Yeni teknolojilerinin gelişmesi ve halk arasına indirgenmesiyle beraber elbette anonim olma özgürlüğü de aslında yavaş yavaş kayboluyor. Sokaktaki kamera sayısının artması, akıllı telefonlardaki parmak izi sensörleri ve çeşitli yüz tanıma sistemleri ile beraber güvenlik sağlanırken, öte yandan güvenlik için toplanan bu denli verinin, hacker'lar tarafından zaman zaman kötü amaçlı olarak kullanılabildiğine de şahit oluyoruz.
Tüm bunların yanı sıra dijital gözetim teknolojileri, zaman zaman yaşanan toplumsal hareketlerde devletler tarafından da kullanılabiliyor. Bunlara son örnek olarak, George Floyd'un bir polis tarafından öldürülmesinin ardından ABD'de gerçekleşen protestoları gösterebiliriz.
ABD'de geniş çaplı düzenlenen protestolarda güvenlik güçlerinin eylem videoları ve fotoğraflarını talep ettiği bilinirken, bunları protestolara katılan insanların kimliklerini tespit etmekte kullanmak isteği aşikar. Bununla beraber insan haklarının kısıtlanması ve özgürlüğün ortadan kalkması şeklinde bir protesto dalgası daha önümüzde dururken, kuşkusuz yüz tanıma sistemleri de gündeme geliyor.
ABD merkezli köklü bilişim şirketlerinden IBM ise, yaptığı bir açıklama ile bu konudaki endişeleri neticesinde artık yüz tanıma teknolojisi geliştirmeyeceklerini açıklamasıyla beraber bir anlamda tarafını da belli ediyor.
International Business Machines Corp. (IBM), insan hakları konusundaki kaygıları sebebiyle bundan sonra yüz tanıma teknolojileri üzerinde çalışmayacaklarını dile getirirken, yüz tanıma teknolojilerinin, kitle gözetme, ırksal profil oluşturma gibi insan hakları ve özgürlüklerine zarar verecek kullanımının karşısında olduğunu da belirtiyor.