Crysis denildiği zaman akan sular durur; zaten durmalı da. Biz oyun sektörüne kendimizi kaptırmış, hangi ülkede hangi firma var ezbere biliyorken, bir anda karşımıza çıkan önemli isimlerden birisi oldu Crytek. Üç Türk tarafından kurulduğunu öğrendiğimiz zamansa ülkemizdeki oyun sektörü olarak resmen meraktan öldük. Hani hiç haberin olmadan bir anda sürpriz yaparlar ya, tıpkı onun gibiydi Crytek'in karşımıza çıkışı. Üzerinde çalıştığı oyunun adı ise Crysis'di. En azından Far Cry'ı bir kenara bırakırsak, birazdan okuyacağınız satırlar için büyük önem teşkil eden isim Crysis... Öyle bir oyundu ki bu, öyle herhangi bir firmanın yaptığı ya da yapacağı cinste değildi. Ne bir Indie Game, ne de internet tabanlı bir oyun. Hayır, Crysis daha önce görülmemiş detayda grafiklere sahip olan, halen insanoğlunun kabullenmekte zorlandığı uzaylı konseptini, harika temeller üzerinde yükseltebilen bir yapımdı... İlk oyunun ardından geçen beş sene ise hem Crytek ekibine, hem de biz oyun severlere birçok farklı bakış açısı sunmayı başardı. İlk oyunun ardından çıkan Crysis: Warhead ve bir diğer yapım olan Crysis 2'nin ardından, yapılan birçok farklı tanıtım ile Crysis 3 karşımıza çıkmayı başardı. Hem de içerisinde bulunan birbirinden faklı yenilikleriyle...
Yeniden ormana dönüş
Sizlerin de bildiği üzere, ilk oyunda bir yardım sinyalini takip etmek suretiyle, Korelilerin resmen ele geçirdiği bir adaya atlıyorduk. Nitekim olaylar hiç de öyle bilindik bir kurtarma görevine benzemiyordu. Zamanla öğrendiğimiz üzere, olayın içinde dünya dışı varlıklar bulunuyordu. İlk defa burada başlayan maceramız, tek tek takım arkadaşlarımızı kaybetmemiz ile sonuçlanıyordu. Naosuit isimli zırhımız ise yine ilk defa burada devreye giriyordu... Tamamen ormanlık alanlarda kaybolduğumuz bu özel yapım, ikinci oyunu ile birlikte bizi New York şehrinin göbeğine bırakmıştı. İlk oyundan kalan virüslerin şehre bulaşması ile her yeri etkisi altına alması bir olmuş, koca şehir bir anda kaosa kapılmıştı. İşte tam bu nokta da birçok kullanıcı Crysis 2'yi eleştiri yağmuruna tutmuş, oyunun sadece konsollar için de üretilebilmesi için bu derece sıkışık bir alanda geçtiği iddia edilmişti. Cevat Yerli ise, çok az sayıda insanın yapabileceği açıklaması ile konsolların artık günümüz için yetersiz olduğunu dile getirmiş ve Crysis 3'ün tamamen PC odaklı olacağının altını çizmişti. Oyunun senaryosu nasıl Crysis 3 ile birlikte kaldığı yerden devam ediyorsa, oyunun kalitesinin de bu açıklama ile devam ettiğini açıkça görüyoruz.
