Söz konusu yapay zeka tasarlamak olduğunda, Google'ın başarılı olduğu söylenebilir. Firmanın ünlü DeepMind'ı bunun en güzel örneği. Yapay zeka sadece karmaşık işlerin altından kalkmakla kalmıyor; karmaşık Go oyununda da yaşayan hemen her insandan çok daha başarılı.
CEO Sundar Pichai, çevresini "öğrenmek" için katmanlı karmaşık kodlar yazan bir diğer sinir ağı süreci olan AutoML hakkında bazı ilginç açıklamalar yaptı.
AI bütününün parçaları olarak görülebilecek bu katmanların her biri normalde insanlar tarafından yazılmak zorunda ve bu da oldukça zaman alıcı bir işlem. Google, var olan AI'nin kendi kod katmanlarını yazması fikri üzerine çalışmaktaydı ve görünene göre bu işlem, herhangi bir insan teknisyenin yapabileceğinden çok daha hızlı ve verimli bir şekilde ilerliyor. Başka bir deyişle Google'ın AI'si, kendi kendinin yaratıcısı oluyor.
Proje üzerinde çalışan araştırmacıların söylediklerine göre bir kontrol sinir ağı "çocuk" modeli mimarisini önerebiliyor ve bu yeni model daha sonra belirli bir görev için eğitilebiliyor. Bu ağ, görev ne olursa olsun, kontrol eden AI tarafından sürekli gözlemleniyor ve geri bildirimler, AI tarafından "çocuğu" geliştirmek için kullanılıyor. Bu süreç binlerce kez tekrarlanarak yeni mimariler oluşturuluyor, test ediliyor ve kontrol AI'si de geri bildirimlerden öğreniyor.
AutoML prosedürü şimdilik sadece görüntü algılama ve dil modellemesine uygulanmış durumda.
İlginç bir şekilde insanlar tarafından yaratılan AI'ler ve AI tarafından üretilen programlar bazı kodlama benzerlikleri gösterseler de, önemli farklar da taşıyor. AI tarafından yazılan kodlarda insan kod yazarları için hiçbir işe yaramıyor gibi gözüken küçük alt programlar yer alıyor.
Kodları yazabilen temel bir AI ile hemen herkes birkaç basit komut kullanarak, sanki bir sipariş verir gibi, AI'yi geliştirebilir ve kişinin istediği türde bir yazılıma dönüştürebilir.