Son zamanlarda, hırsızlara bir haller olduğu kesin. iPhone'ları çalarken kendi Samsung telefonunu olay mahalinde bırakan hırsızdan sonra, benzer bir vaka haberi daha geldi...
Arabasına bindiği zaman bir şeylerin yanlış olduğu hissine kapılan Eliza Webb'in yerine koyun kendinizi... Güneş gözlükleri olması gereken yerde değil, koşu ayakkabıları da kayıp. Ayrıca araba tamamen dağılmış durumda. Bunu yapan kesinlikle kocası olamaz. Ve bu eşyalar Seattle'da oturan biri için son derecede önemli.
Bu durumda bulunan Webb, ABC News'in haberine göre, o sırada koltuğun üstünde siyah bir cep telefonu fark ediyor. Düşündüğü ilk şey ise, telefonun hırsıza ait olduğu oluyor.
Telefonu kısa bir süre inceleyen Webb, telefonun kilitli olmadığını farkediyor ve "Anne" başlığı altında hızlı arama tuşuna atanmış bir numara buluyor. Belki de kendisi de gençlerle uğraştığı için, bu "Anne" kaydını aramanın yerel polise haber vermekten daha etkili olabileceğini düşünüyor.
"Dedim ki, 'Bu, yapması son derecede rahatsız edici bir telefon görüşmesi. Oğlunuzun telefonu şu anda elimde duruyor ve arabamda bazı eşyalar eksik, sanırım bu ikisi alakalı şeyler olabilir." Webb'sin yaptığı görüşmeyi ABC News'e anlatırken kurduğu cümleler bunlar.
...Ve sonrasında yaşananlar. Haberimizin ikinci sayfasında...
...Ve sonrasında yaşananlar!
Eğer bahsi geçen anne siz olsaydınız ve böyle bir telefon alsaydınız, bunun bir şaka olduğunu düşünebilirdiniz. Ancak Webb'in sesi inandırıcı bir tona sahip olsa gerek. Webb telefon görüşmesi sırasında annenin "yıkılmış" durumda olduğunu söylüyor. Ancak Webb her şeye rağmen polisi aramıyor. Bunun yerine annenin ve hırsız olduğunu tahmin ettiği çocuğun evine gidiyor.
Kapıyı açan ise hırsız olduğunu tahmin ettiği erkek çocuğu oluyor. Webb'in söylediğine göre çocuk, bir süredir ağlıyormuş gibi gözüküyordu. Daha kötüsü ise, çocuğun Webb'ten önce on farklı hırsızlığa daha karıştığının ortaya çıkması.
Bu durumda kalan Webb ve çocuğun annesi, çocuğun tüm kurbanlarını ziyaret ederek haksız kazançlarını geri vermesi gerektiği kararına varıyorlar.