Günümüzde artık ciddi satış rakamlarına ulaşan ve teknoloji dünyasının yakından takip ettiği netbook'lar aslında yeni bir mobil cihaz değil; zira Microsoft 1990'lı yılların sonlarına doğru uzun batarya ömrüne sahip olan ilk ufak laptop konseptini kamuoyuna tanıtmıştı. Microsoft'un bu ilk netbook'u, daha sonraları Pocket PC'lerde de kullanılmaya başlanan ve yerini daha sonra Windows Mobile'a bırakan Windows CE işletim sistemiyle çalışıyordu.
Düşük güç tüketimine sahip işlemcilere ve bir HDD yerine Flash RAM'e ve küçük bir ekrana sahip olan IBM Workpad Z50 ve HP Jornada 820 gibi sistemler bu işletim sistemi altında çalışıyordu ancak buna rağmen bu cihazlar o yıllarda popüler olmayı başaramadı.
Bu cihazlara kıyasla nispeten daha başarılı olan Toshiba'nın netbook'u Libretto, bir Windows laptop'unun işlevselliğine sahipti. O yıllarda oldukça popüler olan bu cihazlar Japonya'da ciddi satış rakamlarına ulaşabilse de, yüksek maliyetler nedeniyle Toshiba'nın Avrupa'da aynı başarıyı göstermesi mümkün olmadı.
Zaman geçtikçe netbook'ları daha sık işitir olduk ve günümüzde netbook'ların fiyatları 500 Dolar seviyelerine kadar geriledi. Bunun yanında birçok netbook modeli de günümüzde Windows XP veya Linux işletim sistemleriyle sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor. Ancak netbook'lar geçmişe göre ne kadar çok yol kat etmiş olsalar da akıllardaki bir sorunun cevabı hala netleşmiş değil: Bir netbook evimizde kullandığımız bilgisayarların performansını yakalayabilir mi?
Netbook ile internete bağlanmak
Netbook'lar, temelde internete en kolay yoldan bağlanmak isteyen kullanıcılar için tasarlandı. Hal böyle olunca netbook'ların bağlantı teknolojilerinin üzerinde de ayrıca durmak gerekiyor. Günümüzde satışa sunulan netbook'ların hemen hepsi Wi-Fi ve Bluetooth desteğine sahiptir ve böylelikle hareket halindeyken bir netbook ile internet erişimi için bir 3G mobil telefona kablosuz olarak bağlanılabilir.
Asus Eee PC 701 gibi en ucuz model netbook serileri, fiyat avantajıyla kullanıcıların ilgisini çekiyor olsa da, diğer yandan 800x480 piksel çözünürlük sunan bu netbook'lar özellikle internette sörf yaparken birçok kullanıcı için yetersiz kalabilir.
Ancak neyse ki düşük çözünürlüklü netbook'lar yerlerini artık yavaş yavaş 1024x600 gibi daha büyük çözünürlüklü modellere bırakıyor ve böylece web sayfaları çok daha rahat bir şekilde ekrana yansıtılabiliyor.
Netbook'un multimedya içerik problemi
Netbook'lar bu gibi artı özelliklerle ön plana çıkıyorlar; ancak internette gezinirken netbook kullanıcılarının performansa bağlı bazı problemlerle de boğuştuğunu hatırlatmamız gerekiyor. Özellikle multimedya içeriği fazla olan web siteleri, netbook kullanıcılarının canını sıkan en büyük etmenlerden sadece bir tanesi.
Birkaç yıl öncesine kadar oldukça sade bir görünüme ve yapıya sahip olan web sayfaları artık çeşitli animasyonlar ve video içeriklerine ev sahipliği yapıyor. Multimedya içeriğe sahip olan web sayfalarının çok büyük bir bölümü ise Flash'ı tercih ediyor. Dolayısıyla Flash üzerine kurulu web sayfalarının yüksek işlem gücüne bağlı olarak netbook'ları fazlasıyla yorduğu söylenebilir.
