Tüm zamanların en ayrıntılı Pardus incelemesi

Milli işletim sistemimiz Pardus 2008'in çok özel, çok detaylı bir incelemesi. CHIP Online farkıyla!

Tüm ayrıntıları ile Pardus

Serkan Polat, milli işletim sistemimiz Pardus 2008'i enine boyuna inceledi, CHIP Online kullanıcıları için deneyimlerini paylaşıyor...

Pardus 2008'i indirin

NOT: CHIP dergisinin Ağustos 2008 sayısında verilen DVD'de Pardus 2008'i bulabilirsiniz.

Bu Pardus ne? Linux denen şey ne? Bu bir program mı? Msn gibi Bir şey mi? Windows'a kuruluyor mu? Ne işe yarıyor? Niye kullanayım? Aman Windows varken kim bakar buna? Kısa pardüso'ya Pardus mu deniyor?

İlginç degil mi sorular? Bu makalede tek tek yanıtlamaya çalışacağız...

Pardus nedir: Pardus aslında Anadolu'da bir zamanlar yaşamış , "Anadolu arslanı" olarak bilinen bir vahşi yırtıcı kedi türü. Şimdilerde ise bizim ulusal işletim sistemimizin adı...

Peki işletim sistemi ne? Güzel soru... Bilgisayarımızda klavye, mouse, monitor, cd , çalışan programlar vs kısacası bilgisayarınızdaki herşeyi yöneten sistem. Ana yazılım. En popüler olanı Microsoft Windows.

İşletim sistemlerinin kısa tarihçesi? Aslında çok eskilere gitmeyeceğiz. Ortalardan başlamak gerekirse... 1960'lı yılların sonunda, Bell şirketinin efsanevi AT&T laboratuarlarında 3 kişi (Kenneth Thompson , Dennis Ritchie, Brian Kernighan ve yardımcı Douglas McIlroy), o zamanların bilgisayarları çok büyük ve hantal olmasından dolayı, ve büyük bilgisayarların genelde hükümetlerin bünyesinde olduğundan, yazılan bir program, punch kart denen, eskiden teleks olarak bildiğimiz delikli kartlara, özel bir daktilo ile kağıda delikler açarak yazılan programları, götürüp bu büyük makinelere takıp, çalıştırıp, çıktılarını alıyorlarmış. Fakat randevu ile çalışan bu mekanizmadan bıkan bu 3 kafadar (bizce en önemlisi Dennis Ritchi'dir, kendisi C programlama dilinin yaratıcısıdır, hemen hemen tüm işletim sistemleri bu dilde yazılmıştır), bu durumdan fena halde sıkılmış, oturup yeni bir işletim sistemi ve iletişim protokolü geliştirmeye karar vermişler.

Bir tanesi TCP/IP yani günümüzdeki internet protokolünü, diğeri ise "programı burada yazalım, uzaktaki bilgisayarda çalıştıralım, sonuçları burada görelim" maksatlı bir işletim sistemi yazmaya karar vermiş. Dennis Ritchi de bunları uygulamak için bir programlama dili yazmış. Bu dil C dili olarak bilinen, (düşük seviyeli bir programlama dilidir, düşük seviyeli derken zayıf bir dil anlaşılmasın, bilgisayarların toplama çıkartmayı bile bilmediği-yapamadığı bir dönemde, her şeyin 1 ve 0 lar şeklinde anlaşıldığı makinelere, insanların kolay program yazması için geliştirilmiş, hızlı ve etkili bir dildir, sıkı kuralları olan, neredeyse makine diline en yakın, süper bir dildir, bizde de üstadı Kaan Arslan'dır, kendisi C ve sistem programcıları derneğinin kurucularındandır) ve günümüzdeki tüm işletim sistemlerinin anası sayılan programlama dilini geliştirmiş. Oturmuş bu arkadaşlar, adına UNIX dedikleri bir işletim sistemi, 1 programlama dili ve bir iletişim protokolü geliştirmişler. Sistem tutmuş, 1969 sonlarında DARPA (İleri Askeri Savunma Araştırmaları Kurumu) bunu beğenip kullanmaya başlamış, daha sonra bu sisteme üniversiteler, özel kurumlar ve daha sonra da Avrupa'daki üniversiteler ve en nihayetinde de normal insanlar kullanmaya başlamış.

