Yale Üniversitesi'nden araştırmacılar ilk temel katı hal kuantum işlemcisini yapmayı başardılar. Bu bir kuantum bilgisayarı yapmak için çok büyük bir adım. Araştırmacılar, İki kubit'lik süper iletken çip aracılığıyla; bir başka deyişle ilk kez gerçek bir kuantum işlemcisiyle çalıştırdıkları algoritmalar sayesinde basit araştırmalar, kuantum hesaplamaları yapma imkanı buldular.
Profesör Robert Schoelkopf, işlemcilerinin sadece çok az sayıda ve çok basit kuantum işlemleri yapabildiğini, bunun bile büyük bir gelişme olduğunu belirtiyor. Bu işi yapan takım iki yapay atom veya bir diğer tabirle kubit (Kuantum bit) oluşturdular. Bunlar ortalama bir milyar aliminyum atomundan oluşan, fakat tek atommuş gibi davranan ve iki farklı enerji durumunda bulunabilen atomlar. Bunun faydalarını anlayabilmek için yazının ilerleyen kısımlarını da okumalı ve şu soruyu sormalısınız: Peki nedir bu kuantum? Nedir bu kuantum bilgisayarı ki bu kadar önemli olsun; hayatımıza etki etsin?
Sadece doğru ya da yanlış vardır!
Bahsettiğimiz iki farklı enerji durumu, bilgisayarın düğmesinin açık veya kapalı olmasına benziyor. Yine okurlarımızın bir kısmı verilerin 1 ve 0 olarak yazıldığını, "Binary" sistemi bilirler. İşte kuantum'un farkı, verilerin hem 1, hem de 0 olarak aynı anda yazılabilmesi, iki durumun aynı anda geçerli olabilmesi. Gerçek hayatta bir insanla bir bilgisayarı ayıran en önemli etken de budur zaten. İnsan aynı anda birbiriyle çelişkili görünen iki gerçekliği aynı anda kabul edebilirken, bilgisayar edemez. Bilgisayar için sadece doğru ya da yanlış vardır.
İngiliz edebiyatından, Shakespeare'den alıntı yaparsak "To be or not to be" vardır. Oysa ki gerçeklik böyle değildir, bazen değneğin iki ucunun da pis olduğu veya iki zıt gözüken şeyin aynı anda doğru olduğu durumlar vardır. İşte kuantum fiziği bu durum için vardır. Kuantum bilgisayarı da insan gibi düşünebilen makineler için çok önemli bir gelişmedir. Bilgiye hala doymadıysanız daha da iştah açıcı detaylarla devam edelim...
Aynı anda her yerde olmak...
Önceden başarılamayan şey, bu oluşturulan parçacıkların hesap yapmaya yetecek sürece varlığını korumasıydı. Profesör Schoelkopf işte bu sorunu açtı. Parçacıklar hem 1, hem 0 olabildikleri süper pozisyon durumunda bulunabiilyorlar ve varlıklarını hesaplar süresince koruyabiliyorlar. Bu süre ise bir mikro saniye! Nanosaniyeden mikrosaniyeye gelmek büyük bir başarı.
Kubitler işlemler için kendi aralarında foton transferiyle haberleşiyor. Bu işlem daha önceden geliştirilen ve kubitleri birbirine bağlayan kablolar ile gerçekleştiriliyor. Şimdi araştırmacılar daha karmaşık işlemleri gerçekleştirebilecek kadar varlığını koruyacak kuantum işlemciler üzerinde çalışacak. Ayrıca daha çok kubiti birbirine bağlayarak işlemci gücünü katlamaya çalışacaklar.
Profesör Schoelkopf, gelişmenin önünde bir engel olmadığını, bu teknoloji için ufkun açık olduğunu söylüyor ve fakat geliştirme için gereken zamanın hiç de az olmadığını da eklemeyi ihmal etmiyor.