Bir gün herkes ünlü olacak... Sahi bu sözün doğruluğu her geçen gün biraz daha mı artıyor? Gelişen teknolojiye ve dolayısıyla internetin sunduğu sayısız imkana baktığımızda bu sözün aslında pek de asparagas olmadığını anlıyoruz.
Örneğin şu an ekranlarda boy gösteren bir programda insanlar yeteneklerini ve hünerlerini sergilerken, bir yandan da şöhret dünyasının kapılarını ardına kadar açmak istiyor. Ancak jüri oylarının yetmediği durumlarda bu yarışmaya katılanların şöhret hayalleri bir anda suya düşüyor. Ancak internet gerçeği varken yarışma kimin umrunda!
Örneğin YouTube'ta yayınlanan videoları bir düşünün. Hiç tanımadığınız alelade bir insanın çarpıcı bir hareketi nedeniyle YouTube'ta milyonlarca kez tıklandığını sıkça işitiyoruz. Kimi zaman biz de bu videoları seyrederken, bazıları var ki dünya çapında milyonlarca internet kullanıcısını çekmeyi başararak şöhret dünyasına adım atabiliyorlar.
Bu makalemizde size yazılımlardan, donanımlardan veya virüslerden bahsetmeyeceğiz. Bunun yerine ünlü bir Rock grubunun yükseliş hikayesini bizden dinleyeceksiniz. Ancak Rock grubunun yükselişinden bize ne diyenleriniz olabilir. Bu şekilde düşünen okurlarımıza şunu hatırlatmak isteriz: Bu Rock grubu varlığını tamamen internete borçlu. Nasıl mı? Okuyun, internet üzerinden nasıl şöhret olunuyormuş siz de öğrenin. Bakarsınız bir gün bu okuduklarınız işinize yarayabilir!
Georgia Wonder'ın yükseliş hikayesi
Georgia Wonder... İngiliz bir Rock grubu olan Georgia Wonder, Julian Moore ve Stephanie Grant ekibinden oluşuyor. Başarılı bir Rock grubu olan Wonder, her geçen gün popülaritesini biraz daha arttırırken, internette bulunan grubun fanları da kitleler halinde artmaya devam ediyor.
Wonder ekibini diğer gruplardan ayıran önemli bir özelliği var. O da grubun internetle bugünlere gelmiş olması... Aslında Moore ve Grant, interneti çok zekice ve yaratıcı bir şekilde kullanarak milyonlarca insana kendilerini tanıtmayı başardı ve kitleler halinde fan sayılarını artırabildi.
Peki Wonder grubunun sırrı nedir? İnternet gerçekten de şöhret dünyasının kapılarını tek başına ardına kadar açabiliyor mu? Wonder grubuna baktığımızda bunun pekala mümkün olduğunu görüyoruz. Şimdi isterseniz Moore ve Grant'ı biraz daha yakından inceleyelim ve onların bugünkü başarısının sırrını öğrenmeye çalışalım.
Peki web sitesi açmakla iş bitiyor mu?
"İlk olarak bu işe başladığımızda" diye söze başlıyor Moore..."Kesinlikle bir web sitenizin olması gerekiyor. Normalde hiçbir güç bize bir web sitesi yaptıramazken, bunun gerekli olduğunu görerek günlerce kendi sitemiz üzerinde yoğunlaştık."
Peki web sitesi açmakla iş bitiyor mu?
"Sitemizi açmasına açtık ancak ilk zamanlar içerisine ne koyulacağını bilmiyorduk. İnsanların ilgisini bu site üzerine çekebilmek için ne gibi ayrıntıların üzerinde durmalıydık diye çok düşündük." diyen Moore, Twitter'ın ilk başlarda hiçbir işlerine yaramadığını ifade ederken, Facebook'un da sanılanın aksine kısa yoldan şöhrete ulaşmak konusunda insanlara pek de bonkör davranmadığına vurgu yaptı.
Sizi kurtaran ne oldu?
Bu soruya tek kelimeyle cevap veriyor Moore: "YouTube!"... YouTube'u unutabilmek ne mümkün... Bugün için bir milyar değerinden fazla günlük sayfa gösterimine ulaşmayı başarabilen ve 2006 yılında Google etiketi altında kullanıcıların hizmetinde olan dünyanın en popüler video paylaşım sitesi YouTube, aslında şöhrete ulaşmak isteyen herkesin uğrayacağı ilk adres olmalı. En azından Moore'u dinlediğimizde biz bu kanıyı edindik.
YouTube sizi nasıl kitlelere ulaştırdı?
