Her ne kadar sistem toplama işlerinde kasalar çoğunlukla arka plana itilse de bilgisayarınızın bütün parçalarına ev sahipliği yapan bu bileşenin önemi sanıldığından çok daha büyüktür. Alüminyum, çelik veya akrilik gibi farklı elemntlerden üretilen kasalar sayesinde parçalarınızı tozdan korursunuz. Kasalar bu bağlamda sisteminizin ömrü açısında da büyü önem teşkil etmektedir. Peki iyi bir kasaya giden ilk yol nedir?
Öncelikle piyasada yüzlerce Çin malı kasa olduğunu belirtmekte fayda var. Evet, her ne kadar kadar kasaların tümü Çin'de üretilse de hepsi "Çin Malı" değil, "Çin Yapımı" ürünler de çok. Çin malı kasalar, Çin'in kendi markaları tarafından üretilen ve genelde kalitesi tartışılır seviyede olan kasalar. Çin yapımı ise büyük markaların Çin'de ürettirdiği ve kalite çıtası çok daha yüksek olan kasalardır diyebiliriz. Hatta bazı ürünlerin üzerinde "Made in China" yazarken bazılarında "A Prodcut of China" yazması da bu farka vurgu yapar niteliktedir. Tabii ki her bir kasanın etiketine bakmak zorunda değilsiniz.
Burada önemli bazı noktalar var. Öncelikle satın alacağınız kasanın adı sanı duyulmamış firmalardan daha ziyade, sektörde uzun yıllardan beri hizmet veren markalardan olmasına özen gösterin. Fakat bilinçsiz kullanıcılar sayesinde sektörde yıllardan beri satış yapan kalitesiz markalar da yok değil. İşte burada da fiyat kriteri devreye giriyor. Piyasada yaptığımız ufak bir araştırma sonucunda kaliteli kasaların 45 $ + KDV fiyattan başladığını gördük. Üstelik bu fiyata güç kaynağı dahil değil. Yani alacağınız bir kasada güç kaynağı yoksa fiyatı en az 45 $ olmalı diyebiliriz. Bu seviyeden aşağıdaki kasaların işçilik kalitesi ve diğer özellikleri o kadar düşük ki, monte ederken elinizi yaralamanız işten bile değil. Yine bu kasaların eksikliklerini ilerleyen sayfalarda ayrıntısıyla değineceğiz.
Malzeme ve işçilik kalitesi
Günümüz kasalarında en çok tercih edilen malzeme çelik. Fakat çelik pahalı olduğu için ucuza kaçmak isteyen firmalar çelik yerine sac tercih ediyorlar. Sacdan üretilmiş kasaların çelik kasalardan hafif olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. Yine bu kasaların iç kısmı çelik kasalara göre daha parlaktır. Her ne kadar alüminyum kasalar da benzer özellikleri taşısa da alüminyum kasalar çok daha pahalı ve işçilik açısından da çok daha iyidirler. Öte yandan sac kasaların kenarları dahi eğilmediğinden dolayı montaj esnasında elinizi yaralayabilirsiniz ki bu gerçekten de çok sık karşılaşılan bir durum.
Kaliteli kasalarda kullanılan çelikten bahsetmek gerekirse bu çeliğin SECC olarak adlandırıldığını söyleyebiliriz. "Elektriksel olarak kromat kaplanmış" anlamına gelen bu standart ile üretilmiş çelik, normal çeliğe göre daha hafif bir yapıya sahip olurken ısı iletimini de daha iyi gerçekleştiriyorlar. Yani alacağınız kasanın malzemesinin SECC çelik olması, kasadaki bileşenleri ısısına da etki ediyor.
Kasalar için çelikten daha iyi bir malzeme olarak alüminyumu gösterebiliriz. Hem soğutma konusunda daha iyi bir çözüm sunan hem de diğer materyallerden hafif olan alüminyumun tek olumsuz yanı fiyatının yüksek olması. Yine bir başka malzeme de akrilik polimer. Saydam kasalarda kullanılan bu malzemeyi pek tavsiye etmiyoruz zira ortamdaki tozları çekmek konusunda kötü bir üne sahip.
Fanlar ve hava sirkülasyonu
Kasa içi hava sirkülasyonu, bileşenlerinizin oluşturduğu sıcak havayı yok etmekteki en önemli etkendir diyebiliriz. Önde yer alan ve kasaya hava çeken bir fan, çekilen havayı dışarıya atmak için arkada yer alan bir egzoz fanı ve yine üstte veya kasa kenarında yer alan ek fanlar, sistem soğutması için büyük önem arz etmekte. Örneğin öndeki fan sadece kasaya hava çekmekle kalmıyor, aynı zamanda sabit disklerin de serin tutulmasını sağlıyor. Yine arkadaki egzoz fan da işlemciye yakın olduğu için bu kısımda oluşan havayı kolayca dışarı atabiliyor.
