Geleceğin otomobillerinin bir türlü gelmemesine alıştık desek, sanırız gerçek dışı bir tablo çizmiş olmayız. Konseptlerin etkinliklerde tanıtılıp alkış almasına, ardından gösterilen prototipin bir sonraki büyük konferans salonuna saklanması, alıştığımız bir döngü haline geldi.
Bu seneki CES ise bu döngünün dışına çıkma umudu veriyor. Gerçeğe dönüşmesi yakın gelecekte pek mümkün değil gibi görünen konseptler yine var; örneğin Toyota Concept-i ve Chrysler Portal. Ancak sanki bu kez gerçeğe dönüşecek şeylerle karşı karşıyayız.
Toyota Concept-i, içine oturduğunuza sizi 10 sene ötesinde hissettiren, "sürücüsüz" olmasına rağmen sürücüyü unutmayan bir otomobil. Gaz ve fren pedallarına sahip araçta bir direksiyon da bulunuyor. Elbette tüm otomobil, süper akıllı bir yapay zeka tarafından yönetiliyor.
CES'te aile otomobilleri de kendilerini gösteriyorlar. Chrysler'ın minivanı, tam anlamıyla otonom olmasa da Tesla gibi yarı-otonom sürüş özellikleri sunuyor.
Her şey çılgın konseptlerden ibaret değil. Ford ve Amazon, dijital asistan Alexa'yı Ford'un otomobillerine taşıyorlar. Bu ayın ilerleyen günlerinde Ford sahipleri, otomobillerini Amazon Echo, Echo Dot veya Tap ile yönetebilecekler.
Google da otomobillerde hızını kesmiş değil ve bu haftadan itibaren Google Asistant'ın Google Home üzerinden tüm Hyundai araçlarla iletişim kurabileceğini duyurdu.
Cortana, BMW ve Nissan ile ortak çalışırken Microsoft, Connected Vehicle Platform'u duyurdu. Ford, park alanlarını elektrikli otomobilleri şarj etmeye yönelik istasyonlara dönüştürmek için çalışırken Nvidia, Audi ile beraber 2020'de sürücüsüz bir otomobili yola çıkarmak üzere çalışıyor.
Konseptler baş döndürücü olabilir ancak akıllı ev teknolojilerinin otomobillerle entegrasyonu ve otomobil üreticisi olmayan firmaların bu alana olan ilgileri, otomobillerin geleceğini etkileyecek gibi görünüyor.