Spor oyunları oynayan insanların genel tercihi futbol ve basketten yana oluyor. Sorsanız, başka spor oyunu olduğunu bilenlerin sayısı bile gerçekten azdır. Bu duruma en büyük etki, pek tabii diğer spor dallarına ait oyunların ülkemizde pek rağbet görmemesi ve aynı zamanda genelde EA tarafından üretilen farklı dallardaki spor oyunlarının da tıpkı bir dönem FIFA'nın da başına geldiği gibi, giderek kendilerine olan talebin düşmesi olacaktır. Hele bu yıl yaşanan NBA Live 13 fiyaskosunun ardından, artık spor oyunlarına göre değil de direk olarak ismine göre nitelendirmeye başlamış durumdayız kendilerini... Konunun bu şekilde ilerlemesinin bir diğer sebebiyse, pek tabii firmaların futbol ve basket oyunlarına ziyadesiyle özen göstermesidir... İşte tüm bu genel geçer kavramlar arasında karşımıza çıkıyor WWE '13 ve son birkaç yıldır olduğu gibi yine kendisini göstermeyi başarıyor.
WWW '12'den bir adım sonrası
WWE '13, serinin bir yıl önce çıkan oyun modeline göre çok daha farklı bir yapı sunuyor orası kesin ama bu farklı yapı yüzde yüz olarak da olumlu yönde değil; bunu en baştan söylemek isterim. Aslında daha da açık konuşmak gerekirse, seri en büyük çıkışını zaten WWE '12'de yapmıştı ve hal böyle olunca ve kendisine göre de bir rakibi olmayınca, hali hazırda yaratmış olduğu güzide sistemi yok etme riskini göze almamış olacak ki eskiye göre öyle inanılmaz yenilikler vaat etmiyor. Daha önce "Wrestling" yani güreş oyunu oynamamış olanlar için çok olumlu bir giriş olmadı gibi duruyor ama siz aldırmayın bu ince detaylara; konu hakkında herhangi bir deneyiminiz yoksa gerçekten farklı bir oyuna yelken açtığımıza emin olmanızı isterim. Buyurun gelin birazcık daha detaya girelim, WWE '13'ü daha yakından tanıyalım.
1990 yılında küçük ya da genç olanlar için
Uzun süredir aramızda olan WWE dünyası, bu sefer çok daha büyük bir değişiklik ile karşımıza çıkıyor. 1990'lı yıllarda, özellikle ülkemizde de yayınlanan güreş şovlarının üzerinde büyük ölçüde çalışmış olan yapımcı ekip, bize bu eski günleri tamamen yeniden vaat ediyor. Dönemin ünlü güreşçilerinden tutun, her birinin karakteristik belli başlı özelliklerine kadar yayılan önemli detayların hepsini bu oyunda görmek mümkün. Bir dönemin kıyafetlerini bile bu kadar net bir şekilde görmek gerçekten heyecan verici, özellikle konu kendisini dış görünüşüyle ifade eden insanların bulunduğu bir güreş arenasıysa. Bunun haricinde oyunda inanılmaz miktarda güreşçi bulmak işten bile değil. Ben diyeyim "Big Show," siz deyin "Zack Ryder." Yani anlayacağınız telif hakkı konusunda iyi iş çıkarmış bir yapım WWE '13 ve bunu oyunun her köşesinde hissettiriyor.
Yeni senaryo özellikleri
WWE '13 içerisinde üç adet ana mod barındırıyor. Bunlardan ilki, geçtiğimiz yıl "Attitude Era" mod olarak bilinen kısmın, tamamen isim değiştirmesi ile ortaya çıkan "WrestleMania" mod. Bu yeni mod içerisinde Attitude Era döneminde ilk sekizde bulunan tüm güreşçileri de kapsadığı gibi, aynı zamanda Hall of Fame'den tanıdığımız "Stone Cold" Steve Austin"i de barındırıyor. Güreş severlerin yakinen tanıdığı bu özel dönem, daha önce hiçbir güreş hatta neredeyse spor oyununda yapılmadığı gibi harika şekilde son kullanıcıya ulaştırılmış. Bu mükemmelliğin en önemli sırrı ise, sahneler arasında geçişleri ve konu ile alakalı arka plan çalışmalarını yapanların, resmi WWE editörleri olması. Bu yeni modun içerisine dalar dalmaz dikkat çeken ilk özeliği, çok daha dinamik olması. Her ne kadar girdiğimiz maçlar, sadece bir maç gibi gözükse de THQ konu hakkında gerçekten iyi çalışmış ve olayların yaşandığı dönemi bir kez daha öne çıkarmak için, güreşler esnasında karşımıza çıkan bir dizi görev sillesini yaratmış. Şöyle ki her maç kendi içerisinde bazı ana ve yan görevlere sahip. Daha önceden hiçbir şekilde haberimiz olmayan görevlerse bir anda karşımıza çıkıyor; tamamlandıklarındaysa ekranda daha fazla yer işgal etmemek üzere yok oluyorlar ki bu sayede hızlı bir şekilde görevlerimizi yapabiliyor, bir sonraki göreve rahatça geçebiliyoruz.