Öte yandan sistemde fanların olması demek kasaya daha fazla toz girmesi demek. Neyse ki bunun da bir çözümü mevcut. Kasaya hava veren fanların önüne yerleştirilecek toz filtreleri veya halihazırda toz filtreleri olan kasalar tercih etmek bu konudaki en iyi çözüm olacaktır. Tabii ki başka çözümler de yok değil. Örneğin su soğutma da tozsuz bir çözüm olarak göze çarpıyor. Üstelik piyasaya çıkan kapalı sistemler ile montaj işlemleri de çok daha kolay.
Kasa içi hava sirkülasyonu konusunda en çok yapılan yanlış, kabloların dağınık bırakılmasıdır. Oysa ki ön kısımda gelen havanın arkaya ulaşabilmesi için arada herhangi bir engel olmaması her zaman yararınıza olacaktır. Bu bağlamda mümkün olduğunca kablolarınızı derli toplu tutmakta fayda var. Tabi piyasadaki kaliteli kasaların artık iç kablolama için özel deliklere sahip olduğunu da belirtelim. Yine eski
ATX, Micro ATX, Mini ITX
Satın alacağınız kasanın anakartınızla uyumlu olması da büyük önem taşıyor. MicroATX bir anakartı Tower bir kasaya monte etmek pek de mantıklı olmayacaktır. Zira böyle bir durumda devasa kasadaki fanlar boşa çalışacaktır. Bu bağlamda satın aldığınız anakata uygun bir kasa tercih etmenizde fayda var.
Bu biraz da sisteminizin kullanım alanıyla ilgili. Örneğin oyun bilgisayarları genelde Full Tower veya MidTower kasalara kurulurlar. Zira oyun oynamak için gerekli bileşenler hem çok ısınır hem de boyut olarak çok büyük olurlar. Örneğin satın aldığınız son model HD 6990 ekran kartı 35 cm olduğu için kasanıza sığmazsa bu tam bir hüsran olacaktır. Yine XL-ATX anakartınızı ATX bir kasaya monte etmeye çalışmak da başarısız bir girişimdir.
Yine Mini-ITX gibi ufak sistemleri de devasa kasalara monte etmenin bir mantığı yok. Daha çok HTPC olarak kullanabileceğiniz bu istemi oturma odanıza taşımanız komik bir görüntü oluşturacaktır.
Kasanızdaki ön portlar ve yuvalar
Kasasının ön portuna taktığı USB cihazlarda sürekli "USB aygıtı tanınamadı" hatası alan akrabalarınız mutlaka vardır. İşte bu kullanıcılar, ucuza kaçayım derken ellerinde çalışmayan bir kasayla kalan kişilerdir. Kalitesiz kasaların ön portlara gelen kabloları ya çok kalitesizdir ya da bu kablolarda mıknatıs olmaz. Kalitesiz veya mıknatısı olmayan kablolar, sinyalleri yeterli derecede iletemez ve elektriği yeterli düzeyde taşıyamazlar. Siz de bunun sonucunda "USB aygıtı tanınamadı" hatasının neden kaynaklandığını düşünürsünüz.
Kaliteli kasalarda ise bu tür sorunlar olmaz. Zira kaliteli kablolar ve kaliteli bağlantı arabirimleri kullanılmaktadır. Yine kalitesiz kasalarda olan elektrik kaçaklarının USB portlarına sıçraması yüzünden yanan çok USB bellek mevcut. Bu bağlamda her rehberde dediğimiz gibi ucuz alacak kadar zengin değilsiniz.
Günümüzde arık kasaların ön kısmında USB 3.0 , e-Sata, FireWire portları ve hatta sabit disk iskeleleri dahi mevcut. Yine bazı ileri düzey kasaların ön kısmında fan kontrolcüleri de görmek mümkün.
Güç kaynağı ve kasa konumu
Piyasada satılan çoğu kasalarda güç kaynağının üstte yer aldığını görüyoruz. Her ne kadar bu bir sorun teşkil etmese de güç kaynağının kasanın alt kısımda yer alması güç kaynağının hem daha az ısınmasını hem de daha az tozlanmasını sağlayacak bir etken. Yine üst kısımda işlemci ve çevresinin daha açık kaldığı bu sistemlerin daha ısındığı da su götürmez bir gerçek.
Öte yandan güç kaynağının konumu kadar kasanızın konumu da önem taşıyor. Fanların hava alıp vermesini engelleyecek şekilde konumlandırılan kasalar, bileşenlerin çok daha kısa sürede ısınmasına neden olur. Burada ufak bir noktaya da değinmekte fayda var. Sistemi soğutmak için kasa kapağını açmanın da tamamen yanlış ve şehir efsanesi olduğunu belirtelim. Zira kasa kapağını açtığınız anda hem bütün tozları içeri davet ederek parçalarınızın statik elektrikle daha çabuk bozulmasını sağlıyor, hem de kasa içi hava dolaşımını bozarak parçaların daha çok ısınmasına neden oluyorsunuz.
Son olarak kasanızı masanızın üzerine koyacaksanız kolayca düşmeyeceğinden emin olun. Yine masa üzerinde kasanın çok sallanması, sabit diskinizin ömrünü kısaltacaktır.