Hiper-Metin Transfer Protokolü (HTTP), bütün internette veri iletişimini destekleyen bir teknoloji. Mesajların nasıl iletildiğini, tarayıcıların belirli komutların karşılığında hangi eylemleri yapması gerektiğini belirleyen bu teknoloji aynı zamanda sunucuların da çeşitli taleplerle nasıl başa çıktığını saptıyor.
HTTP aslında web'de dolaşma biçimimizin ta kendisini oluşturan bir teknoloji. İlk olarak 1991 yılında ortaya çıkan bu teknoloji web tarayıcılarına 1996 yılında adapte edildi. Bu yıl 20. yıldönümünü kutlayan HTTP, iletişim teknolojilerinde oldukça uzun sayılabilecek bir dönemi geride bıraktı. Elbette artık yeni, daha hızlı ve daha güvenli bir protokol mevcut: InterPlanetary File System (IPFS). Bu yazıda IPFS'in tam olarak ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve web'in standart iletişim modu olarak HTTP'nin yerine gerçekten geçip geçemeyeceğini ele aldık.
IPFS nasıl çalışıyor?
IPFS, içerik ve kimlikler tarafından gönderilen bir açık kaynak hiper-medya gösterim protokolü. Biraz fazla teknik terimlerle doluymuş gibi görünen bu ifadeyi elbette daha anlaşılır bir hale getireceğiz.
IPFS'in kendi sitesinde yapılan açıklamada geliştiricilerin onu "web'i daha hızlı, daha güvenli ve daha açık" bir hale getirmek için kullanmak istedikleri belirtiliyor. Aslında BitTorrent'in çalışma mantığına benzeyen eşler arası (peer-to-peer) bir dosya gösterim sistemi olan IPFS, BitTorrent'ten farklı olarak git objelerini değiştirmek için kullanılıyor.
Bütün cihazları birbirine bağlayarak çalışan IPFS, bunu bir tür düğümler (node) sistemi üzerinden aynı dosyalar sistemiyle gerçekleştiriyor. Bu da web sitelerinin, sayfaları okuyucuya sunan merkezi bir kök sunucuya sahip olma gibi bir gereksinimi ortadan kaldırıyor. Bu sayede de HTTP'den kurtulmanın ve potansiyel olarak internetin dokusunu daha da geliştirmenin önü açılmış oluyor.
Peki IPFS'in bizim gibi son kullanıcılar için sunduğu pratik yararlar neler? HTTP'ten daha iyi olması ne anlama geliyor? Ya da daha açık sormak gerekirse, HTTP yerine IPFS kullanmayı neden tercih etmeliyiz?
Artık sunuculara bel bağlamaya gerek yok
"404 Sayfa Bulunamadı" hatasını herhalde internet kullanıcıları olarak hepimiz en az bir defa görmüşüzdür. 404 hata kodu teknik anlamda bir web sunucusunun talep ettiğiniz şeyi bulamadığında kullanılıyor. Bu kodu aradığınız şey çok eskiyse ve çevrimiçi ortamdan kaldırıldıysa görebilirsiniz. Fakat bazı durumlarda bu ilgili sunucunun arızalı olduğu anlamına gelebilir, ki bu da HTTP'nin beraberinde getirdiği problemlerle ilgili bir durum.
Bir sunucu ölürse ya da yeni bir yere kalıcı olarak yeniden konumlandırıldıysa, ona işaret eden bütün bağlantılar artık çalışmayı durdurur. Bu sunucuda olan içerik her ne olursa olsun artık kaybolur ve onu daha önce bir şekilde kaydetmediyseniz bu içeriği kurtarmanın da bir yolu yoktur.
IPFS'in bu noktada getirdiği en önemli yenilik, konumları (sunucuları) aramak yerine ilgili içeriğin kendisini arıyor olmanız. Dolayısıyla ihtiyaç duyduğunuz dosyayı almak için bir sunucuya güvenmek yerine, bunu size iletebilen milyonlarca bilgisayardan biriyle iletişime geçebilirsiniz. Tıpkı BitTorrent'in yaptığı gibi.
Günümüzde web bir hayli merkezileşmiş durumda. Bu da bütün verilerin kaybolmasıyla ya da en azından bütün bağlantıların kırılmasıyla sonuçlanabilecek çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla sonsuza kadar ayakta kalabilecek bir informasyon ağı inşa etmenin önemi oldukça büyük. IPFS'in olanaklı kıldığı web'de ise veri kontrolünü elden bırakmadan ya da onu riske atmadan bir ağ oluşturmak mümkün.
Maliyeti azaltmak
IPFS'nin hem içerik sağlayıcılar hem de son kullanıcılar açısından beraberinde getirdiği bir diğer avantaj ise maliyetle ilgili. HTTP aracılığıyla verileri dünyanın bir ucundan diğerine sunmak oldukça pahalı. IPFS'in web sitesinde yayınlanan bir blog gönderisinde örneğin Google'ın "Gangnam Stye" videosunu YouTube kullanıcılarına ulaştırmak için yaklaşık 2.742.860 dolar harcadığı belirtiliyor. Bu elbette küçük ölçekli bir internet sağlayıcısının altından kalkamayacağı bir rakam.
IPFS, nerede olursanız olun bu aynı videonun tamamen sizin kendi ISP'nizden indirilmesini olanaklı kılıyor. Bu da maliyeti büyük ölçüde en aza indiren bir teknoloji.
IPFS aslında tek alternatif değil
Her ne kadar henüz piyasaya sürülmese de IPFS'in en büyük rakibi MaidSafe. IPFS'te olduğu gibi MaidSafe de merkezileşmemiş, bağımsız bir internet hedefliyor. Bir diğer seçenek ise Kim Dotcom tarafından kurulan MegaNet. Bu hizmet de Bitcoin benzeri bir araç kullanarak IP dışı bir ağ üzerinde temellenen ve merkezileşmemiş bir web amaçlıyor.
IPFS internetin geleceğini belirleyebilir
Aslında bu aşamada belirleyici bir sonuca ulaşmak oldukça zor. HTTP'nin yerine artık başka bir teknolojinin geçmesi gerektiği açık, ama IPFS halen genç ve rüştünü ıspatlamamış bir teknoloji. Diğer yandan arttırılmış bir web hızı vadeden HTTP/2'nin kullanıma sunulması da IPFS için bir engel teşkil edebilir. Bu noktada önümüzdeki birkaç yılın oldukça kritik olduğunu söyleyebiliriz. Ücretsiz web hosting hizmeti Neocities çoktan IPFS'e geçti ve Netflix'in de bu doğrultuda bazı adımlar atmaya hazırlandığını duyurması IPFS'in yükselişe geçmesine yardımcı olabilir.