Elon Musk’ın Twitter’ı satın alarak X’e dönüştürmesi, platformun hem kullanıcı dinamiklerini hem de gelir modellerini kökten değiştirdi. Ancak bu dönüşüm, markaların platformu terk etmesiyle sonuçlanan çalkantılı bir sürece de sahne oldu.
Zararlı ve öfke içeriklerinin artması, reklam verenlerin platformdan uzaklaşmasına neden olmuştu. Şimdi ise, içerikte büyük bir değişiklik olmamasına rağmen, reklam verenlerin X’e geri dönmeye başlaması dikkat çekiyor. Bunun ardındaki itici güç ise, Trump yönetimiyle olumlu bir ilişki kurma beklentisi olabilir.
Reklam gelirlerinde yükseliş beklentisi
Emarketer verilerine göre, X’in 2025 yılında ABD’de reklam gelirlerinden 1,31 milyar dolar elde etmesi bekleniyor. Bu, yıllık bazda %17,5’lik bir büyümeye işaret ediyor. Küresel düzeyde ise X’in 2025 yılı itibarıyla %16,5’lik bir artışla 2,26 milyar dolarlık bir gelir hedeflemesi öngörülüyor. Her ne kadar bu rakamlar, X’in satın alınmadan önceki son yılı olan 2021’deki 4,46 milyar dolarlık gelirine ulaşmasa da, ciddi bir toparlanmanın sinyallerini veriyor.
Musk’ın politik gücü
X’in reklam gelirlerindeki artışın ardındaki bir diğer neden, Elon Musk’ın ABD hükümeti üzerindeki artan politik etkisi. Özellikle hükümetle sorun yaşayan şirketlerin platformda reklam vermesi, stratejik bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor. Musk ve Trump’ın geçmişte sergiledikleri net ve sert duruşları göz önüne alındığında, bu tür bir reklam politikası, markaların Trump yönetiminde “puan kazanma” çabası olarak okunabilir.
Aslında X’in reklam verenler için daha cazip hale geldiğini söylemek zor. PLOS One tarafından yapılan araştırmalar, Musk’ın platformu devralmasının ardından nefret içeriklerinin %50 arttığını gösteriyor. Ayrıca, sahte hesaplar ve botların sayısında da belirgin bir azalma olmadı. Bu veriler, platformun içerik yönetimi konusundaki zorluklarının devam ettiğini ortaya koyuyor.
Elon Musk’ın liderliği altındaki X, farklı dinamiklerle reklam verenleri geri çekmeyi başarsa da, platformun uzun vadeli performansı büyük ölçüde içerik yönetimi ve kullanıcı deneyimi politikalarındaki gelişmelere bağlı olacak gibi görünüyor.