Son günlerde kötü ambalajlar içinde, kurulum CD'si olmayan, el kitapçığı fotokopileri ve hatalı etiketlerle satılan sahte ve ikinci el Windows paketleri, yetkilileri harekete geçirdi. Bu tip ürünleri satanların hem dolandırıcılık, hem de telif hakları suçu işlediğine dikkat çeken yetkililere göre farkında olmadan bu ürünleri kullananlar da büyük tehdit altında.
Geçtiğimiz günlerde yazılım endüstrisine zarar veren sahtecilik uygulamalarından bir yenisi daha yetkililerce ortaya çıkarıldı. Pazarda sahte ve kullanılmış ikinci el Windows işletim sistemi ürünlerinin dolaştığını tespit eden yetkililer, gerekli uyarılar üzerine bu ürünleri satanları tespit edip yasal süreci başlattılar.
İçinde kurulum CD'leri bile olmayan sahte ambalajlar içinde satılan bu yazılımlar, düşük bayi alış fiyatıyla pazarlanırken, Microsoft yetkilileri bu tür sahtecilik girişimlerinin tüketiciyi ciddi olarak yanılttığına dikkat çekiyor. Sahte ürün paketlerinde kılavuz olarak sadece kitapçıkların renkli fotokopileri yer alıyor. Ürün CD'lerinin üzerindeki lisans etiketlerinde yazılı olması gereken yerde ise işletim sisteminin tam adı yerinde sadece basit bir Windows ibaresi bulunuyor.
Konuyla ilgili bir açıklamaya yapan Microsoft Telif Hakları Müdür Elçim Barkay, bu tür girişimlerin, tüketicileri aldatılmasının yanı sıra TCK'ya muhalefet eden iki tür suç oluşturduğunu da ifade ederek şunları söyledi: "Bilgisayar sektöründe haksız rekabet yaratan ve dürüst bilgisayar firmalarının ticaretini olumsuz etkileyen bu tarz sahte bilgisayar programlarının satışına karşı tüketicileri uyarma ihtiyacı duyuyoruz. Sahte lisans ile ikinci el lisans etiketlerinin (COA) son kullanıcıya satışı ve son kullanıcının bu şekilde hile ile kandırılması ve güveninin kötüye kullanılması sadece telif haklarına aykırılık suçuna yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu'nda yer alan dolandırıcılık suçunu da oluşturuyor."
Dürüst çalışan firmalar haksız rekabetle karşı karşıya
Dünyada en yüksek Ar-Ge harcaması yapan şirket olan Microsoft, yazılım ve teknolojilerinin geliştirilmesi için her yıl 8 milyar dolarlık fon ayırıyor. Geçen yıl 6 bine yakın ürün geliştiren Microsoft, verimliliğe odaklanan mevcut ürünlerini dünyada geniş bir ekosistem üzerinden kullanıcının hizmetine sunuyor.
Microsoft Türkiye de 7 bini aşkın iş ortağından oluşan ekosistemiyle, yenilikçi teknoloji, ürün ve hizmetlerini bireylerin ve kurumların hizmetine sunarken Türk ekonomisine yüksek oranda katma değer yaratıyor.
Korsan yazılım piyasası, dolayısıyla işini dürüst olarak yapan ve rekabet koşullarında mücadele eden bilişim şirketlerine çok büyük boyutta zarar veriyor.
Korsanda % 10 iyileştirmenin sırrı
Microsoft Türkiye fikri mülkiyet hakları ve korsan yazılıma karşı çeşitli yollardan mücadelesini sürdürüyor. Bu mücadelenin büyüklüğüne rağmen Türkiye'de yazılımların yasadışı kullanım oranı dünya ortalamasının iki katı. IDC'nin bu konuda hazırlamış olduğu rapora göre dünyada korsan yazılım kullanımı % 35'ler seviyesindeyken, Türkiye'de yasadışı kullanım oranı % 65'leri buluyor.
Eksik ve hatalı yazılım kopyaları nedeniyle tüketiciyi iş kaybı ve yüksek maliyetlerle karşı karşıya bırakan korsan yazılım girişimleri, vergi tahsilatına olan etkisi ve toplam istidam üzerindeki sonuçlarıyla ülke ekonomisine de büyük zarar veriyor.
IDC'nin 2008 yılı raporuna göre Türkiye'deki mevcut korsan yazılım kullanım oranını sadece % 10 düşürmekle ekonomiye önemli katma değerler sağlamak mümkün.
Korsan yazılımların % 10 oranında azaltılmasıyla 2008 - 2011 yılları arasında GSYİH'ya 625 milyon ABD Doları ilave kaynak oluşturulabileceği belirtilen raporda sadece yerel bilişim sektörü gelirlerinde 500 milyon ABD Doları artış sağlanabileceği yer alıyor. IDC raporuna göre korsan yazılım oranının % 10 azaltılmasıyla 36.000 kişiye istihdam yaratılabilir ve toplam vergi gelirlerinde 80 milyon ABD Doları artış elde edilebilir.
Yabancı Sermaye Derneği (YASED) tarafından gerçekleştirilen bir başka araştırma da Türkiye'nin fikri ve mülkiyet haklarıyla ilgili durumunu %10 iyileştirmesi durumunda Macaristan seviyesine gelebilmesinin mümkün olduğunu ortaya koydu. Araştırma bulgularına göre böyle bir çabayla ülkemize aşağı yukarı 20 milyar dolar yeni sermaye gelmesi mümkün. Ayrıca bu oran Türkiye'ye 13 milyar dolar değerinde yeni ihracat imkanı ve 150 bin civarında yeni istihdam yaratabilecek.
Basın bülteninden derlenmiştir.