"YouTube'u herkes gibi bilirdik. Öyle herhangi bir video izlemek için arada bir uğradığım bir siteydi. Web sitemizi açtıktan sonra YouTube'la ilgili etrafımdan görüş almaya başladım. Kulağıma çalındığına göre YouTube şartlar uygun olduğunda bir insanı 'yokken var edebilecek' kudrete sahip bir portal. Seni kimse tanımıyorken YouTube ile dünyanın konuştuğu isim olabilirsin."
YouTube'ta şanslarını deneyen ikili, kendi çabalarıyla çektikleri ilk videoyu YouTube'a upload ettiler. "İnsanlar videoyu seyrettikten sonra farkındalığımız artmaya başladı" diyen Moore, sadece üç gün içerisinde YouTube'ta yayınlanan videoları sayesinde Bliss TV isimli bir televizyon kanalına çıkmayı başardıklarını belirtti.
Twitter'ın yükselişinizde bir etkisi var mı?
Peki her şey YouTube'a video yüklemekle bitti mi?
Bu soruya net bir şekilde "Hayır" diyor Moore ve ekliyor: "Videomuzu YouTube'a yüklemiş olsak da yapacağımız daha çok şey vardı. Öncelikle hazırladığımız CD'yle ilgili dinleyicilerimizi bilgilendirmemiz gerekiyordu."
Grubun ilk albüm CD'si "Hello Stranger" ismini taşıyordu. YouTube'a videolarını gönderdikten sonra ise CD'leri basmak, radyo kanallarına e-posta göndermek ve web sitesi üzerindeki çalışmaları yoğunlaştırmak gerekiyordu.
Twitter'ın yükselişinizde bir etkisi var mı?
Moore'u dinlediğimizde Twitter'ın o kadar da küçümsenmeyi hak etmediğini anlıyoruz. Her ne kadar ülkemizde Facebook gibi bir fenomen olmayı halen başaramamış olsa da, dünya çapında Twitter kullanıcılarının sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Moore da Grant ile birlikte Twitter'dan faydalandığını gizlemiyor: "1 yıl geçtikten sonra 3000'den fazla Twitter takipçisine ulaştık. İnsanlar Twitter üzerinden bizimle konuşuyor, bloglarımızı okuyor ve bizi istedikleri yerlere davet ediyorlardı."
Peki ya Twitter'dan sonra?
"Twitter'da dinleyicilerimiz ve hayranlarımızla iletişimde kalmaya devam ettik ve takipçilerimizin sayısını her geçen gün arttırmaya çalıştık." diyen Grant, kitlelere ulaşmanın çok önemli bir yolunun daha bulunduğuna dikkat çekti:"Korsana evet!"
Ancak bu işte bir terslik olmalıydı. Sahi albümlerini satışa sunan sanatçılar korsanlardan haklı olarak dert yanarken Grant neden korsanı destekliyordu? Aslında bu sorunun cevabı bizim için çok da şaşırtıcı olmadı. Grant'a göre eğer kitlelere ulaşmak istiyorsanız mutlak suretle şarkınızın korsan olarak indirilmesine izin vermelisiniz; zira para ödemeyi göze almayıp korsana başvuran milyonlarca insana ulaşmanın en çarpıcı yolu da bu olsa gerek.
"Düşünün bir kere... Yılbaşından bu yana şarkılarımızın indirilme rakamına baktığımızda dünyada en çok indirilen 14. müzik grubuyuz" diyen Moore, Pirate Bay üzerinden de şarkılarının 50.000 kez indirildiğine dikkat çekti.
Sonuç: Bir gün herkes gerçekten de şöhret olacak
Aynen öyle... Bir gün gerçekten de herkes şöhret olacak... Ama öyle ama böyle... İnternet gibi bir fırsat insanların elinin altındayken hemen herkes adını kolaylıkla tüm dünyaya duyurmayı başarabilir. Sırf YouTube'da çok izleniyor ve keyif veriyor diye söz konusu videolarda başrolde olan kişilerin TV programlarına çıkması başka türlü nasıl izah edilebilir? Veya Suzan Boyle'nin yükselişini nasıl açıklamak gerekiyor?
Sonuç olarak YouTube veya diğer video portalları başta olmak üzere Facebook, Twitter ve bunun gibi birçok platform kullanıcıların seslerini tüm dünyaya duyurabilmelerini sağlıyor. Facebook'ta kendinize ait bir sayfa veya grup açabilir, fanlarınızı burada toplayabilir, Twitter'da yazdığınız yazılara yüzlerce takipçi bulabilir ve videolarınızı milyonlara ulaştırabilirsiniz.
Yeter ki siz isteyin... Gerisini bırakın internet halletsin...