Kıyamet senaryosu? Tamam! Zombiler? Tamam! Heyecan verici karakterler ve göz kamaştıran grafikler? Tamam! The Last of Us, 2013 yılının en iyisi olmak için gerekli her şeye sahip. Birkaç gün önce elimize geçen oyunun büyüleyici dünyasında mücadelemizi verdik ve sonunda da oldukça etkilendik.
Yepyeni bir his
The Last of Us gümbür gümbür geliyor: Birçok oyun geliştiricisi, şiddet ve nefret tiratları dışındaki yoğun duyguları göstermekte büyük problemler yaşarken, bu konuda başarılı olan oyun stüdyolarının sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bunlardan biri de Quantic Dream. Fahrenheit ve Heavy Rain ile, Fransız şirket orta düzey bilgisayar oyunlarının da muhteşem bir senaryo ve kurguya sahip olabileceğini kanıtladı. Naughty Dog geliştiricileri de son olarak The Last of Us ile bu grubun içinde olduklarını kanıtladılar. Uncharted'ın yapımcısı en son oyunuyla da Hollywood tarzı, gerçekten olgun bir hikayeyi çok başarılı bir seslendirme ve müzikler eşliğinde sunarak oyundan alınan keyfi bir adım daha yukarı taşımayı başarmış. Bu girişin üzerine hala heyecanlanmamış okurlarımız varsa, FIFA ve Call of Duty oynamaya devam edebilirler.
Güçlü hikaye oyun boyunca sizi içine çekmeyi başarıyor. Hayatını şehirde kaçakçılık yaparak sürdüren kahramanımız Joel, 14 yaşındaki yol arkadaşı Ellie'ye ile derin ve güvenilir bir bağ ile sıkı sıkıya bağlı. Tabi bu güzel hikayenin tadını baştan sona yaşayabilmeniz için daha fazla ipucu vermek istemiyoruz.
Dövüş sistemi ve Yapay zeka
Başarılı Dövüş Sistemi
Tabi Naught Dog bir film stüdyosu olmadığı için hikaye aynı zamanda oynanabilir de olmalı ve stüdyonun bu işin üstesinden başarıyla geldiğini söylemek mümkün. Tamamen değişen bir dünyada hayatta kalmaya dayalı bu oyunda tahmin edebileceğiniz gibi kaynaklar çok kısıtlı, fakat The Last of Us bu alanda da dengeyi çok iyi sağlamış. Joel'in sürekli silahı olmasına rağmen çok nadir yeterli mühimmatı oluyor. Beyzbol sopası ve bıçak yalnızca birkaç darbeden sonra kullanılmaz hale geliyor, geriye ise her zaman güvenebileceğimiz yumruklarımız kalıyor. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi, sayıca fazla düşmana açık alanda yakalanırsanız, kurtulma şansınız da büyük ölçüde azalıyor
İkinci şanslar ve Ufak yapay zeka problemleri
Sınırlı mühimmata sahip olduğumuz için silahı alıp düşmanın üzerine koşmak yerine, savaş bölgesi ve düşmanın türüne, sayısına göre farklı taktikler ile düşmanı alt etmek gerekiyor, ki bu da oyuna apayrı bir keyif katıyor. Başlangıçta çoğunlukla insanlara karşı savaşıyoruz; tüm güçlü ve zayıf yanları ile... Joel'in savaşma stili büyük ölçüde kullanıcıya bağlı. Karşı duvara bir taş atarak dikkatini dağıtıp sessizce arkasından dolaşarak kolaylıkla düşmanı etkisiz hale getirebilir ya da sahip olduğunu mühimmata bağlı olarak düşmanı orada durduğuna pişman edebilirsiniz. Ayrıca The Last of Us, ikinci şanslar konusunda oldukça bonkör. Yani bir düşmanı büyük bir gürültüyle vurduktan sonra yeterince hızlı saklanabilirseniz diğerleri sizi fark etmeden, onları da alt edebilirsiniz. Yapay zekanın kafası bu konulara pek basmıyor.
The Last of Us'ın bizi çok şaşırtacak ve yenilikçi aksiyon dolu hareketlere sahip olduğunu söyleyemeyiz, fakat çok başarılı ve özgürlükçü bir savaş sistemine sahip olduğunun altını çizmek gerekiyor. Küçük birkaç yapay zeka ve yol bulma problemleri var fakat oyunun heyecanı içinde sadece nadir zamanlarda fark edilebilir oluyorlar.
Sınırlı kaynaklar ve grafikler
Kaynakları değerlendiren hünerli eller
Oyunda kaynaklar sınırlı olduğu için zanaatkarlık (crafting) sistemi de temel bir rol oynuyor. Joel'in becerikli elleri bir makası kırarak bıçak yapabiliyor. Molotof kokteylleri, giysiler, silahlar ve daha pek çok kullanışlı objeyi üretmek mümkün. Hangi malzemeler ile nelerin üretebileceği oyun sırasında bulunan ipuçları ve bilgilerle ortaya çıkıyor. Pek çok eşyayı kolaylıkla üretebilse de, Joel ekipman geliştirmelerindeki el hünerlerini gösterebilmek için, oyunda pek çok yerde bulabileceğimiz, bir iş tezgahına ihtiyaç duyuyor.
Bir konsol oyunu için muhteşem grafikler
The Last of Us, PlayStation 3'ün tüm sınırlarını zorluyor. Grafikler çok başarılı ve oyun dünyasının tüm hissini kusursuz olarak oyuncuya aktarıyor. Öte yandan artık mevcut konsolların yakın zamanda yerini daha güçlü konsollara bırakarak emekliye ayrılmaları gerektiğini de gösteriyor. Özellikle de yakın kamera çekimlerinde karakterler dışındaki tüm objelerin ve yapıların dokusundaki bulanıklık, artık günümüz konsollarının gücünün yeterli olmadığını kanıtlıyor. Metro Last Night'ın PC sürümüyle kıyaslandığında, DirectX 11 ve mozaiklemenin (tessellation) neler başarabildiği açıkça görülebiliyor.
The Last of Us kesinlikle kötü grafiklere sahip değil, hatta PS3'ü son sınırlarına kadar zorlayarak ne kadar yüksek grafik kalitesi sunabileceğini gösteriyor. Fakat bu yeni bir soruyu akıllara getiriyor: Ya The Last of Us, PS4 için tasarlanmış olsaydı? Oyunun dünyasını mükemmel bir şekilde yansıtan ve oyuncuyu içine alan arkaplan müzikleri, ses efektleri ve seslendirmelerin üstüne bir de PS4'ün grafikleri katılacak olsaydı, şapka çıkarılacak neredeyse kusursuz bir iş sunulmuş olurdu.
Sonuç
Naughty Dog, her zaman başarılı oyunlar piyasaya sürmüş bir stüdyo. Sunduğu muhteşem hikaye, karakter ve dünya ile oyuncuları adeta oyunun içinde yaşatıyor. Üst seviye bir teknik ve oynanış sunuyor.
Altını çizerek söylüyoruz ki, PS3 sahibi olan herkesin mutlaka The Last of Us deneyimini tatması gerekiyor. Henüz emekliye ayrılmadan efsane olan PS3 için efsane bir final olmuş The Last of Us...