Mars'ın, her yıl yüzlerce kez "dayak yediği" ortaya çıktı

Mars'tan alınan sismik veriler, gezegenin yılda 300 kadar göktaşı çarpmasına maruz kaldığını gösteriyor. Ve bu bilgi, Mars hakkındaki bazı bilinmeyenlerin çözülmesinde kilit rol oynayabilir.

Mars'ın, her yıl yüzlerce kez "dayak yediği" ortaya çıktı

Mars’tan alınan sismik veriler, komşu gezegenimize yılda yaklaşık üç yüz kez basketbol topu büyüklüğünde göktaşlarının (meteorlar) çarptığını gösteriyor.

Imperial College London ve ETH Zürih araştırmacıları tarafından yazılan bir çalışmada, NASA’nın artık kullanılmayan ancak İç Yapı Sismik Deneyi (SEIS) olarak adlandırılan sismolojik bir araçla donatılmış olan InSight İniş Aracı’ndan toplanan veriler kullanıldı. Bu araç, Mars’taki tek sismometre olarak öne çıkıyor ve göktaşı çarpmaları da dahil olmak üzere Mars yüzeyinde ve altında meydana gelen büyük olaylara ilişkin çok önemli bir bilgi kaynağı oluyor.

Kraterler bir gök taşının kızıl gezegenin yüzeyine çarptığının açık bir kanıtı olsa da, çalışma sismik aktivitenin Mars’a ne kadar sıklıkla göktaşı çarptığını hesaplamanın daha doğru bir yolu olabileceğini söylüyor. Göktaşı çarpmaları, diğer sismik olaylardan farklı olarak yüksek frekanslı Mars depremlerine neden oluyor.

Araştırmacılar, üç göktaşı çarpmasını kraterlerini tespit etmeden önce kaydetmeyi başardılar ve bu, sismometrelerin, göktaşı çarpma bölgeleri için sadece birkaç metre kadar küçük olabilen kraterlerin görsel olarak doğrulanmasından daha iyi kanıt sağladığı teorisine güvenilirlik kazandırdı. Mars depremlerine dayanan yeni veriler, Mars’a yılda 280 ila 360 kez göktaşı çarptığını gösteriyor.

Gezegenin yaşını ölmek için kullanılabilir

Daha yaşlı olan yüzeyler gençlere göre daha fazla kratere sahip olduğu için, göktaşı çarpmaları, gezegenin yaşını belirlemek için önemli bir ölçüm oluyor. Bu yöntem daha önce Ay’da da kullanıldı, ancak Mars’ın güneş sistemindeki çok farklı konumuyla birlikte küçük meteorları parçalayabilecek ince bir atmosfere sahip olması nedeniyle Mars için yapılan hesaplamaların farklı olması gerekiyor.

Araştırmanın ortak yazarı ve Imperial College London araştırma görevlisi Natalia Wojcicka, “Bunu, Mars yüzeylerinin tarihlendirilmesine yardımcı olacak bir tür ‘kozmik saat’ olarak düşünebilirsiniz” diyor ve ekliyor: “Ve belki daha ileride güneş sistemindeki diğer gezegenlerde de kullanılabilir.

Ayrıca göktaşlarının, Dünya’dan oksijen taşımak veya oksijen üretmek için gerekli malzemeleri götürmek yerine, Mars’ta oksijen yaratmak için kullanılabilecek faydalı bir kaynak olabileceği de düşünülüyor. Yani, eğer gelecekte insanlar Mars’ı kolonileştirecekse, daha fazla göktaşının bulunabilmesi de yararlı olacaktır.

Sismik verilere dayanan Mars’ın iç kısımlarına ilişkin en son araştırma, Mars’ın daha önce düşünülenden daha küçük ve daha yoğun bir demir çekirdeğe (daha fazla erimiş kayayla çevrelenmiş) sahip olduğunu öneriyor. Mars’ın iç bileşimi, genel olarak bakıldığında erimiş mineraller ve kayalarla çevrili demirli bir çekirdeğe sahip olan Dünya’nınkinden çok da farklı değil.