Örneğin bazı web sayfalarında bulunan standart Flash içeriğin tek başına netbook'ların işlemci gücünün %30'undan fazlasını kullanabilmesi mümkün. Buna ek olarak bir de virüs tarayıcısını da o anda kullanıyorsanız, netbook'unuz performansının yerlerde süründüğüne şahit olmanız işten bile değil.
Netbook ve iş hayatı
Netbook'larla e-posta'larınızı kontrol edebilir, Facebook hesabınıza girebilir, internet üzerinden televizyon kanallarını seyredebilir ve bunun gibi internet üzerinden gerçekleştirilen hemen her aktiviteyi bir netbook ile kolayca gerçekleştirebilirsiniz.
Elbette netbook'ların işlevselliği sadece internet kullanımıyla ilgili değildir. İş dünyası da yeri geldiğinde netbook'ları kendileri için en uygun asistan olarak görebilmektedir. Netbook'lar genellikle Microsoft Office gibi ücretli bir ofis paketi yerine Star Office, OpenOffice.org, Word Perfect Office ya da Microsoft Works gibi kullanıcıya herhangi bir maliyeti bulunmayan ofis paketleriyle beraber gelir. Microsoft'un Office uygulamalarıyla da tam uyumluluk içinde çalışan bu ücretsiz ofis araçları, bir Word ya da Excel'den bekleyebileceğiniz birçok işlevi tek başlarına rahatlıkla yerine getirebiliyor.
Her ne kadar Eee PC 701 ve Acer Aspire One gibi küçük bir klavyeye sahip olan netbook'larda bu tür ofis uygulamalarını kullanmak pek kolay olmasa da, Eee PC 1000 ve MSI Wind gibi yeni nesil netbook modelleri de bu problemi ortadan kaldırmıştır.
Netbook ve notebook'lar karşı karşıya
Dijital kamera ve kameralı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte artık hemen her kullanıcının bu tip cihazlara sahip olduğu sır değil. Buna bağlı olarak da bilgisayarda kullandığımız resim düzenleme araçlarının önemi de haliyle artıyor ve günümüzde birbirinden farklı işlev ve özelliklere sahip olan yüzlerce resim ve video düzenleme aracı bulunuyor ve kullanıcılar kendileri için en uygun olan aracı tercih ediyor.
Örneğin Linux işletim sistemi altında çalışan Eee PC 1000 ve Windows XP altında çalışan Medion Mini E1210 gibi netbook sistemleri, Google'ın Picasa yazılımını olabildiğince hızlı çalıştırabilmektedir; ancak elbette netbook'lardan bir laptop performansı beklemek doğru olmayacaktır.
Resim düzenleme konusunda pek sorun çıkarmayan netbook'lar, iş video içeriği düzenlemeye geldiğinde adeta su koyuveriyor. Artan depolama alanlarıyla birlikte artık video çekimi de daha kaliteli ve uzun periyotlarda gerçekleştirilebiliyor; hal böyle olunca video düzenleme araçları da kullanıcılar için ayrı bir önem kazanıyor.
Birçok kullanıcı, bilgisayarlarında bulunan video'ları iPod ya da PSP gibi mobil cihazlara aktarmak isteyebilir. Böyle bir durumda video'ların bu cihazlara uygun bir formata dönüştürülmesi gerekir ve video'ların encode edilme süreci başlar.
Netbook ile resim ve video düzenlemek(2)
Şimdi isterseniz netbook üzerinden bir video formatının dönüştürülme işleminin ne kadar süre aldığına bir bakalım. 1.6GHz Atom N270 işlemcili Medion E1210 üzerinde 100MB'lık High Definiton(HD) formatındaki bir video'yu WMV formatından DivX formatına dönüştürmek yaklaşık 9 dakika 20 saniye sürüyor.
Aynı işlemi bir laptopla yaptığımızda ise bu sürenin oldukça kısaldığını görüyoruz. Şöyle ki, 2.10GHz işlemci gücüne sahip Intel Core 2 Duo T8100'lu bir Vostro laptop'ta aynı işlemi gerçekleştirdiğimizde süre 2 dakika 29 saniyeye kadar düşüyor. Bu sonuçlar da net bir şekilde gösteriyor ki video düzenleme konusunda netbook'ların daha kat edeceği çok yol var.
