Hubble, çarpışan galaksilerin inci dizisine benzeyen görüntüsünü yakaladı

Dünya'ya sıklıkla etkileyici görüntüler gönderen Hubble Uzay Teleskobu, bu kez de çarpışan galaksilerin inci dizisine benzeyen eşsiz bir görüntüsünü yakaladı.

Hubble, çarpışan galaksilerin inci dizisine benzeyen görüntüsünü yakaladı

NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu bir başka etkileyici görüntü daha yakaladı. Teleskop, Galaxy AM 1045-325 olarak bilinen bir dizi etkileşimli galaksiyi gözlemlerken, göksel bir “inci dizisine” benzeyen bir görüntü yakalamayı başardı. NASA’nın söylediğine göre, galaksinin bu benzersiz görünümü, kendisi ile komşu galaksi arasındaki manyetik etkileşimlerden kaynaklanıyor.

NASA, bu galaksilerin birleşmeden önce hareketsiz kalmış olabilecek tozlu moleküler hidrojen bulutları açısından zengin olduğunu söylüyor. Ancak birleşmeyle beraber bu bulutlar harekete geçtiğinde hidrojen sıkıştı ve bir “yıldız doğumu fırtınası” yarattı.

Ancak bu güzel galaktik ışık dizisini tespit etmek tam anlamıyla beklenen bir şey değildi. Galaktik birleşmelerin galaksileri nasıl değiştirebileceği hiçbir zaman tam olarak belirlenemiyor. Gökbilimciler, tasarımlarına dayanarak, gördüğümüz kuyrukların, etkileşim halindeki galaksiler arasındaki çekimsel mücadele nedeniyle uzaya doğru bükülen ve uzayan galaksinin sarmal kolları olabileceğini düşünüyor.

İnci dizisindeki çok uzaklardaki yıldız kümelerinin kaderi şu anda bilinmiyor. Bunlar, galaksinin merkezine çekilerek küresel yıldız kümesi olarak adlandırılan oluşumu yaratabilirler veya tamamen dağılıp, ev sahibi galaksinin etrafında bir yıldız halesi haline gelebilirler.

Üçüncü bir seçenek ise, bu başka dünyaya ait inci dizisinin çok uzaklara yayılmış yıldızlarının evrene fırlatılıp, başıboş dolaşan yıldızlara dönüşmesidir. Ancak bu olayın sonucu ne olursa olsun, Hubble’ın etkileyici bir galaksi görüntüsü yakaladığı kesin.

Gökbilimciler, bu tür bilgilerle galaktik evrim ve yıldızlarla galaksilerin çarpıştıklarında birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği hakkında daha fazla bilgi edinebilirler. Tahminlere göre en az 5 milyon yıl uzakta da olsa, içinde bulunduğumuz Samanyolu’nun da aynı kaderi paylaşacağı düşünülürse, bu tür birleşmelerin galaksileri nasıl etkileyebileceğini anlamak, bilim insanlarının süreç hakkında mümkün olduğunca tam bir anlayışa sahip olması önemli olabilir.