Uzaylılar değilmiş: Gizemli Wow! sinyalinin sırrı çözüldü

1977 yılında fark edilen ve bilinmeyen bir kaynaktan gelen Wow! sinyali, uzaylıları arayanlar için yıllardır bir fenomendi. Ama yeni bir çalışma, bu sinyalin uzaylılarla ilgisi olmadığını ve basit bir açıklaması olduğunu ortaya koyuyor.

Uzaylılar değilmiş: Gizemli Wow! sinyalinin sırrı çözüldü

1977 yılında gökbilimciler Yay takımyıldızı yönünden gelen güçlü ve tuhaf bir radyo sinyali aldılar. Frekansı nötr hidrojenle aynıydı ve astronomlar iletişim kurmaya çalışan herhangi bir uzaylının doğal olarak bu frekansı kullanacağını düşündü. Bu sinyale “Wow!” adı verildi. Ve bu sinyal, SETI dünyasında bir efsane haline geldi.

Peki ama neydi bu Wow! sinyali?

1970'lerden itibaren Ohio Eyalet Üniversitesi Big Ear (Büyük Kulak) radyo teleskobu, üniversitenin 1973'ten 1995'e kadar süren Dünya Dışı Zeka Araştırması (SETI) programında kullanıldı. Bu program tarihteki en uzun soluklu SETI programı olarak biliniyor.

1977'de Büyük Kulak kendi başına bir hayat süren tuhaf bir sinyal tespit etti: Wow! sinyali… Wow! sinyali nötr hidrojen frekansına yakın güçlü bir dar bant radyo sinyaliydi. Big Ear teleskobu artık yok, ancak sinyalin ne olduğunu anlama çabası devam ediyor.

Sinyal, Big Ear'ın gözlemleyebildiği 72 saniyelik süre boyunca devam etti. Birkaç gün sonra, astronom Jerry R. Ehman verileri incelerken bilgisayar çıktısında sinyali gördü. Gökbilimciler daha önce hiç böyle bir şey görmemişti ve çıktı kağıdının yanına “Wow!” (Vay canına) yazdı. Bu isim işte o zamandan beri akıllarda kaldı.

Sinyalin başka bir adı daha var: 6EQUJ5. Bu, sinyalde gizli bir mesaj olarak yorumlanmıştı, ancak aslında sinyalin yoğunluğunun zaman içinde nasıl değiştiğini temsil ediyordu.

Sinyal çok fazla heyecan yarattı. Bazıları bunun dünya dışı kaynaklı olduğunu, bazıları insan kaynaklı bir tür parazitten kaynaklanabileceğini, bazıları da açıklanamayan bir doğa olayından kaynaklanabileceğini düşündü.

Tamamen doğal bir açıklaması var

Yeni araştırmalarsa gösteriyor ki, Wow! sinyalinin tamamen doğal bir açıklaması var. Araştırma “Arecibo Wow! I: Wow! sinyali için astrofiziksel bir açıklama” adını taşıyor. Araştırmanın baş yazarı Arecibo'daki Porto Riko Üniversitesi Gezegensel Yaşanabilirlik Laboratuvarı'ndan Abel Méndez.

Arecibo Wow! artık kullanılmayan Arecibo Radyo Teleskobu'ndan 2017-2020 yılları arasında elde edilen verilerin arşiv çalışmasına dayanan yeni bir çaba. Yazarlara göre Arecibo'dan gelen gözlemler Big Ear'dan gelenlere benziyor ancak “daha hassas, daha iyi zamansal çözünürlüğe sahip ve polarizasyon ölçümlerini içeriyor.”

Şubat ve Mayıs 2020 arasında yapılan en son gözlemler, orijinal Wow'dan daha az yoğun olsa da hidrojen çizgisinin yakınında benzer dar bant sinyalleri ortaya çıkardı. Arecibo, Wow! sinyaline benzer ancak bazı farklılıkları olan sinyaller tespit etti. Çok daha az yoğunlar ve birden fazla yerden geliyorlar. Yazarlar bu sinyallerin astrofiziksel bir fenomenle kolayca açıklanabileceğini ve orijinal Wow! sinyalinin de öyle olduğunu söylüyorlar.

“Wow! sinyalinin, magnetar patlaması veya yumuşak gama tekrarlayıcı (SGR) gibi güçlü bir geçici radyasyon kaynağı nedeniyle hidrojen çizgisinin uyarılmış emisyonundan kaynaklanan ani parlaklıktan kaynaklandığını varsayıyoruz” diye yazıyor araştırmacılar. Bu olaylar nadirdir ve hassas koşullara ve hizalamalara bağlıdır. Hidrojen bulutlarının saniyeler hatta dakikalar boyunca önemli ölçüde parlamasına neden olabilirler.

Başından beri hidrojenmiş

Araştırmacılar, Big Ear'ın 1977'de gördüğü şeyin, teleskobun görüş alanındaki birkaç H1 (nötr hidrojen) bulutundan birinin geçici olarak parlaması olduğunu söylüyorlar. 1977 sinyali birçok açıdan Arecibo'nun gördüklerine benziyordu. Yazarlar, “Arecibo'da gözlemlenen sinyaller ile Wow! sinyali arasındaki tek fark parlaklıklarıdır. Bu spektrumlar arasındaki benzerlik, gizemli sinyalin kaynağı için bir mekanizma önermektedir” diye yazıyor.

Bu sinyaller nadirdir çünkü kaynak, bulut ve gözlemci arasındaki uzaysal hizalanma nadirdir. Hizalanmanın nadirliği, tespitlerin neden bu kadar nadir olduğunu açıklıyor.

Araştırmacılar sinyalden sorumlu bulutları tanımlayabildiler ancak kaynağı tanımlayamadılar. Elde ettikleri sonuçlar, kaynağın hidrojen sinyalini üreten bulutlardan çok daha uzakta olduğunu gösteriyor. Makalede, “Verilerimizde gösterildiği gibi bulutların tespit edilebilirliği göz önüne alındığında, bu içgörü sinyalin kaynağının kesin konumunu sağlayabilir ve sonraki olaylar için sürekli izlemeye izin verebilir” deniyor.

Wow! sinyali başlangıçta birçok kişi tarafından bir teknosinyal olarak yorumlanmıştı. Bu araştırma, sinyalin nereden geldiğini açıklayarak, yeni bir yanlış pozitiflik kaynağının ana hatlarını çiziyor: “Hipotezimiz Wow! sinyalinin gözlemlenen tüm özelliklerini açıklıyor, teknosinyal aramalarında yeni bir yanlış pozitif kaynak öneriyor ve Wow! sinyalinin hidrojen hattında kaydedilen ilk astronomik maser parlaması olayı olabileceğini öne sürüyor.”