Leicester Üniversitesi Coğrafya, Jeoloji ve Çevre Okulu'ndan Profesör Sarah Gabbott, yeni keşfedilen bir fosilin ne kadar sıra dışı olduğunu ve evrimsel ilişkilerinin hala belirsiz kaldığını açıkladı.
Fosile annesinin ismini veren bilim insanı, bu olağanüstü keşfi şu sözlerle paylaşıyor: "Sue'yu Güney Afrika'daki kaya katmanlarında ilk kez keşfettiğimde, elimizde gerçekten özel ve sıradışı bir şey olduğunu hemen anladım. Fosili kayadan dikkatlice çıkarmak tam üç gün sürdü. Ardından onu alçıyla kaplayıp British Airways sayesinde İngiltere'ye geri götürdük. Şirket, Sue'ya ücretsiz birinci sınıf koltuk tahsis etti; çünkü 70 kilogram ağırlığındaydı!"
Yaklaşık 440 milyon yıl önce Dünya, türlerin %85'ini yok eden bir buzul çağına sahne oldu ve bu olay, beş büyük kitlesel yok oluştan birinin başlangıcını temsil ediyordu. Uzmanlara göre, Sue'nun korunduğu deniz havzası, o dönemde soğuktan kaçan türler için bir sığınak işlevi görmüş olabilir. Bu bölgede, yaşamın sürdürülmesini sağlayan küçük bir alan oluşmuş olsa da, yaşam koşulları kesinlikle ideal olmaktan uzaktı.
Fosilin İngiltere'ye taşınmasının ardından, bilim insanları üzerinde çalışmaya devam ediyor. Bu araştırma, 450 milyon yıl önceki Dünya'ya dair bilinmeyen pek çok sırrı gün ışığına çıkarma potansiyeline sahip.
Ancak burada önemli bir nokta göz ardı edilmemeli. Fosilin ülkeden çıkarılıp İngiltere'ye götürülmesi için Güney Afrika'dan resmi izin alınmış olması umuluyor. Tarihte, İngilizlerin Anadolu'dan ve Osmanlı topraklarından eşsiz eserleri "bilim" adına ülkelerine götürüp iade etmedikleri biliniyor. British Museum'da sergilenen eserler arasında, Padişah III. Selim'in kılıcı gibi pek çok kültürel değer yer alıyor. Türkiye Kültür Bakanlığı, bu eserlerin iadesi için İngiltere ile yoğun görüşmeler yürütüyor.