Windows 8'in geliştirici önizleme sürümünde Metro arayüzünün son haliyle karşı karşıya değiliz. Final sürümde bazı değişiklikler yapılacağını biliyoruz. Asıl soru ise şu: Metro arayüzü, amacına iyi bir şekilde ulaşabiliyor mu?
Office Ribbon'undan da tanınan Windows Kullanıcı Deneyimi takımı başkanı Jensen Harris, Metro arayüzünün bilerek farklı tasarlandığını söylüyor. Metro'nun büyük bölümü dokunmatiğe odaklanıyor. Döşemelerin büyük oluşu ise sadece büyük parmaklar nedeniyle değil. Microsoft, bu görünüme öncelikle insanların tabletleri nasıl tuttuğuna bakarak ulaşmış.
Harris konu hakkında şunları söylüyor: "Bazı insanlar tableti dizlerinin üzerinde dengeliyor, bazıları iki eliye tutuyor. Biz en çok iki elle tutulduğunu gördük."
Parmakların ulaşabildiği yerler
Microsoft araştırmacıları, tableti iki elle tutarken baş parmakların nerelere erişebildiğini öğrenmek üzere bir tabletin ekranına kağıt yerleştirmiş ve katılımcılardan uzanabildikleri yerleri boyamalarını istemiş.
Şirket, büyük ve küçük ellerin nerelere ulaşabildiğini ayrı ayrı incelemiş ve buna ilişkin bir takım haritalar meydana getirmiş. Tanıtım Metro uygulamalarında uygulama çubuğu denetimleri, bu nedenle ekranın yan taraflarında bulunuyor.
Bunun yanında Metro'da sadece 7 parmak hareketi bulunyor ve karmaşık çok parmaklı hareketler yok. Harris, bu konuda işleri basit tutmak istediklerini söylüyor. Ona göre bu karışık hareketleri aklında tutabilecek bazı kişiler olsa da, basitlik daha önemli.
Uygulama performansı
Harris, dokunmatiklerin kullanıcıların beklentilerini artırdığını söylüyor. Zira Harris'e göre fareyle bir işlem yaparken bir miktar gecikme kabul edilebiliyor, ancak ekrana dokunduğunuzda hiçbir şey olmuyorsa bu hiç de hoş görünmüyor; makineniz bozulmuş gibi hissediyorsunuz.
Metro'daki performansın mükemmel olması gerekiyor. Zira sadece ekranda gördüğünüz uygulamalar (en fazla iki) işlemciyi ve belleği kullanıyor. Diğerleri ise bekletiliyor (Microsoft bunun için "kurutma" sözcüğünü kullanıyor), pil ve kaynakları kullanmıyor.
Metro arayüzü, PC'nizin "etkin ve canlı" olduğunu hissettirmek üzere de tasarlanmış. Harris, simgelerin artık bir antika olduğunu, yardımcı olmadıklarını ve ilgi çekmediğini söylüyor. Döşemeler ise uygulamaları çalıştıran bir düğmeden öte, verdikleri bilgilerle uygulamayı çalıştırmanıza bile gerek bırakmayabiliyor.
Bağlı uyku (connected standby) modunda tüm sistem kapalı gibi görünüyor ancak pil çok fazla harcanmadan güncellemeler ve uyarılar alınabiliyor.