İnternet kullanımı son birkaç yıldır eskisi gibi değil. Tarayıcılarımız bile sekmelerle dolu ve birinde video yüklerken, diğerinde fotoğraf galerilerini hızla tıklayarak geziyoruz.
Genişbant internet sayesinde internet kullanım alışkanlıklarımız değişti, daha çok bağlantıyı daha uygun fiyatlarla alma isteğimiz de devam ediyor. ADSL teknolojisi mevcut hatlar üzerinden internet erişimine imkan tanıyarak, altyapı masrafı olmadan, dial-up günleriyle kıyaslanmayacak kadar uygun fiyatlarla internet erişimimizi sağladı.
Elbette dünyanın geri kalanına göre daha gidilecek çok yol var ama esas mesele, yüksek hızda bağlantı satın alındığında bile internet bağlantısının hızına yakışmayan derecede yavaşlaması.
Peki bunun sebebi ne? Bir tek bizim başımıza mı geliyor bu internet yavaşlıkları?
Yavaş bağlantı ve kısıtlamalar
İnternet hızı çok yüksek olmasına karşın yavaş bağlantıyla karşılaşan kullanıcılar dünyanın her yerinde var.
Mbps ne kadar artarsa artsın rahatsızlık verici yavaşlamalar söz konusu, bu konuda ilk suçlananlar da haliyle internet servis sağlayıcılar oluyor. Parayı alan, hizmeti sunan onlar olduğuna göre, tüketicilerin kızacağı ve çatacağı sorumlular da haliyle ISP'ler.
Ama bu arada kafa kurcalayan bu sorunun cevabını vermek gerekiyor. İnternet neden yavaş? Sebepler bir değil, pek çok. Satın aldığımız hızdan yavaş internet kullanmamızın sebeplerinden bir tanesi yurtdışı çıkıştaki sorunlar. Bu yaygın bir şekilde bilinen, Türkiye'nin kanayan yarası.
Bir diğer sorun dünya çapında ISP'den ISP'ye değişen oranlarda suni erişim kısıtlamaları.
Reklamdaki hız ile gerçek hızın farkı ne kadar?
Amerikan (Federal Communications Commission) FCC'nin rakamlarına göre gerçek internet hızları, reklamı yapılan internet hızlarının yüzde 50 ila yüzde 80 kadar gerisinde.
FCC tanımına göre genişbant internet hızı en az 768 Kbps, yani bunun altı genişbant tanımına girmiyor. Bu hızda bir bağlantıda referans değeri olarak 5MB'lık bir dosyanın inmesi 52 saniye sürüyor. Yani teoride...
İşin aslı şu ki 2-4 ya da kaç Mbit olursa olsun, bahsi geçen hızlar sadece en iyi durumdaki hızı ifade ediyor. Yani direkt alınacak hızı değil, maksimum alınacak hızı ifade ediyor. Haliyle tüketiciler parasını verdikleri hızı istediklerinde hayal kırıklığına uğruyor.
Örneğin ADSL'de mesafe, bağlantı hızına büyük darbe vuruyor. Kullanımdaki dalgalanmalar, mevcut bant genişliğinin tükenmesine sebep olabiliyor.
ISP dışı sebepler?
Bazen de ISP dışı sebeplerden dolayı internet yavaşlıyor. Normalde az okunan bir site, bir gün hiç hesaplamadığı bir trafikle karşılaşırsa, bu sefer sunucu cevap vermeye yetişemediği için kullanıcılar yavaş internetle karşılaşmış oluyor. Yavaşlama tek bir sitede de olsa, o esnada o sitedeki bilgiye ihtiyaç duyan kullanıcı çile çekiyor.
Bu site yavaşlamalarının en büyük örneği devlet dairelerinin internet sitelerinde görülüyor. Milyonlarca insanı ilgilendiren bilgiler, normalde hiç ziyaret edilmeyen, zayıf bir sunucudaki site üzerinden sunulduğunda her şey çöküyor. İnsanlar saatlerce bilgisayar başında bekliyor.
Kullanıcılardan kaynaklanan sıkıntılar yok mu? Var. Sınırsız internet kullanımında yüzde 1'lik kesimin trafiğin yüzde 20'sini kullandığı ortaya çıktı.
Kota meselesi
Yüzde 1'lik kesim yüzde 20 kullanırken, yüzde 20'lik bir kesim ise trafiğin yüzde 80'ini kullanıyor.
Sonuçta bunu engellemek isteyen internet servis sağlayıcılar, Amerika'da kendilerine açılan sayısız tüketici hakları davasından sonra bu durumu dengelemek için kota uygulamasına geçti. Ancak tüketiciler bunu bir cezalandırma denemesi olarak gördü ve araştırmalar, internet kullanıcılarının yüzde 81'inin kotalı internetten şikayetçi olduğunu gösteriyor. Bu rakamların Amerikan araştırmalarına dayandığını belirtelim.
Peki şimdi neler oluyor? Amerika'da ve Avrupa'da genişbant internetin yaygınlaşması ve altyapının güçlenmesi için projeler ciddi şekilde yürütülüyor. Çünkü tüketicinin internet kullanımını kısıtlamak biz çözüm değil, kullanıcıları mutsuz eden ve sadece zaman kazandırabilecek bir yöntem.