Günümüzde görüntü kalitesi standardını bir adım öteye taşıyan HD teknolojisi, yakın gelecekte yerini varisi Ultra HD teknolojisine bırakacak.
Ultra HD, ultra yüksek çözünürlüğe dayanan yeni bir dijital video formatının bir prototipi aslında. Bugün kullanılan HDTV'lerin yerini alması beklenen UHD, HD'ye nazaran getirdiği bazı yeniliklerle, HD'nin varisi olma tabirini fazlasıyla hak ediyor.
Bugün bilinen en yüksek çözünürlüklü HD monitörler, 1080p şeklinde de tanımlanan 1920x1080 piksel çözünürlüğe sahip. 1920x1080 piksel çözünürlüğündeki her bir piksel, en yüksek HD yayınlarını gösterebilme yeteneğine sahip.
Ultra HD ismi ise, daha çok pazarlama taktiği olarak firmalar tarafından kullanılıyor; yoksa Ultra HD, aslında HDTV standardının bir parçasını oluşturuyor; ancak elbette HDTV'ye nazaran getirdiği bazı artıları da bulunuyor.
Ultra HD ile HDTV'yi karşılaştırdığımızda ilk dikkati çeken nokta, ultra HD'nin HDTV'ye göre nispeten daha fazla olan piksel sayısı. HDTV 1080p çözünürlüğü kullanırken, ultra HD söz konusu olduğunda bu rakam 4320p (7680x4320) çözünürlüğüne kadar çıkıyor.
Ultra HD, gerçek dünyaya bir adım daha yakın
Ancak ultra HD'nin nimetleri bununla da sınırlı değil. Ses kalitesi bakımından da daha gelişmiş bir teknolojiyi kullanan ultra HD'de bulunan 22.2 kanal bir ses sistemi, 24 farklı kanala kadar sesi tekrar üretebilirken, mevcut surround ses sistemleri ise sadece 5 ya da 6 kanal kullanabiliyor.
NHK Science and Technical Research Laboratories isimli bir Japon yayın şirketi tarafından geliştirilen ultra HD'nin tasarlanmasındaki ana hedef ise, ultra HD ile resimleri ve sesleri gerçeğe olabildiğince yakın olacak şekilde izleyenlere yansıtmak ve izleyiciyi izlediği filmin bir parçası olduğunu hissettirmek.
Örneğin ultra HD formatı yükseklik bakımından HDTV'ye nazaran 4 kat daha yüksekken, genişlik bakımından da yine HDTV'ye göre 4 kat daha geniş bir yapıya sahip.
Ancak ultra HD, her ne kadar HDTV'ye oranla daha gelişmiş özelliklere sahip olsa da, üreticiler için bu yeni formatı tüketicilere ulaştırmak öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Bunun nedeni ise ultra HD'nin sunduğu bazı dezavantajlarda gizli.
Ultra HD ev kullanıcılarına hitap ediyor mu?
Ultra HD'de yer alan sıkıştırılmamış bir video ve ses kaydı, fazlasıyla yer kaplayabiliyor. Örneğin ultra HD söz konusu olduğunda 18 dakikalık bir klipin kapladığı alan 3.5 terabyte'a kadar ulaşabiliyor. Böylesine büyük bir kapasiteyi taşıması için de yaklaşık 272 kg'lık bir HDD gerekiyor.
Bunun yanında ultra HD ekranın prototipi, bir evin bir ayda harcadığı elektriği çok kısa sürede tüketebiliyor; zira bir ultra HD ekranı, fazlasıyla güç harcıyor. Ayrıca bu prototipin 45kg'lık ağırlığı da göz ardı edilmemesi gereken bir dezavantaj.
Görüldüğü gibi ultra HD'nin özellikle ev kullanıcıları için pek de cazip bir teknoloji olmadığı ortada. Zira ürünü harcadığı güçten, kapladığı alana, ağırlığından maliyetine kadar birçok faktör, ultra HD'nin kullanıcıların arasında yayılmasının önündeki birçok engelden sadece birkaçı.
Aslında ultra HD'nin avantajından en çok faydalanacak olan kesim dijital sinema sektörü ve diğer ilgili ticari uygulamalar olacak. Bunun en büyük örneği de IFA 2008'de Samsung'un 82 inç'lik dev TV'siyle adeta gövde gösterisi yapmasıydı.