"Mind the gap" (boşluğa dikkat edin), hem yazılı hem de sesli olarak Londra metrosuna binmiş olan herkesin mutlaka dikkatini çekmiş bir uyarıdır. Standart olmayan metro istasyonlarında, tren kapısı ile durak arasındaki boşluğun farklı olmasından dolayı yolcuların olası bir kaza yaşamaması için her durakta sürekli tekrarlanıp durur. Londra'lıların beynine kazınmış bir uyarıdır. İncelemeye bu gereksiz bilgi ile başlamamızın sebebi ise Last Stop'un hikayesinin işte tam da burada, Londra metrosunda başlıyor ve gelişiyor olması! Oyunda yolları metroda kesişen üç farklı karakterin hikayesine tanık oluyoruz. İlk başta birbirlerine tamamen yabancı gibi dursalar da oyun ilerledikçe ortaya çıkan minik bağlantılar oyunu gerçekten oldukça ilginç kılıyor ve sürükleyici yapıyor. Spoiler olmaması için daha fazla detay vermeyelim. Oyunun kurgusu ve hikayesi oldukça benzersiz. Düzgün bir hikaye olmadan oyundan zevk alamayanlar için biçilmiş kaftan. Ancak sanki geliştirici Variable State, hikayeye odaklanırken bir oyun yaptıklarını unutmuş gibi duruyor. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğiz. Bu yüzden de Last Stop, TellTale oyunları ve Life is Strange benzeri bir yapısı olsa da diyalog seçimleri hariç etkileşimin çok fazla olmadığı 3 boyutlu bir visual novel havasına bürünmüş. Ama bu oyunun eğlenceli olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türkçe alt yazı desteği olması ise en büyük avantajı.
Üç Perspektif
Oyun, kontrolleri de öğrenebileceğiniz teaser tadında kısa bir kovalamaca sahnesi ile açılıyor. Sonrasında, her biri altı bölümden oluşan üç ayrı hikaye ile devam ediyor. Bir de tüm kurguyu toplayan son bir bölüm daha var. Hikayeleri her bölüm için istediğiniz sırayla oynayabiliyorsunuz, ama bir sonraki bölüme geçmeden önce üç hikayeyi de tamamlamış olmak gerekiyor. Üç hikaye de Londra'nın aynı bölümünde geçse de, her birinin çok farklı bir havası var. Oynarken bazı karakterlerin birden fazla hikayede yer aldığını fark edeceksiniz. Örneğin bir hikayede ana karakter olan bir doktor, diğerinde kısaca yer alıyor. Ayrıca ana karakterlerin arada bir birbirlerinin hikayelerinin arka planında görünmesi de hoş bir detay olmuş. Ancak hiçbiri diğer hikayelerde gerçek bir rol üstlenmiyor. Şimdi ilk hikaye ile başlayalım.
Paper Dolls: Paper Dolls sizi, güçlükle geçinen, orta yaşlı bekar bir baba olan John'un yerine koyuyor. İşinden nefret ediyor ama kızı için elinden geldiğince direniyor. Bir gün çok daha genç ve sağlıklı bir oyun geliştiricisi olan komşusu Jack ile tuhaf bir karşılaşma yaşıyor ve tüm hayatı değişiyor. Büyülü bir durum sonrası, ertesi sabah birbirlerinin bedenlerinde uyanıyorlar. İşte burada John ve Jack'e işleri nasıl yürüteceklerini bulmakta yardım etmeye çalışıyoruz. Sonunda bir takım ve hatta bir aile oluyorlar. İlişkilerinin büyümesi, ikisini de çok ilginç şekillerde değiştiriyor. Bizce bu kesinlikle en kapsamlı hikaye ve baştan sona en tatmin edici olanı.
Stranger Danger: Stranger Danger, metroda oturma sırasına göre en sağdaki karakter olan Donna'yı oynamamızı sağlıyor. Aşırı korumacı bir abla ve bazı sağlık sorunları olan bir anneyle başa çıkmaya çalışan bu liseli kız, zamanının çoğunu arkadaşları Becky ve Vivek ile geçiriyor. Bir gece, Vivek'in babasının balık dükkânının karşısındaki caddede yaşayan bir yabancıyı takip ettikten sonra buldukları şey bizi içinden nasıl çıkacağımızı bilmediğimiz tehlikeli bir durumda bırakıyor. Paper Dolls'un aksine, doğaüstü olayların Stranger Danger'da önemli bir bileşen olduğuna dair çok az şüphe var. Karşılaştığımız gizemli yabancı, pek az soruya cevap verse bile, özel yeteneklerini pek gizlemiyor. Bu hikaye aslında en iyi olmaya adayken ne yazık ki pek çok sorunun cevapsız kalması ile ilginçliğini yitiriyor. Donna için sunulan sonları da pek beğendiğimizi söyleyemeyeceğiz.
Domestic Affairs: Domestic Affairs üç hikaye içinden en çok sevdiğimiz oldu. Üçü arasında en iyi kurgulanmış olan da sanırım bu. Sonlara doğru, olup bitenlerin geri kalanıyla bağlantılı olduğunu rahatlıkla fark ediyorsunuz. Hikayede çoğunlukla masa başında çalışan eski bir kadın asker olan Meena'yı yönetiyoruz. İşi onu hala heyecanlandırıyor ama özel hayatında ilgisini çekecek bir şey bulmakta zorlanıyor ve daha fazlasını arıyor. Hikayeye ismini veren de işte bu durum. Meena, video oyunlarında nadiren karşılaştığımız türden etkileyici bir karakter. Acımasız, istediğini elde etmek için neredeyse herkesi satmaya istekli. Çocuğuyla bağ kurmakta zorlanıyor, açıkça kocasıyla da sorunları var. Bir video oyunu karakteri olarak sıkça gördüğümüz türden bir karakter değil. Her bölümde genellikle merakla oynadığım ilk hikayenin bu olduğunu da belirtelim.
