Intel, uzun bir süredir Dünya genelinde bilgisayarların çok büyük bir kısmının çalışmasını sağlayan bir teknoloji lideri. Şirketin işlemcileri PC’lerde, kurumsal sunucularda, büyük veri merkezlerinde ve diğer pek çok cihazda yer alıyor. Ayrıca çip üretimi süreçlerinde de uzun bir süre boyunca liderliğini korumayı başardı.
Ancak Intel, 2015-2016 yılları civarında, 14nm sürecinden 10nm’ye geçiş sırasındaki gecikmelerle beraber sorun yaşamaya başladı. Bu geçişin büyük bir ilerleme olması gerekiyordu ancak gecikme, TSMC ve Samsung gibi rakiplerin süreç teknolojisinde Intel’i yakalamasına ve hatta geçmesine imkan tanıdı. Intel, teknoloji liderliğinin aldığı bu büyük darbenin ardından, 2020’de 7nm sürecinde, süreci yaklaşık 2-3 yıl geriye iten önemli bir gecikme olduğunu duyurdu. Bu gecikmeler nedeniyle Intel, ARM mimarisine dayalı kendi çiplerini geliştirmeye başlayan Apple gibi değerli müşterilerini kaybetti.
Şimdi de Reuters, dünyanın en değerli girişimlerinden biri olan OpenAI’nin 2017-2018 döneminde Intel’e %15 hisse teklif ettiğini bildirdi. O sırada OpenAI, yapay zeka üzerinde çalışan, kar amacı gütmeyen bir araştırma kuruluşuydu. Intel ve OpenAI, Intel’in 1 milyar dolar nakit karşılığında %15 hisse satın alması ve sunucu donanımını OpenAI için maliyet karşılığında üretmesi durumunda ek %15 hisse satın alması da dahil olmak üzere çeşitli yatırım seçeneklerini tartıştı.
Daha sonra Intel CEO'su Bob Swan, üretken yapay zeka modellerinin yakın gelecekte başarılı olamayacağına inandığı için anlaşmayı reddetti. Reuters raporuna göre OpenAI, NVIDIA GPU’lara olan bağımlılığını azaltmak ve AI araştırması için kendi altyapısını oluşturmak için bu ortaklığı istiyordu. Anlaşmanın gerçekleşmemesinin bir diğer nedeni de Intel’in veri merkezi biriminin OpenAI için çip üretme konusunda isteksiz olmasıydı.
Intel ve OpenAI’nin sonuçlanmayan bu anlaşması, teknoloji endüstrisinde kaçırılan fırsatların ve hızla değişen ilerlemelerin önemli bir hatırlatıcısı oluyor. OpenAI'nin öncülüğünde üretken yapay zekanın katlanarak büyümesi, GPU’lara olan talebi dramatik bir şekilde dönüştürerek NVIDIA’nın benzeri görülmemiş bir büyüme yaşamasını sağladı. Intel, bu anlaşmayı kabul ederek OpenAI’ye yatırım yapmış olsaydı, her iki şirketin ilerleyişi çok farklı olabilirdi.