29 Temmuz'da Microsoft'un dağıtıma sunduğu Windows 10 güncellemesi, "güvenli olacak mı?" sorusuna, Türkiye'nin Bilgi Güvenliği alanında gelişmiş ülkeler düzeyinde hizmet veren BTRisk şirketinin sahibi Fatih Emiral, konu ile ilgili bir makale yayınladı.
Emiral, yazdığı makalede; 'Windows 7 ve 8.1 kullanıcıları bu güncellemeden ücretsiz olarak faydalanabildiğini ve bu durumun işletim sistemi altyapısında çok önemli bir değişiklik olmadığını ancak kullanıcı dostu olmaya yönelik bir güncelleme olduğu veya Microsoft'un stratejik bir hareketi olduğu izlenimini verdiğini' dile getirdi. Bununla birlikte güvenlik fonksiyonalitesinde Device Guard (zararlı yazılımlara karşı uygulama imza kontrolü), Windows Hello (biyometrik kullanıcı tanılama), Microsoft Passport (makine doğrulama ve biyometrik doğr ulamayı bir arada kullanan yeni güçlü tanılama yöntemi) gibi yeni güvenlik özelliklerinin de Windows 10 ile kullanılabileceğinin altını çizen Fatih Emiral, Microsoft servislerinin kullanımı ile ilgili mahremiyet eleştirileri de güvenlik kapsamında değerlendirilebilir, hatta ciddi eleştiriler de var denebilir, diye ekledi.
Fatih Emiral'ın kaleme aldığı yazının devamı ise şöyle; Windows 10 güvenli olacak mı sorusuna kısa cevap; yeni bir işletim sisteminin olabileceği en yüksek güvenlik seviyesine yakın seviyede olacak. Herhangi bir teknik alanda çalışanlar bilir, yeni teknoloji genel kanının aksine güvensizdir. Zamanın ve gerçek hayat koşullarının etkilerine maruz kalmamış ve yeterince çok sayıda göz tarafından incelenmemiş hiç bir sistemin güvenliği hakkında somut bir iddiada bulunulamaz. Bununla birlikte sistem veya yazılımın güvenliği ile ilgili güvence seviyenizi artırabilirsiniz. Aynı ürün kalitesinde olduğu gibi. Ürün kalitesi kalite aktivitelerinin tüm üretim süreçlerine (tasarım, geliştirme, test, üretim ve destek) yayılması ve zengin kalite verilerinin toplanması (geçmiş hatalar, istatistikler, kök neden analizleri) ile desteklenir. Bu sayede ürün piyasaya çıktıktan sonra herkes tırnaklarını yemek yerine belli bir güvenceye sahip olarak biraz daha rahat uyuyabilirler.
Her şeyde olduğu gibi teknolojide de geçmiş bugüne ve geleceğe ışık tutar. 2002 yılının 15 Ocak günü Bill Gates her birkaç yılda bir yaptığı gibi tüm Microsoft çalışanlarına bir not (memo) gönderdi. Bu nota internetten ulaşabilirsiniz. Bu notta Bill Gates açıkça artık fonksiyonalite mi yoksa güvenlik mi diye seçmemiz gerektiğinde güvenliği seçeceğiz diyordu. Ayrıca bu notu göndermeden önce şirket içinde bizzat katıldığı güvenlik çalışmalarını da anlatıyordu. Microsoft bu notu takiben yeni bir döneme Trustworthy Computing dönemine girdi. Microsoft bünyesinde geliştirilen Security Development Lifecycle (SDL) metodu eğitimlerle personele aktarıldı ve zaman içinde daha da iyileştirildi. Genç arkadaşlar için bu bilgiler çok da ilginç olmayabilir. Ancak 2000 ve öncesinde Microsoft ürünlerinin güvenlik açısından pek de parlak olmadığını hatırlayanlar bu değişikliğin önemini anlayacaktır. 2002 yılından bugüne uzanan süreçte Microsoft ürünleri güvenlik düzeyi açısından çok yol katetti.
Bill Gates bir teknoloji adamı ve Microsoft'un güçlü yöneticisi olarak stratejik riski gördü, maliyeti artırma ve ürün geliştirme hızının düşmesi pahasına güvenliğe öncelik verdi.
SDL sayesinde bugün Microsoft ürünlerinin geliştirme sürecinin başından itibaren güvenlik aktiviteleri uygulanmaya başlıyor. Önce projeler bir risk analizine tabi tutuluyor. Riskli projeler için güvenlik gereksinim analizi yapılıyor. Yani güvenlik fonksiyonalitesi de fonksiyonel gereksinim analizi gibi değerlendiriliyor. Tasarım aşaması sırasında tehdit modellemesi yapılarak uygulamanın kullanım durumlarında karşılaşılabilecek teknik riskler listeleniyor. Ayrıca kötüye kullanım senaryoları da düşünülüyor ve tüm bunlar için gerekli kontrollerin geliştirilmesi proje ekiplerinden talep ediliyor. Kurulan merkezi bir güvenlik ekibi SDL sürecinin uygulanmasında otorite olarak görev alıyor. Daha önceden yaşanmış riskler, standart güvenlik kuralları bilgileri ile gerekli yazılım güvenliği eğitimleri yazılım ekiplerine sağlanıyor.
Kısacası güvenlik yazılımın içine inşa ediliyor. Bugün halen genellikle yazılım projeleri ancak tamamlandıklarında güvenlik testine tabi tutuluyor. Daha sonra bulunan açıklıklar kapatılmaya çalışılıyor. Bunu herhangi bir güvenlik kuralı veya süreci uygulanmadan inşa edilen bir binanın önce depreme tabi tutulması, daha sonra da çatlayan bölümlerinin güçlendirilmeye çalışılmasına benzetebiliriz. Böyle bir binada yaşamak ister misiniz? Güvenli yazılım geliştirme metodu ise son noktada değil, ta en başından binayı güçlü inşa etmeyi hedefliyor.
Windows 10 bu yüzden yeni bir işletim sisteminin olabileceği kadar güvenli olacak ve bunu Bill Gates'in liderliğine ve bir teknoloji adamı olmasına borçlu. Bütün güçlü teknoloji şirketlerinin başında kontrolü finansörlere kaybetmemiş bir teknoloji adamı var. Microsoft'un son kararı veren yöneticisinin bir finansçı veya satışçı olması halinde SDL ve hatta Microsoft var olabilir miydi?