Değişen dinamikler
Ana görevlere bakacak olursak, genel hatlarıyla "maçı kazan" ya da "rakibi düşür" gibi gerçekten yapması kolay ve zaten bir noktada istemesek de yaptığımız hareketler olduklarını görüyoruz. Nitekim yan görevleri yapmak biraz daha zor zira kendileri çok daha spesifik. Misal; rakip oyuncuyu masaya çarpmak bize verilen görevlerden en basiti diyebilirim. Hiç öyle "Ne var ki bunda?" diye bakmayın çünkü bazen tam anlamıyla rakibi masaya çalmak fazlasıyla zor olabiliyor. Yapılan tüm yan görevler sonucuysa birçok farklı bonus materyale kavuşabiliyoruz. THQ ise daha hırslı oyuncular için bazı "saklı" objeleri de koymayı ihmal etmemiş; yani dileyen çok daha farklı stratejiler sonucu ilginç ödüllere kavuşabilir. Değinmeden geçmemek lazım; oyunda 20'den fazla özel Attitude Era video paketi bulunuyor. Her biri tamamen klasikleşmiş WWE arenaları ve televizyon programlarından esinlenerek yapılmışlar.
Karakterlerimize ve oyuna fazlasıyla hakimiz
Oyunun bir diğer modu olan WWE Universe 3.0 ileyse artık sadece karakterlerimizin hikayelerini kontrol etmekle kalmıyor, aynı zamanda haftanın istediğimiz gününe şov koyup, kaldırabiliyoruz. Pek tabii her şov kendisine özel bir arenaya sahip... Evet, bu yeni bir özellik değil ama artık eski oyunlara kıyasla sadece ring tasarımı ile değil, tüm arena ile ilgilenmemiz gerekiyor. WWE '12'de rengi ve bazı diğer farklı özellikleri değiştirilebilen arenalar ile sınırlı değiliz anlayacağınız. Arenanın geneli başta olmak üzere, nerede ne olacağı gibi değişik ve farklı tasarımları da bizzat yapabiliyoruz. WWE '13'da bulunan son mod ise "Create Mod" ki zaten isminden de anlayabileceğiniz üzere kendi başımıza yarattığımız oyun modları burada bulunuyor. Aralarındaysa; "Championship Editor," "Create-A-Movest," ve "Create-A-Superstar" gibi senaryoları bulmak mümkün. Yaratma demişken aklıma geldi, WWE '13'da yine kendimize özel bir güreşçi yaratabiliyoruz ama sanıyorum hala konu hakkında çalışılması gerekiyor...
Her yenilik, beraberinde yeni sorunlar da getirir
Teknik detaylardaysa gözüme çarpan kendimce önemli ama eminim WWE hayranlarının umursamadığı sorunlar mevcut. Bunlardan ilki arenaların içerisinde bulunuyor. Halen karakterlerin bazı kenar ve köşeleri geçmekte ya da üzerinde durmalarında güçlük çekmesi bana itici geliyor. Bir benzeri durumsa karakterlerin hareket geçişlerinde yaşıyoruz. Hala çok kesik ve bir anda atlayan animasyonlar söz konusu ki konu oyunlar olduğu zaman hala en büyük eleştirilerimden bir tanesi bu konuda. Yani 2000 yılında piyasaya çıkmış olan bir oyunla, 2012 arasında bir fark olmalı artık diye düşünüyorum. Bir diğer dikkat çekici sorun seyirciler ve yorumcularda. Seyirciler gerçekten çok gürültü çıkartabiliyorlar ama oyunu oynayacak olursanız biraz dikkat edin: Sadece gürültü çıkartıyorlar! Yani o bilindik WWE havasından resmen eser yok. Böyle bir anda artan sesler sillesi, arada tek tük kişilerden çıkan yüksek sesler... Yorumculardaki sorunsa, resmen ne anlattıklarını bilmemeleri ve tıpkı seyircilerde olduğu gibi heyecan yoksunu olmaları. Açıkçası bu iki eksi beni oyundan ziyadesiyle uzaklaştırdı.
Yine de siz siz olun, eğer daha önce denemediyseniz WWE serisine WWE '13 ile dalın. Tek kişilik senaryo ve özellikle arkadaşlarınıza karşı oynayacağınız maçlar, inanın oyunun gerçek değerini ortaya çıkarmakta büyük rol oynayacak. Kendisine mükemmel bir oyun demek yanlış olacaktır ama şimdilik türünde lider diyebilirim.