Cherifa Bouch, kızı Khadidja’yı on yıldan fazla bir süredir görmemişti. Ancak geçtiğimiz yılın Ağustos ayının sıradan bir gününde, ilk çocuğunun başının belada olduğu hissine kapıldı. Bouch, Cezayir, Oran’daki evinden yaptığı bir röportajda “Öldüğü gün çerçeveli resmi duvardan düştü” dedi ve devam etti: “Bir annenin sezgisi olarak başının belada olduğunu sezdim.” Ne yazık ki haklıydı...
O sırada polis, Almanya’nın Heilbronn kentinde yaşayan Khadidja’nın, Instagram’da tamamen aynı gibi görünen bir kadın tarafından fark edilmesinden sonra vahşice öldürüldüğünü belirledi. Tuhaf vaka medyayı etkisi altına aldı ve aileyi gerçek bir suç kabusuna sürükledi.
Aradan geçen 11 ay içinde Bouch, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir arkadaş grubuna sahip bir güzellik blog yazarı olan kızının sosyal medya aracılığıyla nasıl cezbedilerek ölüme götürülmüş olabileceğine dair yanıtlar aramaya başladı. Basında çıkan haberler ve Khadidja’nın arkadaşlarından parça parça aileye ulaşan bilgiler dolayısıyla Bouch, Alman yetkililerin onu bilinçli bir şekilde bilgilendirmediğini düşünüyor.
Khadidja’nın küçük kız kardeşi Ahlem Boudjemaâ, ablasının ölümünü sosyal medyadaki arkadaşları aracılığıyla öğrenmenin yıkıcı olduğunu söyledi: “Haberi ilk öğrenen ben oldum ve çığlık atıp ağladım.”
Tıpatıp benzeri tarafından öldürülmüş
Geçtiğimiz yaz savcılar, sadece Shahraban K olarak tanımlanan 23 yaşındaki Irak kökenli Alman bir kadını, sosyal medyada bir benzerini bulmak için araştırma yapmak ve ardından kendi ölümünü taklit etmek için kurbanı öldürmekle suçladı. Shahraban’ın kendisine benzeyen birden fazla kadınla iletişim kurmak için sahte bir Instagram hesabı oluşturduğunu söylediler. Khadidja’yı bulduğunda, 23 yaşındaki gence makyaj yapmayı teklif ettiğini söylediler.
Ailesinin söylediğine göre güzellik blogu yazarı olan kurban tereddütlüydü, ancak sonunda buluşmayı kabul etti.
16 Ağustos’ta Almanya polisi, Ingolstadt’ta bir Mercedes’in arkasında 50’den fazla bıçak yarası olan bir ceset bulduklarını ve özellikle kurbanın yüzünün ağır şekilde yaralanmış olduğunu söyledi.
Yetkililer önce cesedin Shahraban’a ait olduğunu düşündü. Ancak bir gün sonra yapılan otopsi, cesedin aslında Khadidja’ye ait olduğunu ortaya çıkardı. Khadidja, Shahraban'a benziyordu ve hatta benzerlik o kadar çarpıcıydı ki Shahraban’ın ebeveynleri başlangıçta cesedin kızlarına ait olduğuna inandılar.
Ingolstadt eyalet savcılığından Veronika Grieser, Alman Bild gazetesi ile yaptığı görüşmede, Shahraban’ın “ailesiyle arasındaki iç anlaşmazlıklar nedeniyle” saklanmak istediğini söyledi. Cinayette kullanılan silahın bulunamadığını, ancak kanıtların çok fazla olduğunu da sözlerine ekledi.
Ölüm haberi, kızının öldürüldüğünü öğrenmesinin 10 gün sürdüğünü söyleyen Bouch’a çok geç ulaştı. Bouch, Alman yetkililerin cinayet hakkında kendisine bilgi vermediğini söyledi. Şimdi, Shahraban ve Sheqir’in davası yaklaşırken, adaletin yerini bulmasını umuyor.
Bouch, medyanın ilgisine rağmen, Alman yetkililerin kendisine genel bir e-posta adresi vermek dışında yardımcı olmak için çok az şey yaptığını söyledi. Bouch, duruşmanın ne zaman başlayacağını bile bilmediğini de sözlerine ekledi.