Bu sisteme daha sonra Usenet sonra da internet adı verilmiş. UNIX (ticari adı UNIX SYSTEM IV) o kadar popüler bir hale gelmiş ki, çok iyi paralar kazanmışlar, başka firmalar bunun benzeri ve taklitlerini üretmeye başlamış, IBM çıkmış aix, Sun çıkmış Solaris, HP çıkmış Hpix , Santa Kruz firması çıkmış SCO UNIX çıkarmış ve bir süre sonra dünyada bir UNIX çılgınlığı başlamış.

UNIX'in hemen sonrasında…

UNIX'in hemen sonrasında…
Linus Torvalds: Microsoft'un başına Linux belasını açan kişi.

70'lerin sonlarında ise, bir delikanlı çıkıp Minitel isminde minik bir işletim sistemi çıkarmış, daha sonra Finlandiya Üniversitesi'nden Linus Torvalds adında bir öğrenci, Minitel tabanlı, UNIX uyumlu, tamamıyla bedava bir işletim sistemi yazmaya başladığını duyurmuş. Tabi o dönemlerde Apple ve Microsoft da kendi sistemlerini yazıyormuş. Apple ve Microsoft'un o yıllardaki sistemleri bilindiği üzere, siyah pencerede, bip bip yapmaktan öteye gitmeyen "DOS" tabanlı sistemlermiş (Amiga'ya saygı: O yıllarda bile 16bit ses ve 4.096 renk veriyordu).

Daha sonra bir hanımefendi, Xerox'a adına fare dediği bir cihaz ile çalışan, dünyanın ilk grafik arayüzlü sistemini götürmüş , fakat maalesef, yöneticiler "adına fare dediğiniz bir aletle Xerox bilgisayarlarının yönetileceğini mi söylüyorsunuz?" diyerek, dalga geçmişler.

Apple bu sistemin üzerine atlamış, ortaya Macintosh, sonra da Microsoft'tun Windows 1.0 , Windows 2.0, Windows 3.1 vs. derken, olay büyümüş... (ayrıntıları merak edenler "Silikon Vadisi Korsanları" filmini mutlaka bulup seyretsin, çok eğlenceli ve tüm bu gelişmeleri film olarak anlatan, Microsoft ve Apple'ın kuruluş maceralarının filmi).

Hatta Bill Gates ve Steve Jobs'un arasında şöyle bir dialog geçmiş:

Steve: Bill sen bizden aldın, oysa biz sana güvenmiştik.
Bill: "yoo sen Xerox tan aldın, biz senden esinlendik"

Dipnot: Büyük bir ressam, Picasso ya da başka biri şöyle demişti "amatörler yaratır, ustalar alır, büyük ustalar esinlenir...

Bir de şöyle bir diyalog daha geçtiği iddia edilir:

Steve: Bizim sistemimiz seninkinden daha iyi.
Bill: Anneme bir bilgisayar alacak olsam bu kesinlikle Apple olurdu, ama burada iyi olmak önemli değil, benimki yüzlerce marka bilgisayar ile çalışıyor

Linux'un patlaması!

Linux'un patlaması!
Mandrake: Linux'un sihirli olduğunun kanıtı mı?

Bu arada sessiz sessiz ilerleyen Linus Torvalds ve gönüllü yandaşları, adına Linux dedikleri bir işletim sistemi çıkarmışlar. Sistem son derece tutarlı ve kuvvetli, tüm kodları açık olduğundan, zeki ve üstün yetenekli para kaygısı olmayan insanların desteği ile güçlenmiş, üniversitelerin de kabul etmesi ile ortaya Microsoft'a rakip, çok güzel bir sistem çıkmış.

Herkes kendine göre değişiklikler yaparak, kendilerine göre isimler vermiş, Slackware, Redhat, BSD derken Alman hükümeti adına Suse demiş, herkes bir Linux dağıtımı çıkarmış. Hatta Crusoe isimli bir mikro işlemcinin çekirdeğini Linux yönetiyor. Bazı cep telefonlarında da Linux kullanılıyor (mesela Motorola'nın bazı modelleri). Apple'ın Mac OS X işletim sistemi de bir UNIX türevidir. Ve hatta Pocket PC, Windows CE tabanlı cep telefonlarına bile özel bir Linux kurulabilir.

pda2k ve o2 XDA2 serisine, merak edenler için, dünyadaki çoğu Windows tabanlı cep telefonlarının anakartını HTC isimli firma üretiyor, HP bile bu firmaya ürettirdi bazı modelleri, ve HTC'nin telefonlarına Linux kurulabiliyor; adı da Xanadux.

