Kedi kapılarının en karmaşık icatlar olmadığı bir gerçek. Bir kapıda bir kedinin geçebileceği kadar küçük bir kapak açmak, Nikola Tesla’nın üzerinde çalışmasını gerektiren bir icat değil. Buna rağmen, kedi kapılarının geçmişinin ne kadar uzun olduğu sizi şaşırtabilir.
16. yüzyıl kiliselerinde bile bu küçük kapılar görülebiliyor. Ancak bunlardan en azından bazılarının, kediler için değil, köpekler için kullanıldığı biliniyor.
Kedi kapısının icadı zaman içerisinde birkaç kişiye atfedildi ve hatta bir hikayede Isaac Newton'a atfediliyor. İddia edilen hikayeye göre Newton, kedisi kapıyı açıp ışığı içeri alarak ışığa duyarlı deneyleri mahvetmeye devam ettikten sonra kapısında bir delik açtı bir bez ile bu deliği kapattı.
Hikayenin bazı versiyonlarında Newton, kapısında iki delik açıyor: Büyük kedi için büyük bir delik ve yavru kedinin büyük kedi ile aynı delikten geçebileceğini düşünemeyerek yavru kedi için ikinci küçük bir delik.
Kulağa eğlenceli geliyor olsa da, hikayenin ölümünden 70 yıl sonrayı tarih olarak belirtmesinden dolayı muhtemelen doğru değil. Ancak, Newton'dan yaklaşık bir asır sonra Trinity College London'dan matematikçi John M.F Wright’ın sözleri şu şekilde: “Bu anlatı doğru ya da yanlış olabilir. Kapıyı Newton bulmamış da olabilir. Kesinlikle doğru olan şey, kapısında kedi ve yavru kedinin çıkışları için uygun boyutlarda iki tıkalı deliğin olmasıdır.”
Ancak bu hikaye doğru olsa bile, özellikle daha basit kedi deliklerini sayarsak, Newton’un bu icat için halen çok geç kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ne yazık ki, Newton'dan daha önce olduklarını bilmemize rağmen, kedi kapısının ne zaman icat edildiğini tam olarak belirlemek hiç kolay değil. Kedi kapısı, bir hizmetçi tarafından bir odaya bakmak için kullanıldığı Chaucer'ın 14. yüzyılın sonlarında Canterbury masallarında da kendine yer buluyor.
Kediler muhtemelen, en azından kısmen yaklaşık 9.000 yıl önce evcilleştirilmişti, ilk başta insanlar tarafından bir haşere kontrolü biçimi olarak karşılanmıştı, tahıl hasatlarını kemirgenlerden koruyorlardı.