Telekomünikasyon sektörünün önde gelen sivil toplum kuruluşlarından TEDER ve TÜTED'in sms'lerde Türkçe karakter sorunu ile ilgili Telekomünikasyon Kurumu'nun aldığı karara istinaden yaptıkları ortak açıklama şöyle:
"Son dönemlerde sms'lerde Türkçe karakter kullanıldığında daha fazla ücretlendirme yapılması yoğun olarak gündeme gelmektedir. Sorun şu sebepten kaynaklanmaktadır: GSM standardında 2 alfabe tablosu tanımlanmıştır. Bunlardan biri Unicode alfabesi, diğeri ise her bir karakteri 7 bit uzunluğunda olan GSM alfabesidir. Unicode alfabe tablosunda tablonun her bir elemanı 2 byte (=16 bit) uzunluğundadır. (1 byte = 8 bit)
GSM alfabesinde sadece 128 karakter bulunmakta ve bunların içinde Türkçe'deki ı, ğ, ş, İ, Ğ, Ş harfleri bulunmamaktadır. SMS mesaj bilgisi için GSM' de 140 byte ayrılmıştır. Bu GSM alfabesi kullanıldığında 140x8 /7 = 160 karakter alır.
Eğer Unicode alfabe kullanılırsa 140x8 / 16 = 70 karakter alır. Eğer bu limitler geçilirse yeni bir SMS oluşturularak mesajın devamı yeni SMS' in içine yazılır. Örnek olarak 160 karakterlik Unicode Türkçe mesaj ancak 3 SMS (70+70+20 karakterden oluşan 3 mesaj) ile gönderilebilir. Bu sorundan dolayı bir çok cep telefonu kullanıcısı zarar görmektedir.
İşte bu noktada Telekomünikasyon Kurumu bu konuyu çözmek üzere bir karar almıştır. Karar gereğince 01.01.2008 tarihine kadar GSM işletmecilerine süre tanınmıştır. Bu tarihten sonra bu şekilde oluşacak sms'lerden doğacak maliyeti GSM işletmecileri üstlenecektir. Yine 01.07.2008 tarihine kadar da cep telefonu üreticisi olan firmalara yazılımsal ve donanımsal olarak bu sorunu aşmaları için süre tanınmıştır. 01.07.2008 tarihinden sonra bu problemi taşıyan cihazların ülkemize girişi yasaklanmıştır. Bu kararın cep telefonu üreticilerini son derece zorlayacağını ve pazar dengelerini değiştirebileceğini düşünüyoruz. Tüketici lehine yapılan bu çalışmada cep telefonu üreticilerinin de mağdur olmaması için konuyu sivil toplum kuruluşları ve cihaz üreticileri ile birlikte Uluslararası GSM Birliği (GSMA) gibi uluslararası kurumlara taşıyarak sorunun kökten halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda cihaz üreticilerinin daha aktif olması gerekmektedir."
Kaynak: Tübider