Xanadu, bilenler bilir, çizgi roman kahramanı sihirbazlar kralı Mandrake'nin evinin adı, http://www.advogato.org/article/866.html adresinde bu tür cihazlara nasıl Linux kurulacağı anlatılıyor. Ya da http://www.xda-developers.com adresi ziyaret edilebilir, çok sayıda makaleye ulaşılabilir.

Yıllar evvel, 1 floppy diske sığacak boyutta Linux işletim sistemi bile kullanıldı, içinde internet tarayıcısı, Excel benzeri tablolama, otomatik modem algılama olan, 1024x768 çözünürlükte fare kullanılan bir sistemdi, hem de (adı da QNX), 15 MB ve 50 MB'lık boyutlarında da Linux'lar var, hatta hiç kurmadan direkt CD'den çalışan Linux sürümleri de mevcut. Flash belleklere kurulanları saymıyoruz bile. Bazı ADSL modemlerin içinde de Linux var. Yani aklınıza gelebilecek her yerde her çeşit Linux görmeniz mümkün.

Bu arada Linux da temelde C dilinde yazılmıştır, hemen hemen her tür işlemci mimarisinde çalışabilir, bazı programlar hazır derlenmiş (compile edilmiş) olarak hemen kullanılabilirken, bazı programların kaynak kodlarını alıp, istediğiniz Linux üzerinde derleyebilirsiniz ve çalıştırabilirsiniz.

Özellikle server uygulamaları, mesela Web Server olarak dünyanın en güvenilir sunucusu Apache, dünyanın en sağlam mail sunucusu qmail, bedava ve sağlam veritabanı mysql, java servlet sunucusu tomcat, dünyanın en iyi ve gelişmiş proxy sunucusu squid hep Linux'lar için tasarlanmıştır. Gerçi bunların Windows versiyonları daha sonra derlenip, çalıştırılmış ve kullanılmaktadır. Hatta bunların Windows ortamında yazılmış taklitleri de var ama hiçbir zaman Linux'lar üstünde alınan performansı yakalayamadılar.

Neden ulusal bir işletim sistemi?

Neden ulusal bir işletim sistemi?

Bir zaman sonra, 2002 yılında İsrail'li 1-2 güvenlik uzmanı, Microsoft Windows'un kodlarında, Amerikan ulusal güvenlik kurumunun "NSA", her Windows'a girmek için 3 (üç) arka kapı açtırttığını duyurunca kıyamet kopmuş (bu güvenlik açığı hem bir Windows'a girebildiği gibi, hemde cyrptoApi ile şifrelenmiş dosyaları rahatlıkla açmayı sağlıyor).

Microsoft önceleri yalanlasa da, daha sonra itiraf etmiş, bazı ülkeler, Microsoft ürünleri kullanmak için Windows ve diğer programların kaynak kodlarını talep etmişler, başta Çin olmak üzere, Rusya, Almanya ve bir çok ülke, devlet kurumlarından Windows'ları kaldırmaya, yerine ulusal işletim sistemleri kullanmaya karar vermişler.

Bizim Pardus da işte bu ulusal işletim sistemlerinden biridir. Temeli Linux olan, dünya üzerinde yüz milyonlarca kullanıcısı bulunan, eskiden sadece uzmanların kurup kullanabildiği bu sistem artık Windows kadar kolay kurulan ve kolay kullanılan bir sistem haline gelmiş bulunuyor.

En önemli tarafı, ücretsiz, kendi dilimizde, kolay kurulumlu, bilgisayarımızda takılı tüm donanımları hemen hemen hepsini otomatik algılayarak kuran bir sistem.

Tübitak bünyesindeki çok yetenekli arkadaşlarımız toplanıp, Pardus'u oluşturdular ve belirli dönemlerde güncel programları da ekleyerek, ortalama 3-4 ayda bir tüm güncellemeler dahil paketler çıkarttılar. 2007.1 , 2007.2 gibi sürümleri çıktıktan sonra, 2008.1 sürümü geçtiğimiz günlerde duyuruldu.