Netbook'ların öne çıkan bir diğer özelliği de hafifliğidir elbette. Laptoplara göre nispeten küçük olan netbook'lar, haliyle daha hafif bir yapıya sahip. Birkaç yıl öncesine kadar 2kg ağırlığa ulaşan bazı alt-notebook modellerin yerini artık 1kg'lık netbook'ların aldığı söylenebilir. Netbook'un en pahalı parçası olan ekranının küçülmesiyle birlikte de netbook'ların kullanıcılara maliyeti nispeten azalmıştır.
Netbook'ların bir diğer avantajı ise pek çoğunun HDD yerine SSD yani Solid State Disk birimlerini kullanması. Bilindiği gibi SSD'ler HDD'lere göre birçok üstün özelliğe sahiptir. Düşük güç tüketimi ve hızlı yapısıyla netbook'ların olmazsa olmaz donanım bileşenlerinden biri olan SSD'ler, HDD'ler gibi içerisinde oynar bir parçaya sahip olmadıklarından netbook'ların taşınma esnasında SSD'lerin zarar görmesi minimum düzeydedir.
Netbook ve oyunlar
Netbook'ların merak edilen bir diğer noktası da oyunlarla arasının nasıl olduğudur. Ancak netbook'tan önce bu konuda laptop'ları önce ele almak daha doğru olacaktır.
Bundan 5 yıl öncesine kadar sadece basit uygulamaları çalıştırabilen laptoplar, bugün artık masaüstü sistemlerle boy ölçüşebilecek hale gelmiştir. Oyunlar konusunda da aynı durum söz konusu; zira yeni nesil laptopların birçoğu grafik yongalarıyla masaüstü sistemlere adeta taş çıkarmaktadır. Böylece en yeni sistem canavarı diye de tabir edilebilecek oyunların birçoğu laptoplarda yüksek performansla oynanabilmektedir.
Laptoplarda durum böyle olsa da netbook'lar için aynı şeyi söylememiz en azından bugün için pek mümkün değil. Cyrsis demo'yu Medion E1210 model netbook'ta çalıştırmak istediğimizde oyunun yavaş çalışması bir yana oyuna girilmesinin dahi mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Cyrsis'i çalıştırmak istediğimizde aldığımız hatanın içeriği ise şöyleydi: Çalıştırmak istediğiniz oyun, Mobile Intel 945 yongasıyla uyumlu değildir.
Crysis gibi son dönem oyunlarını netbook'larda oynayamasanız da, Half Life ve Halo I gibi artık klasik olmuş bazı 3D oyunları elbette netbook'larda çalıştırabilmeniz mümkün. Ancak bu oyunların netbook'lara yüklenebilmesi için ayrıca bir USB optik okuyucuya da ihtiyacınızın olduğunu belirtelim.
Kısacası son 3 yılda çıkan oyunları yüksek performansla oynamak istiyorsanız, netbook'lar bu ihtiyacınızı karşılamak için oldukça yetersiz; bu nedenle bu ihtiyacınızı karşılayabilecek bir laptop modelini satın almayı düşünebilirsiniz.
Linux ve Windows Netbook
Netbook'ların eski modelleri, genellikle Windows XP yerine Linux işletim sistemiyle birlikte kullanıcılara sunulurdu.
Açık kaynaklı bir işletim sistemi olan Linux, herhangi bir ücrete tabi olmadığından netbook üreticilerinin o yıllarda bir numaralı tercihi olmuştu. Çünkü Microsoft, Windows yazılımının netbook'lara yüklenebilmesi için netbook üreticilerinden belirli bir ücret talep ediyordu. Netbook üreticilerinden yaklaşık 500 YTL'lik bir ücret alan Microsoft, şartların değişmesiyle birlikte(Netbook üreticilerinin Linux'a yönelmeye başlamasıyla) bu yüksek ücretlerinden de feragat ederek bu ücreti 50YTL'ye kadar düşürdü.
