Türkiye'de 24 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren HP, müşteri taleplerinin günden güne değiştiği elektronik sektöründeki yeni dönem stratejilerini Perşembe günü İstanbul Four Seasons Hotel'de yapılan etkinlikte paylaştı. HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü Filiz Akdede, basın mensuplarına HP'nin Türkiye'deki geçmişini, bugününü ve yarınını anlattı. "HP Türkiye olarak Türkiye'deki maratonumuza başlayalı 24 yıl oldu. HP bu yarışta, koştukça güçlenen, dayanıklılığı ve esnekliği giderek artan ve hep daha yüksek hedeflere koşan bir sporcudur" diyen Akdede, HP'nin aradan geçen yıllarda hiç yorulmadığını, aksine sürekli yeni fikirler ve yeni yatırımlarla müşterilerine ulaştığını vurguladı.
HP geçen her dakikada 4 sunucu, 120 PC ve 100 yazıcı satıyor
Dünyanın en büyük tedarik zincirlerinden birini yürüten HP, insan ömrünün her dakikasında ortalama 4 sunucu, 120 PC ve 100 yazıcının teslimatını gerçekleştiriyor. 160 bin perakende mağazasını ve 185 bin kanal ortağını içeren dev bir ekosistemin başında bulunan HP, 2012 yılını laser ve inkjet segmentindeki yazıcıların dahil olduğu toplam yazıcı pazarında yüzde 47'lik pazar payı ile lider kapattı. IDC'nin 2012 verilerine göre Türkiye'nin 11 yıl boyunca kesintisiz olarak en çok tercih ettiği bilgisayar ve yazıcı markası olan HP'nin yeni dönemde odaklandığı konuların başında ultrabook'lardan hibrit PC'lere ve tabletlere kadar geniş bir alanda farklı işletim sistemlerinin avantajlarını müşterilerin yaşamına katan, zengin çeşitlilikte ürünler ve çözümler geliyor.
İş amaçlı seyahat edenler "tam zamanında" çalışan anlayışına geçiyor
HP tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre Avrupa'da iş amaçlı olarak seyahat edenlerin yüzde 93'ü, katılacakları toplantılar için gereken hazırlığı yolculukları esnasında tamamlıyor. Bu da Avrupa'da iş amaçlı seyahat eden profesyonellerin "tam zamanında" profesyonellere dönüştüğünün en büyük göstergesi.
Dokuz Avrupa ülkesinden iş amaçlı seyahat eden genel bir kitlenin katıldığı araştırma, katılımcıların yüzde 54'ünün seyahat sürelerinin en az yarısını iş amaçlı çalışmalar yaparak geçirdiğini ortaya koyuyor. Yüzde 67'lik dilimi seyahat zamanının yarısından fazlasını yaklaşmakta olan toplantılara hazırlıkla geçiren Britanyalı katılımcılar "tam zamanında" çalışan tanımına en çok uyan dilimi oluştururken Alman katılımcıların yalnızca yüzde 43'ü kendilerini böylesine bir baskı altına sokuyor.