Görünene göre "selfie sanatı", sanatın kendisi için zararlı olabilmekte. Geçtiğimiz yıl bir kişi Lizbon, Portekiz'deki 126 yaşındaki bir heykele selfie çekmek amacı ile tırmanmış ve heykelin parçalanmasına sebep olmuştu. Geçtiğimiz hafta da ABD'deki Smithsonian Hirshhorn Museum and Sculpture Garden'da yer alan bir çalışma, benzer bir kadere kurban gitti.
Artnet'in haberine göre bir kişi, "All the Eternal Love I Hav efor the Pumpkins" (Balkabakları için sahip olduğum tüm sonsuz sevgi) adlı bir sonsuzluk odasında yürüyordu. Bu çalışma, bazen "Benetlerin Rahibesi" olarak da adlandırılan Japon sanatçı Yayoi Kusama'nın bir eseriydi.
Görünene göre adam, çalışmadan o kadar etkilenmişti ki, bunu bir selfie ile zamanın ötesine taşımak istedi. Ancak sanatın sonsuzluğundan etkilenen adamın ayağı kaydı. Sonrası ise tahmin edilebileceği gibi: Bal kabağı eserlerinin birinin üzerine düşen adam, eserin hasar almasına yol açtı.
Müze için konuşan bir sözcü, kazanın "istem dışı" olduğunu ve Sonsuzluk Odası'nın birkaç gün sonra tekrar ziyarete açıldığını söyledi. Ayrıca sözcü, odada yer alan 60 balkabağından biri olan bu parçanın tek başına bir değerinin olmadığını ve çok zorlanılmadan yenilenebildiğini söyledi. Ancak müze, bu selfie kazasının tekrar yaşanmaması için odaya yeni güvenlik önlemleri yerleştirmiş durumda.
Yıllar içerisinde yaşanan pek çok olay ve kazadan anlaşıldığı üzere, selfie çekenlerden bunu durdurmalarını istemek pek bir anlam taşımıyor. Günümüz kültürünün büyük bir parçası haline gelen selfie'ler, pek çok kişinin kendilerini tanımlama ve tanıtma şekli olmuş durumda.