COVID-19'a karşı geliştirilen mRNA aşılarının gerçek bir tıbbi devrim oldukları kesin ve şu anda dünya çapında milyarlarca insan aşılanmış durumda. Birçok mRNA aşısı üzerinde COVID'den yıllar önce çalışılmaya başlanmış olmasına rağmen, salgının yarattığı acil durumla birlikte çalışmalar hızlandı. Sonunda da, şu an elimizde olan COVID-19 aşıları ortaya çıktı.
Ancak hiçbir tıbbi müdahale risksiz değil ve faydalarına rağmen yan etkiler de söz konusu olabiliyor. Bu yan etkilerin neler olabileceğinin incelenmesi gerekiyor. Klinik çalışmalardan bu yana, çoğu aşı ile ortak olan lokalize ağrıdan yorgunluğa ve hatta mide bulantısına kadar yan etkiler hakkında tartışmalar oldu. Daha ciddi ve hayatı tehdit eden yan etkiler konusunda ise JAMA'da yayınlanan yeni bir makale bazı önemli cevaplar veriyor. Ve bu sonuçların olumlu olduğunu söyleyebiliriz.
Hem Moderna hem de Pfizer/BioNTech mRNA COVID-19 aşıları, ciddi sağlık sorunlarına neden olmuyor gibi görünüyor. Araştırma, federal ve özel sigorta bilim insanları tarafından gerçekleştirildi ve 23 spesifik ciddi ve genellikle ölümcül koşulu incelediler. Bunların arasında kalp krizi, felç, apandisit, kan pıhtısı oluşumu, yüz felci ve Guillain-Barré sendromu bulunuyordu.
6,2 milyon kişiden aşılamadan sonraki ilk altı hafta boyunca veri toplandı. Ciddi sağlık sonuçlarının insidansı, ilk üç hafta ile son üç hafta arasında karşılaştırıldı. Sonuçta ise, toplumda görülen ciddi sağlık sorunlarının aşıdan kaynaklandığına dair hiçbir belirti bulunmadı. Ciddi sonuçların insidansı aşılamadan sonraki ilk 21 gün içinde aşılamadan sonraki 22 ila 42 gün arası ile karşılaştırıldığında önemli bir artış göstermiyor. Ekip ayrıca, onaylanmış anafilaksi vakalarının sayısının enjekte edilen aşının milyon dozu başına yaklaşık 5 olduğunu tahmin ediyor.
Bu çalışma, yan etkiler konusunda cesaret verici olsa da, kayda değer sınırlamalara da sahip. Ekip, önceki veriler üzerindeki istatistiksel analizin gücünün, tercih edilebilecek kadar iyi veya güçlü olmadığı konusunda açık sözlü davranıyor ve daha fazla verinin bu sınırlamayı çözeceğini belirtiyor. Bu çalışmada değerlendirilmeyen, önemli olabilecek belirli sağlık sonuçları olabilir veya ortaya çıkması çalışmanın altı haftasından daha uzun sürdüyse bazıları gözden kaçırılmış olabilir.
Bunun uzun vadeli etkilere ilişkin bir çalışma olmadığını ve araştırmacıların yalnızca ilgili kurumlardaki sağlık hizmeti doktorlarının dikkatine sunulan ve bir düzeyde toplumsal önyargı getiren etkileri tahmin edebileceğini belirtmekte de fayda var.
Araştırma, Aşı Güvenliği Veri Bağlantısının (VSD) bir parçası olarak Hastalık Kontrol Merkezi tarafından finanse edildi. 1990'da başlatılan girişim, büyük popülasyonlarda önemli aşı güvenliği soruları üzerine araştırmalar yürütüyor...