Kuzey Atlantik Okyanusu’nda, kıyı şeridi olmayan bir denizden oluşan sıra dışı bir bölge bulunuyor. Sargasso Denizi, karadan ziyade okyanus akıntıları tarafından tanımlanan benzersiz sınırlarıyla karakterize ediliyor. Aynı zamanda doğal ve ne yazık ki doğal olmayan yosun ve döküntü birikimleriyle karakterize edilen bir deniz.
Sargasso Denizi dört akıntıyla çevrili: Kuzeyinde Kuzey Atlantik Akıntısı, doğusunda Kanarya Akıntısı, güneyinde Kuzey Atlantik Ekvator Akıntısı ve batısında Antiller Akıntısı bulunur. Okyanus döngüleri olarak bilinen bu akıntılar (küresel rüzgarlar ve Dünyanın dönüşü tarafından oluşturulan dairesel okyanus akıntılarından oluşan geniş bir sistem), su kütlesini etkili bir şekilde kendi içlerinde hapseder.
Bu kıyısı olmayan denizin adı, sularında bulunan özel deniz yosunundan geliyor. Sargassum, benzersiz bir deniz ortamı oluşturan kahverengimsi sarımsı renkte, yüzen makroalg kütlesi olarak tanımlanabilir. Hatta bu yüzen kütlenin deniz içindeki varlığı, ona bir yaşam alanı, yiyecek arama ve üreme alanı ve göç koridoru olan “altın yüzen yağmur ormanı” adını kazandırdı.
Örneğin, nesli tükenmekte olan Avrupa yılan balıkları üremek için bu uzak denize göç ederken, sperm balinaları ve kambur balinalar gibi çeşitli balina türleri de okyanus ötesi göçleri sırasında bu uzak denizden geçiyor.
Columb'un keşif günlüklerinde de var
Sargassum uzun zamandır bilinen bir bölge. Hatta Columb’un 1492’deki keşif günlüklerinde bu bölgeye atıfta bulunuluyor. Hikayeye göre yüzen kütleyle karşılaşması mürettebatı arasında büyük korkulara neden olmuştu. Gemileri Santa María, rüzgarsız koşullar nedeniyle üç gün boyunca okyanusta mahsur kaldı. Mürettebat, genellikle kara işareti olan deniz yosununu gördüklerinde, bu yosunun gemilerine dolaşacağından ve su altına sürükleyeceğinden endişelendiler. Görünüşe göre bu hikaye Sargasso Denizi’nin potansiyel olarak tehlikeli ve gizemli bir yer olarak itibarının korunmasına yardımcı oldu. Bu sıra dışı denizin güneybatı bölgesinde yer alan efsanevi Bermuda Şeytan Üçgeni’ne yakınlığı da bu şöhrete katkıda bulundu.
Deniz yaşamı açısından önemine rağmen Sargasso Denizi, Dünya üzerindeki pek çok bölge gibi insan faaliyetlerinden dolayı tehdit altında. Bu deniz, sadece gemilerin sebep olduğu gürültü ve kimyasal kirleticilerin karışımıyla çevre zararı görmekle kalmıyor, aynı zamanda bölgeyi izole eden akıntılar da büyük miktarda plastik ve diğer insan atıklarını da sulara sürüklüyor.
Okyanus döngülerinin dolaşım hareketleri nedeniyle plastik, Sargasso Denizi’nde girdap yaparak Kuzey Atlantik Çöp Alanı olarak bilinen devasa bir ada oluşturdu. Bu adanın yüzlerce kilometre büyüklüğünde olduğu ve kilometre kare başına 200.000 parça çöp yoğunluğuna sahip olduğu tahmin ediliyor.
Bu eşsiz denizi korumaya kendini adamış çeşitli kuruluşlar olmasına rağmen, deniz plastikleriyle ilgili önemli zorluklar nedeniyle temizleme çalışmalarında zorluklar yaşanıyor. Ne yazık ki bu, plastiğin bu bölgedeki yaşam için önemli bir tehdit olmaya devam edeceği anlamına geliyor.