Microsoft'un ücretleri üzerinde yaptığı bu iyileştirmesine rağmen netbook üreticilerinin büyük bir bölümü Linux kurulu sistemlerini kullanıcılara ulaştırmayı yeğlediler ve böylece Windows XP ve Linux netbook pazarını yarı yarıya paylaştılar. Ancak netbook üreticilerinin Linux'u tercih etmesinin nedeni sadece Microsoft'un uyguladığı yüksek fiyat politikası değildi; sonuçta neden sadece yüksek fiyatlar olsaydı, Microsoft'un fiyatı aşağıya çekmesiyle üreticiler Windows XP'den yana tavır takınırdı; ancak bu olmadı.
Linux'un Windows XP'ye nazaran birçok avantajı olduğunu fark eden üreticiler, sistemlerinde bu işletim sistemine yer vermeye başladı. Örneğin Linux'un Windows XP'ye nazaran oldukça hızlı açılması önemli bir avantaj olarak nitelendirilebilir. Bir Windows XP kurulu EeePC 1000 model netbook 50 saniyede açılırken, aynı netbook'un Linux'lu modeli ise 25 saniyede açılabiliyor.
Linux ve Windows Netbook(2)
Bunun yanında işletim sistemini sürücüsüne yedekleyen netbook'lar, açılışta herhangi bir sorun meydana geldiğinde işletim sisteminin yeniden başlatılması suretiyle (F9 ile) sistem kendini kolayca geri yükleyebiliyor. Böylece sistem kurtarma işlemi sadece dakikalar içinde halledilebiliyor.
Sekmeli arayüze sahip olan Linux, özellikle amatör kullanıcıların da işini oldukça kolaylaştırıyor. Ortalama bir kullanıcının ihtiyaç duyduğu birçok uygulamayla beraber gelen Linux, e-posta, kelime işlemci ve Skype gibi yazılımlarla kullanıcıların beklentilerini fazlasıyla karşılayabiliyor.
Fakat Linux tüm bu avantajlarına rağmen bazı dezavantajlara da sahip. Eee PC 701 ve 1000'de bulunan Wi-Fi konfigürasyon aracında bazı problemlere neden olan Linux, ayrıca Flash sürümüyle de Windows'un Flash'ına nazaran pek iyi sonuçlar vermiyor.
Windows XP'ye zaten aşinaysanız, o taktirde netbook'unuzla beraber Windows XP'yi de tercih edebilirsiniz. Windows XP kurulu netbook ile bir laptop ya da masaüstü PC'de çalışabilen tüm uygulamaları bu sayede sorunsuz bir şekilde kullanabilirsiniz ve tabii ki Linux'u öğrenmek için ayrıca bir zaman harcamanıza gerek kalmaz.
Olumlu yanlarının yanı sıra bazı olumsuz tarafları da bulunan Windows XP'nin öne çıkan en negatif tarafı netbook'un depolama biriminde kapladığı yüksek alandır. HDD'lerde herhangi bir probleme neden olmayan Windows XP, iş SSD'lere geldiğinde sınırlı kapasiteleri itibariyle sorun çıkarabilmektedir.
Windows XP, yüksek depolama alanı ihtiyacının yanında ayrıca yüksek işlemci gereksinimiyle de netbook kullanıcıları için can sıkıcı olabilir. Bilhassa birden fazla multimedya uygulamasının eş zamanlı olarak olarak çalıştırılması durumunda Windows XP'nin işlemci kullanım oranı oldukça artmaktadır.
Sonuç: Netbook mu notebook mu?
Hiç şüphe yok ki netbook'lar mobil teknolojiye farklı bir çehre kazandırmışlardır; ancak her PC kullanıcısının gerçekten bir netbook'a ihtiyacı var mıdır?
Netbook'ların pek çok açıdan sınırlayıcı özelliklere sahip olduğunu makalemizin başından bu yana irdelemeye çalıştık. Notebook ya da masaüstü sistemlere göre birçok negatif yönü bulunan netbook'lar, hafifliği ve dolayısıyla taşınabilirliği, küçük ebatları, uzun batarya ömrü, ve ergonomik yapısıyla öne çıksalar da masaüstü PC ya da laptop kullanıcısının bu sistemlerden beklediği performansı bir netbook'tan beklemesi en azından şimdilik pek mümkün görünmüyor.