LightSail 2 uzay aracı, daha doğrusu "uzay yelkenlisi", Dünya üzerinde üç buçuk yıl yelken açtıktan sonra, Dünya atmosferine yeniden girerek yandı. Planetary Society, Perşembe günü güneş yelkeni görevinin sona erdiğini duyurdu. Uzay aracı, 17 Kasım'da Dünya atmosferine yeniden girdi ve alçalırken yandı, ancak görev, uyduları yörüngede ilerletmek için güneş ışığının kullanılabileceğini başarıyla gösterdi.
The Planetary Society'nin CEO'su Bill Nye yaptığı açıklamada "LightSail 2, gökyüzünde geçen üç muhteşem yıldan sonra yok oldu, ışıkla bir ateş izi çizdi ve uzayda yelken açarak yerçekimine meydan okuyabileceğimizi kanıtladı" dedi.
LightSail 2, Haziran 2019'da fırlatıldı ve yörüngeye ulaştıktan yaklaşık bir ay sonra 32 metrekarelik devasa güneş yelkenini açtı. Güneş yelkeni, fotonlar kanatlarına çarptığında uzay aracını küçük momentum patlamaları yoluyla iten Güneş'ten gelen fotonlarla çalışıyordu.
Zamanla, atmosferik sürükleme en sonunda LightSail 2'yi alt etmeyi başardı. Atmosferden gelen parçacıklar uzay aracına çarparak onu zamanla yavaşlattı. Şu anda aktif bir dönemde olan Güneş, aynı zamanda Dünya'nın üst atmosferinin ısınmasına, yoğunlaşmasına ve içinden geçilmesinin zorlaşmasına neden oldu.
LightSail 2, gökyüzünün 8 milyon kilometresini kat ederek ve Dünya yörüngesinde 18.000 turu tamamladıktan sonra daha düşük irtifalara ulaştı ve artık yok olacağı tahmin ediliyordu. Atmosfere giriş sırasında, uzay aracı o kadar hızlı hareket ediyordu ki, önünde yüksek enerjili bir basınç dalgası oluşturarak etrafındaki havanın ısınmasına ve uzay aracını parçalanan bir ateş topuna dönüştürmesine neden oldu.
The Planetary Society'nin LightSail program yöneticisi ve baş bilim insanı Bruce Betts yaptığı açıklamada, "Dünya limanına göğüs gerdik ve küçük bir geminin yelken açabildiğini ve yön değiştirebildiğini bulduk" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı: "Uzayın uçsuz bucaksız okyanusa benzediğini düşünüyorum ve gemilerle denizlere yelken açanlara en iyi dileklerimi sunuyorum. Bu gelişmelerde bir rol oynadığımız için gurur duyarak, keşiflerin heyecan verici geleceğini dört gözle bekliyoruz.”