Pardus'ta işte bunlar var: 1/3

Pardus'ta işte bunlar var: 1/3
Pardus altında aynı anda hem uzaktaki bir bilgisayara remote desktop bağlantısı ile bağlanırken, hem video seyredip, hem msn kullanıp, hem de Firefox ile internete bağlanabiliyorsunuz.

Öncelikle, Windows benzeri bir arabirimi var, yani bunun her şeyi değişiktir diyenler rahat olabilir. Yok öyle bir durum, gerçekten alışık olduğunuz kullanıma çok yakın. Üstelik üstünde hemen hemen ihtiyacınız olabilecek her tür program da hazır olarak geliyor.

Kurulum sırasında isterseniz hem Windows hem de Pardus aynı bilgisayarda olabiliyor.

Açılışta hangisini kullanmak istiyorsunuz diye soran GRUB karşınıza çıkıyor.

Internet Explorer'ın en büyük rakibi Firefox 3.0, kopete mesajlaşma programı ya da MSN'e çok benzeyen AMSN, Word Excel dosyalarınız için en yeni ve güncel Open Office 2.4.1 (bu da ücretsiz), onlarca oyun, Windows'a benzeyen kullanıcı arayüzü KDE 3.5.9 (KDE 4.0'da tüm arabirim yeniden yazılıyor, bambaşka bir kullanıcı deneyimi yaşayacağız), 2.6.25.9 kernel çekirdeği (tüm donanımları algılamak için ve sistemin tüm çekirdeğini oluşturan yapı), internetten bir kaç tıklama ile kolayca yeni uygulamalar indirmeyi ve kurmayı sağlayan paket yöneticisi (PiSi), Pardus'u sabit diske kurmak için kullanılan YALI (Yet Another Linux Installer)...

Pardus ilk adımda kurulum için gerekli soruları sorup, ardından yaklaşık 30 dakika süren kurulum işlemine geçiyor. Kullanıcı bilgileri, otomatik giriş, zaman dilimini - sistem klavye ve dili gibi özelleştirmelerin kolayca yapılmasını sağlıyor.

Elbette tüm bu ayarları daha sonra yapılandırma yöneticisi TASMA aracılığıyla düzenlemek mümkün. Bunlara ek olarak, YALI sistemdeki sabit diskleri yönetmeyi son derece kolaylaştıran yeni bir bölümlendirme arayüzünü de içeriyor: Bu arayüz ile Pardus'un kurulumunu ve açılış sistemi kolayca özelleştirilebiliyor.

Pardus'ta işte bunlar var: 2/3

Pardus'ta işte bunlar var: 2/3
Bir sürü Windows programı Pardus altında aynen Windows altındaymış gibi çalışıyor.

Tamamen yenilenen otomatik yeniden boyutlandırma ve kurulum seçenekleri sorunsuz ve hızlı bir kurulum sağlıyor. Ağ yöneticisi (network manager) uygulaması, oluşturulan ağ profillerini otomatik olarak algılayabilir ve otomatik olarak o profile geçiş yapabilir. Bağlantı bilgilerini sistem çekmecesinden izlenebiliyor, sürekli güncel bilgi alınabiliyor. Kablo (ethernet), kablosuz (wireless) ve modem bağlantıları değişik mekanlara göre profil olarak saklanabiliyor, özel ayar isteyen ağlara kolaylıkla bağlanılabiliyor.

Pardus'un yeni kullancıları karşılayan uygulaması Kaptan Masaüstü de tamamen yenilendi. Kullanıcıların klavye/fare, masaüstü, Ağ ve paket yönetimi ayarlarını tek bir noktadan kolayca yapmalarını sağlayan Kaptan, kullanıcıların sistem ayarlarının iyileştirilmesi için önerilerde de bulunuyor.

Pardus'ta işte bunlar var: 3/3

Pardus'ta işte bunlar var: 3/3
Microsoft Office belgelerinizin çoğunu OpenOffice ile açıp düzenleyebilirsiniz.

Pardus'un en güçlü yanlarından biri olan tamamen otomatik donanım tanıma, Pardus 2008 ile daha da gelişti. Pardus 2008 ile birlikte sisteme bağlanan yazıcılar da otomatik olarak tanınarak yapılandırılıyor. Özellikle kablosuz ağ cihazları, web kamera, yazıcı - tarayıcı gibi sıkça kullanılan donanım ürünleri çok daha sorunsuz bir şekilde destekleniyor.

