Gezegenimizdeki yaşam birkaç milyar yıldır devam ediyor. Evrende başka yaşam arayışımızda ise genç yıldızlar her zaman önemli bir yere sahip oldu. Ancak araştırmalar, yıldızlar ölmüş olsa bile, yaşam taşıyan gezegenlere ev sahipliği yapan yaşlı yıldızları göz ardı etmememiz gerektiğini gösteriyor.
Yıldız rüzgarları en önemli etkenlerden biri gibi görünüyor. Gezegenimizin manyetik alanı bizi sürekli olarak Güneş’ten gelen parçacık akışından korur. Genç yıldızlarda bu durum çok daha kötüdür ve zaman içerisinde yavaş yavaş iyileşir. Güneş gibi yıldızlar ve hatta daha yaşlı yıldızlar üzerinde yapılan araştırmalar, bunların manyetik alanının gücünde ve karmaşıklığında bir değişim yaşandığını, bunun da yıldız rüzgarını büyük ölçüde etkilediğini gösteriyor.
Bu değişimler, Güneş benzeri yıldızlar yaşlandıkça yıkıcı patlama olaylarının olasılığı azalıyor, bu da cisimlerin çevresinde yaşamın devam edebilme olasılığını artırıyor ve hatta gelişmiş uygarlıkların gelişmesi için daha iyi şanslar sağlıyor.
Yani Güneş gibi veya daha yaşlı yıldızlar belirli bir açıdan yaşam için daha iyi olabiliyor. Ancak kendi yıldızımız ve onun gibi pek çok yıldızın kaderinde kırmızı devlere dönüşmek var. Bir yıldızın çekirdeğindeki hidrojen bittiğinde, önce kendini sıkıştırarak helyumu ateşler ve sonra şişerek genişler. Güneş şiştiğinde dış katmanının Dünya’nın yörüngesine kadar uzanması mümkün gözüküyor. Plazmanın yoğunluğu çok düşük olsa bile, bir yıldızın içinde olmak yaşam için muhtemelen pek iyi olmayacaktır.
Kırmızı dev evresi aynı zamanda güçlü yıldız rüzgarlarının serbest bırakılmasıyla da karakterize edilir ve artık büyük olan yıldızdan gelen ısı, yaşanabilir bölgeyi daha da dışarı iter. Bu, gaz devlerinin uyduları için iyi bir haber olabilir, ancak kayalık gezegenler için o kadar iyi değildir. Güneş bu aşamaya ulaştığında Merkür ve Venüs kesinlikle yok olmuş olacaktır ve Dünya ile Mars, en iyi senaryoda kendilerini tamamen kavrulmuş bir durumda bulacaklardır. Yani kayalık gezegenler yaşam için çok misafirperver olmayacaktır.
Peki ya sonra?
Yine de araştırmacılar bu evrenin sonrasında ne olacağını da merak ediyorlardı. Zaman içerisinde kırmızı devler katmanlarından ayrılır ve geriye sıkıştırılmış ve enerjisi çok azalmış olan bir çekirdek kalır. Bu ölü yıldızları beyaz cüce olarak adlandırıyoruz. Yıldız rüzgarları yaratmayan ve milyarlarca yıl boyunca büyük bir istikrara sahip olan beyaz cüceler, gezegenlerin kırmızı dev aşamasından sağ çıktıkları ve yaşamın beyaz cüce oluşumundan sonra evrimleşmesi şartıyla yaşam için harika bir yer olabilir.
Araştırmalar, tüm gezegeni korumanın ve yerini değiştirmenin bir yolu olmadığı sürece, normal yıldızdan kırmızı deve ve beyaz cüceye geçişlerin yaşamın uyum sağlayamayacağı kadar hızlı olduğunu gösteriyor. Daha yaşlı yıldızlar ve beyaz cüceler, yaşamın potansiyel konakçıları olarak araştırılmalıdır, ancak yıldızın değişip geliştiği bir dünyada yaşamın kesintisiz olarak hayatta kalması pek mümkün görünmüyor.
Çalışma The Astrophysical Journal Letters’da yayınlandı.