Üç hikayeyi de tamamladıktan sonra, son bölümde olaylar pek de tahmin etmediğimiz bir şekilde sonlanmış olsa da açıkcası beğendiğimizi söyleyebiliriz. Buna her şeyin aydınlandığı bölüm de denebilir. Sonradan geriye dönüp hikayeleri düşündüğünüzde aslında bu sonuca varan küçük ipuçlarının serpiştirildiği fark ediyorsunuz. Biz tümü bir araya gelene kadar fark etmedik ama siz daha dikkatli oynarsanız belki benden daha başarılı bir tahminde bulunabilirsiniz :)
Hikaye kusursuz ama oyun nerede?
Şimdi gelelim incelemenin başında da bahsettiğimiz eleştiriye. Açıkçası hikayeyi etkilemek için daha fazla şans sunulmasını isterdik. Bizden sık sık bir diyalog seçimi yapmamız istense de gerçekten bunlardan çok azı anlamlı. Birkaç nokta hariç oyun size hikayedeki bir şeyi etkileme şansını çok az veriyor ve bu etkilerin hepsi de çok yüzeysel görünüyor. Hatta bize verildiğini hissettiğimiz en büyük seçim, her bölümde hangi kıyafetleri giyeceğimizdi. Hoş bir detay olmuş ama sadece o kadar.
Diyalog seçimleri yapmadığınız zaman çoğunlukla bir bölgeden diğerine sokaklarda yürüyorsunuz. Ancak kontrol pek sizdeymiş gibi hissettirmiyor. Bunun dışında oyunla etkileşime girdiğiniz şeyler çok minimal. Karakterinizin kahvesini karıştırmak için analog çubuğu çevirmek. Bir şeyi çalıştırmak için ileri geri iki düğmeye basmak, yemek için bir çubuğu eğmek gibi. Bunlar içinde piyano çaldığımız ve bir karakterin evini araştırdığımız bölümler gibi birkaç tane anlamlı etkileşimimiz de oluyor elbette. Özellikle TV'lerinin altında saklanan DVD koleksiyonlarını keşfetmekten eğlenceli olmuş. Ama sonuç olarak Telltale oyunlarının bile daha fazla oyun mekaniği sunduğunu belirtsek herhalde yeterli olacaktır :)
Akılda kalıcı bir deneyim sunuyor
Last Stop, Londra'nın harika bir versiyonunu sunuyor. Farklı geçmişlere sahip çeşitli karakterlerle her şey çok gerçekçi duruyor. Karakterler farklı ulusal geçmişlere, cinsel tercihlere, yaşlara ve hatta ekonomik seviyelere sahip. Bu faktörler normalde hayatın bir parçası olsa da, çoğunlukla oyunlarda göz ardı edilir. Ancak Last Stop, doğrudan hikayeye etkileri olmasa da onları oyunun içine yerleştirmiş. Grafikler gerçekçi bir tarzda olmasa da bu detaylar ile oyun mekanı gerçekten Londra gibi hissettiriyor.
Karakter tasarımları aynı Telltale oyunlarında ya da Life is Strange'de olduğu gibi daha minimal çizgilerle ifade edilmiş ama kesinlikle onlar kadar plastik oyuncak gibi durmuyor. Çekici karakter modelleri karakterlerini yansıtma konusunda oldukça başarılılar. Çoğu şeye eklenen küçük ayrıntılarla her şey çok canlı görünüyor. Kullanılan grafik sanat tarzı nedeniyle arka planda yürüyen karakterlerin yüzlerinin olmaması bile insana batmıyor. Müzik akılda kalıcı türden değil, ancak sürekli olarak doğru tonu tutturuyor ve seslendirmeler de oldukça güçlü. Sizi karakterlere bağlamada gerçekten etkili oluyor.
Her ekran sinematik bir kamera açısıyla ayarlanmış ve bunlar arasındaki geçişlerin çok iyi olduğuna da ayrıca parantez açmak istiyoruz. Örneğin ilerlemek istediğiniz yöne daha giderken tam ters kamera açısına geçilse bile bastığınız tuşu bırakmadığınızda istediğiniz yönde devam ediyorsunuz. Bıraktığınızda ise yeni kamera açısının yönleri geçerli oluyor. Bu çözümü sabit kamera açısı kullanan tüm stüdyolara acil olarak tavsiye ediyoruz.
Sonuç
Xbox Series S üzerinde incelediğimiz Last Stop, zaman ayırmaya değer harika bir hikaye anlatıyor. İçinde bir video oyunu gibi hissettiren çok az şey var ve bunların çoğu, oyuncuların yapacak çok az şeyi olmasın diye eklenmiş gibi duruyor. En iyi haliyle, daha çok sağlam bir TV sezonu izlemek gibi denebilir. Elbette bu kötü bir şey değil. Doğru beklentilerle girdiğiniz sürece, sevecek çok şey bulacağınızı düşünüyorum. Üstelik daha önce de belirttiğimiz gibi Türkçe ve Xbox Gamepass ile de tamamen ücretsiz.
65
Platform: Xbox Series X/S, Xbox One, PS4, PS5, Switch, PC
Yayıncı: Annapurna Interactive
Geliştirici: Variable State
Tür: 3. Şahıs Macera
Bilgi İçin: https://variablestate.com/projects/laststop