İçerisinde birçok detay bulmak mümkün
Crysis 3'e girdiğimiz anda karşımıza çıkan bölümlerden mümkün mertebe tutorial, yani alıştırma görevini seçmenizi tavsiye ediyoruz. Malum, her ne olursa olsun yeni bir nanosuit, yeni silah kullanım şekli ve yepyeni bir grafik motoru söz konusu. Bu bölümü geçtikten sonraysa istediğiniz gibi oyuna başlamakta serbestsiniz. Şimdiden söylemekte fayda var; Cyrsis 3 ne yazık ki beklenenden, daha doğrusu genelde alışılandan çok daha kısa bir tek kişilik senaryoya ile karşımıza çıkıyor. Yedi, dokuz saat arası oynanabilirliğe sahip olan yapım, içerisinde yedi adet farklı görev barındırıyor. Her görev bizi olabildiğince farklı bir bölgeye sokuyor ki arada ilk oyundan hasret kaldığımız ormanlık araziler de mevcut. Tek kişilik senaryonun içerisinde en çok dikkat çeken özelliklerden birisi "Collectibles" yani toplanmayı bekleyen özel eşyalar. Ana menüden görebildiğimiz bu farklı eşyalar vizörümüzü kullanmak sureti ile görülebiliyorlar. Bir defa alındıklarındaysa otomatik olarak kayıt altına alınıyorlar ve bu sayede bir kez daha kendilerini bulmaya çalışmamız gerekmiyor.
Her türlü güncelleme mevcut
Konuya toplanabilir eşyalardan girmişken, bu başlık altında bulunan geliştirilebilir modüllerden ve eklentilerden devam etmekte fayda var. Cyrisi 3 içerisinde toplam yedi görev bulunmasına rağmen, 20 adet "Weapon Attachments" yani silah eklentisi bulunuyor. Bir defa bulunduklarındaysa, ileride bulacağımız silahlarla da dahil olmak üzere her türlü kullanıma açık oluyorlar. 20 farklı eklentiyi de açtığımızdaysa "Geared-up" achievement'ini de gerçekleştirmiş oluyoruz. Tıpkı silahlarda olduğu gibi, Nanosuit'imizde de upgrade modülleri bulmak mümkün. 16 farklı Suit Modülü, oyunun farklı noktalarına dağılmış durumda. Cell Intel isimli toplanabilir parçalar ise kendi arasında üçe ayrılıyor. 38 Datapads, 20 Blackboxes ve 6 Propaganda Poster olmak üzere toplamda 64 adet oyun içi bilgi veren parça bulunuyor ki eğer senaryolar konusunda merakınız varsa, bu parçaları tek tek topladıktan sonra çok mutlu olacağınıza eminiz.
Nanosuit olmadan olmaz
CryNet tarafından geliştirilen Nanosuit'e baktığımızdaysa temel olan üç farklı özelliği bir kez daha görüyoruz. Bunlar; zırh, güç ve görünmezlik olarak sıralanmış durumdalar. Üç özellikten birisini kullanmak istediğimizdeyse direkt olarak suit enerjimizin tükenmeye başladığını görüyoruz. Yine, tıpkı eski oyunlarda olduğu gibi bir süre durmak sureti ile enerjinin yeniden dolmasına izin vermemiz gerekiyor. Multiplayer bölümlerde ise iki adet enerji barı olması dikkat çekici bir özellik. Bunlardan birisi direk olarak zırh için kullanılıyorken, diğeri direkt olarak görünmezlik için kullanılıyor. Bu sayede multiplayer haritalarda çok daha farklı bir Crysis 3 deneyimi yaşıyoruz. Nanosuit'in temel özellikleri olan devasa cisimleri kaldırabilmek, hızlı koşmak ve çok yükseğe zıplamak gibi özellikler büyük oranda enerji tüketimi sağlıyorken, multiplayer modda herhangi bir enerji istemiyor olmaları da zırhın kim tarafından, ne kadar iyi kullanabildiğini de ortaya çıkartıyor. "Air Stomp" isimli zırh özelliğimiz, sayesindeyse havadan yere sert bir iniş yapmak suretiyle çevremizdeki düşmanlarımızı etrafa saçıyorken, "Sliding" isimli özelliğimizle de hızlı koşu esnasında bir anda yerden kayarak düşmanlarımıza büyük hasarlar verebildiğimiz gibi, aynı zamanda da hızlı bir şekilde siper almamıza da olanak tanıyor.
Dost düşman ayırt etmek için...
