İnternetin tam olarak nerede başladığını söylemek zor. Ancak yukarıda gördüğünüz yeşil boyalı oda, ilk ARPANET'in kurulduğu odaydı. Bir ağ üzerinden gönderilen ilk mesaj, bu odadan Standford üniversitesindeki bir başka birime iletilmişti.
Kleinrock Center for Internet Studies'in bilgisayar bilim adamı Leonard Kleinrock, bu makinenin internetin ilk nefesini alan, onun ilk sözlerini konuşan cihaz olduğunu söylüyor. Aynı merkez, bugün birkaç araştırma projesini devam ettiriyor ancak merkezdeki bu oda, 1960'lardaki tüm ihtişamıyla korunuyor.
Kleinrock, MIT'in yüksek lisans öğrencisiyken "packet switching" teorisini geliştirmişti. Teori, verileri paketlere ayırıyor ve ağ üzerinden gönderip almayı tarif ediyordu. İnternetin doğmasını sağlayan bu teknoloji, ABD Savunma Bakanlığı'nın da ilgisini çekmişti.
Daha sonra APRA, bu tür bir ağ için pilot program geliştirmek üzere çalışacak bir takım arayışlarına başladı. İlk router sayılan Interface Message Processor (IMP), bu iş için uygun görülen Bolt Beranek and Newman (BBN) mühendisleri tarafından geliştirildi. Ağın ilk birimi UCLA'ya yerleştirildi. Kleinrock'un da katıldığı fakülte, sistemi test etmek ve çeşitli deneyler düzenlemekle sorumlu tutuldu. Kleinrock'un takımı, varolan altyapı üstünden, yani telefon hatları üzerinden mesaj gönderebilen bir ağ geliştirmişti.
Eli hep onun üstünde
Kleinrock, hikayesini anlatırken IMP'den hiç ayrılmadığını, bir elinin hep onun üzerinde olduğunu söylüyor.
29 Ekim 1969'da 3420 Boelter Hall'da toplanan bir takım, Stanford Research Institute'a ilk mesaj olan "LOGIN"i göndermeye çalıştı. Ancak sistem ilk iki harfi gönderdikten sonra kilitlendi. Dolayısıyla internet üzerinden gönderilen ilk mesaj, "LO" oldu.
Yaklaşık bir saat sonra şansını tekrar deneyen takım, bu kez başarılı oldu. Dört birim, Aralık 1969'da UCLA, Stanford Research Institute, University of Utah ve Santa Barbara'daki University of California'ya kalıcı olarak yerleştirildi. IMP'lerin sayısı 1975'de 57'ye, 1981'de ise 213'e ulaştı.
Kleinrock, proje üzerinde çalışanların, yaptıkları işin tarihi önemini bilmediklerini ve anlamadıklarını söylüyor ve ekliyor: "Ne yaptığımızı bilmiyorduk." "Bir fotoğraf bile çekmedik." Ağ büyüdü büyümesine, ancak gerçek anlamda büyümeye başlaması, 1972'de e-postanın icadıyla oldu.