Pardus'un temel teknolojileri COMAR ve Mudur, dbus altyapısını kullanarak tamamen yeniden yazıldı - Pardus 2008 bu teknolojilerin ilk kez kullanıldığı Pardus sürümü olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor. Yeni COMAR, dbus ve yetkilendirme altyapısı ile tamamen entegre çalışarak sistem genelinde eksiksiz bir yapılandırma yönetimi hizmeti sunuyor.

2007 versiyonunda kNazar vardı, bilgisayarınızı nazardan koruyordu, 2008 de göremedik... Ve bizce tam bir görsel şölen olan, eski adı Beryl, şimdiki adı Compiz Fusion olan görsel efektler...

Donanım tanıma ne durumda?

Donanım tanıma ne durumda?
Pardus 2008 donanım sisteminizi işte böyle tanıyor.

Gelelim Pardus 2008'in donanım desteği karnesine. Asus, Lenovo, Sony Vaio, Toshiba gibi çeşitli laptoplar'da denedik, sadece bir tanesinde (Lenovo) ICH serisi Realtek High Definition Audio ses kartı vardı, ne yaptıysak kuramadık. Her ne kadar yeni sürücüleri bulup indirip kursak da başarılı olamadık.

Fakat diğer bir sürü Linux sürümlerinde bir türlü kuramadığımız Broadcom Wireless'ı Pardus 2007'de kuramamışken, 2008 de sorunsuz kurmayı başardık.

Eski bir HP laptop'ta x200 ati ekran kartında bir türlü Compiz Fusion çalışmamıştı Pardus 2007'de, bu kez çalıştı. Ve en büyük probleme geldi sıra: 10.4 inç ekranlı minik eski bir Vaio var elimizde, 1024x385 gibi saçma bir çözünürlüğü var, yine her zamanki gibi, hiçbir Linux kurulmadığı gibi Pardus 2008 de kurulamadı.

Bu kadar sözden sonra sıra artık kurulama geldi...

Pardus kurulumu

Pardus kurulumu
Kablosuz ağlara bağlanmak konusunda hemen hemen hiç problem yaşamıyorsunuz.

Öncelikle Pardus ortalama 7-8 GB boş disk alanı istiyor. "Benim C var D var içi de dolu kaldık mı şimdi?" diyenlere, Acronis Disk Director Suite yazılımını tavsiye ederiz, son derece basit kullanımı olan bu program ile, sabit diskinizdeki dataları bozmadan, yeni bir disk bölümü oluşturabilirsiniz. Ortalama 10 GB ve 1.5 GB'lık ayrı bir alan ayırmanızı tavsiye ederiz. 10 GB'lık alan Pardus için, 1.5 GB'lık alan ise swap yani takas alanı. Bilgisayarınızdaki RAM yetmediği zaman, Windows sabit diskinizde pagefile diye bir dosya oluşturur, Pardus ise bunun için swap alanı olarak tabir edilen alanı kullanır, olmasa da olabilir, ama olsa fena olmaz. Niye 1.5 GB derseniz, genelde bu şöyle hesaplanır: RAM miktarınız x 2 + 10 MB, mesela 1 GB RAM varsa, 2 GB civarı swap uygun olacaktır.

Biz ortalama 1.5 GB yeter diye düşünüyoruz. Acronis Disk Director ile bölümleri ayarlıyorsunuz, bilgisayarınızı yeniden başlatıyor, işlemler yapıyor, Windows açılıyor. 2 tane yeni disk bölümü görünüyor.

Bu aşamalardan korkan varsa , Vmware kurarak, sanal PC ortamında da Pardus'u deneyebilir.

Bilgisayarınızı CD'den başlatma özelliğini BIOS'tan ayarladıktan sonra, ISO dosyasını Nero, Ultraiso ya da benzer bir programla CD'ye basıyorsunuz, CD'yi bilgisayarınıza takıp yeniden başlatıyorsunuz.

Ve bundan sonrası, adım adım Pardus kurulumunu anlatmak için hazırladığımız resim galerisinde sizleri bekliyor. Kolay gelsin...

Okuyucu Yorumları