Tactical Visor ise oyundaki avcı ruhunun en önemli noktalarından birisini oluşturuyor. Tek kişilik senaryo içerisinde çalışan "Tagging" özelliği ile bir düşmanı direkt olarak saptamak mümkün. Kısa süre içerisinde hedefi yeşil, turuncu ve kırmızı olmak sureti ile üç farklı renk ile işaretleyen teknoloji, bizlere ne çeşit bir düşmanla karşılaştığımızı da kabaca anlatıyor. Aynı özellik multiplayer esnasında direkt olarak düşman birliklerinin yerlerini görmemize olanak tanıyor. Fakat dikkat etmekte fayda var, bir anda kafamızın üzerinde bitme ihtimalleri de bir hayli yüksek. Bir diğer özelliği sistem hacklemek olan vizörümüz, yazının başında da söylediğim üzere, bir de gizli eşyaları görmemizde bize yardımcı oluyor. Nanosuit'imizi hem tek kişilik senaryo da, hem de multiplayer'da geliştirmek mümkün. Tek kişilik senaryo toplam 16 farklı upgrade'e imkan tanıyorken, multipalyer kısımda Rank 5 ile başlayan güncellemelerimiz, Rank 30'a kadar toplamda 19 farklı geliştirmeyi bizlere sunuyor.
Eski ve yeni silahlar
Geldik silahlara... Cyrsis 3 oyuncuları 33 farklı silah ile selamlıyor. Dört farklı kategori altında inceleyebileceğimiz silahlarımız; Primary, Secondary, Explosives ve Alien weapons olarak bölünmüş durumdalar. Primary kısmında; Scarab Mod 2, DSG-1, FY7 1M, Predator Bow, Alpha Jackal, K-Volt, M.I.K.E. ve daha birçok silah görmek mümkünken, secondary kısmında sadece M 12 Nova, AY69, Hammer II ve Majestic-Six ile sınırlıyız. Explosive'ler M 17 Frag Grenade ile başlıyor ve JAW gibi patlayıcılara kadar gidiyor. Alien Weapon kısmındaysa Pinch Rifle, Bolt Sniper, Incinerator, X-Pac Mortar ve Reaper Cannon bulunuyor. Pek tabii bu dört kategorinin haricinde oyunda kendisine yer edinen .50 HMG ve kalkanı da unutmamakta fayda var. Silah kullanımı temelde önceki oyunları aratmıyor aslında. Fakat yeni oyunda kimileri için mükemmel denebilecek, kimileri içinse yapay olarak düşünülecek bir vuruş hissiyatı mevcut. Bazı silahlarda, özellikle ok kullanımında bu hissiyat mükemmeli zorluyorken, bazı noktalarda çok zayıf kalıyor.
Crysis 3 multiplayer ile dikkat çekiyor
Son olarak oyunun multiplayer kısmından bahsetmek gerekiyor ki nispeten kısa oynanış süresine göre ömrünü uzatan en önemli özelliği işte burası. Toplamda 50 seviye atlayabildiğimiz multiplayer bölümler esnasında, aynı zamanda birçok yeni silah ve eşyaya kavuşabiliyoruz. Oyun modları ise pek tabii en başta gelen özellik ve Crysis 3 bu konuda bir hayli başarılı. Deathmatch, Team Deathmatch, Hunter, Crash Site, Spears, Capture the Relay, Extraction, Assault ve Cell Vs Rebel olmak üzere toplamda dokuz farklı mod bulunuyor. Sadece multiplayer haritalar için özel olarak bulunan "Pinger" ve "VTOL" isimli araçlarsa, oyunculara bambaşka bir keyfi yaşatmayı hedefliyorlar. Genelde oyunların en büyük sıkıntısı olan haritalar içinse Crysis 3 şimdiden hazırlıklı zira 12 tane harita oyunla birlikte geliyor. Her modun ayrı bir keyif olduğu yapım, senaryosunun akışından, yepyeni DirecX 11 destekli CryEngine 3 grafik motoruna kadar birçok yeniliği beraberinde getirmiş durumda. Özellikle ikinci oyundan sonra seriye sırt çevirmiş oyunculara, yeniden davet niteliği taşıyan yapım, binlerce yeni oyuncunun Crysis dünyasına akın etmesine de zemin oluşturacak güzellikte.