir şekilde başlayabilmek için müşterilerle direkt konuşmayı ve onların görüşlerini almayı deneyebiliriz. Müşterilerin ileteceği bilgiler ışığında yapacağımız planlarla birlikte belirli aralıklarla müşterilerle iletişimimizi sıcak tutarak projenin o anki durumu üzerinden planlarımızı revize ederek ilerleyebiliriz. Sadece bu basit yaklaşımın bile ciddi farklar yaratarak maliyetleri kıstığını ve daha mutlu müşteriler yarattığını birçok projede gözlemlemekteyiz."
Basın bülteninden derlenmiştir.