Saçma gözüken savaşlardan oluşan uzun bir liste yapmak mümkün. Ve bu listede kesinlikle yer alması gereken savaşlardan biri de, birkaç yumurta için cinayetlerin işlendiği, tüm ekosistemin yok edilmesi tehlikesini ortaya çıkartan ve çete savaşlarına yol açan 1863 Yumurta Savaşı.
1848'de, Kaliforniya, Coloma'da altın bulunduktan sonra, yalnızca 1849'da 80.000'den fazla insan "Altın Hücumu" olarak bilinen olayda Kaliforniya'ya akın etti. 1855'e kadar her yıl yüz binlerce madenci altın bulmak için buraya geldi. Bu ani insan akını bazı zorlukları da yanında getirdi ve bunların en önemlilerinden biri, insanların yaşamak için yiyeceğe ihtiyacının olmasıydı.
Özellikle protein yetersiz miktardaydı ve bu da yumurta fiyatlarının fırlamasına neden oldu. Yumurtaların her biri yaklaşık 1 dolardan veya bugünün parasıyla 30 dolardan satılmaktaydı. Yumurta fiyatları bu kadar yüksekken, girişimci bir ruha ve "Börek yapabileceğim anlamına geliyorsa bütün bir ekosistemi yok etmem umurumda değil" tavrına sahip bir kişi, gözünü San Fransisco kıyılarındaki Farallon Adaları'na çevirdi.
Bir zamanlar Ölülerin Adaları olarak bilinen adalar, büyük ölçüde kayalık, tehlikeli uçurumlardan oluşuyordu ve bu adalarda binlerce kuş yaşamaktaydı. Adadaki kuşların hiçbiri tavuk olmasa da, yumurtaları aç madenciler için önemli bir yiyecek ihtimaliydi. Görünüşe göre en iyi yumurtalar Murre'deydi, çünkü yumurtaların beyazları pişirildiğinde yarı saydam kalsa bile tadı tavuk yumurtası gibiydi.
O zamanlar telaşlı bir yumurta tüketicisinin şu sözleri söylediği biliniyor: "Olgun bir mürre yumurtası asla unutulmayan bir şeydir. Tadının ağızdan kaybolması yaklaşık üç ay sürer."
Bir başka avantaj da, kuşların sert kayalar üzerine bırakmalarından dolayı oldukça kalın olarak evrimleşen yumurta kabuklarıydı ve bu da çalkantılı yolculukta parçalamalarını zorlaştırıyordu. Adaya yumurta sezonu için gelen ilk yumurtacılar, rakip çeteler, katiller veya polisle savaşmak zorunda kalmadan yığınlarca yumurta topladı. Karşılaştıkları tek sorun, deniz suyu ve kuş pisliği ile kaygan hale gelen ölümcül uçurumlardı.
İlk yıl keşif gezisinden muazzam derecede büyük bir kar elde ettiler ve diğerleri kısa sürede bu fikrin duyumunu aldı. Bu noktada da hikaye ilginç bir hal almaya başladı.
Rakip yumurtacı çeteleri adaya gitmeye başladı ve kısa süre sonra günümüzde savaşan uyuşturucu çeteleri gibi bir bölge savaşı başlattılar. Adalar üzerinde hak iddia eden ilk grup - Pasifik Yumurta Şirketi - kendilerini diğerlerinin yanı sıra bir grup İtalyan balıkçıyla savaşırken buldu. Sonraki on yılda, arbede olarak başlayan kavgalar daha şiddetli hale geldi.
farklı gruplar yumurtalar üzerinde hak iddia etmeye çalışırken bıçaklamalar ve silahlı çatışmalar yaşandı. 3 Haziran 1863'te, özellikle şiddetli bir olayda, tepeden tırnağa silahlı üç tekne dolusu adam adalara yaklaştı. Pasifik Yumurta şirketi onları inmemeleri konusunda uyardı, ancak rakip yumurta toplayıcıları, vahşi cinayet seçeneğini tercih ederek uyarıyı görmezden geldi. Yumurta şirketinin adamlarından birini karnından vurarak öldürdüler, teknelerdeki beş kişi de vurulduktan sonra geri çekildiler.
Mahkemeler çok fazla yumurta temelli suçla dolmaya başlayınca hükümet devreye girdi ve adaların tekelini Pasifik Yumurta şirketine verdi. Bu, sorunu umdukları gibi çözmedi, çünkü Pasifik Yumurta şirketi, adada yaşayan deniz feneri bekçilerine karşı silah kuşandı ve sonunda kendi yumurtalarını toplamalarını yasakladı. Adada yaşam neredeyse imkansız hale gelmişti. Emri görmezden geldiklerinde, deniz feneri bekçilerinden biri saldırıya uğradı.
Bütün bunlar olurken, bir zamanlar adada bulunan devasa yumurta kaynağı her yıl azalıyordu. Sanki bu deniz kuşlarının yumurtalarını çok fazla toplamak yetmiyormuş gibi, yumurtacıların yeni bir sezon için adaya ayak bastıklarında yaptıkları ilk şey, görünen tüm yumurtaları kırmak oldu. Bu, ertesi gün toplayacakları yumurtaların taze olmasını garanti ediyordu. 1849 ve 1896 yılları arasında San Francisco'ya yaklaşık 14 milyon murre yumurtası gönderildi.
23 Mayıs 1881'de ABD ordusu, yumurtacıları adalardan zorla çıkardı ve on yıllardır süren şiddete son verdi. Böylece olay, ordunun da devreye girmesiyle gerçek bir savaşa dönüşmüştü. Ancak kuşları yıllık katliamlarından kurtaran bu değil, tavuk yumurtasının fiyatıydı. Deniz feneri bekçilerinin lisans dağıtmasıyla adada yumurtlama devam etti. Ancak adada yumurta kıtlığı ve tavuk çiftçilerinin daha fazla yumurta üretmesiyle, yumurta almak için Ölüler Adaları"nda ölüm riskini almak artık karlı değildi.
30 uzun yılın ardından, "altın hücumu" ile beraber yumurta savaşı da sona erdi...