Fallout 76, bir süredir beklediğimiz bir yapımdı. Özellikle Fallout 4'ten sonra online çehreye de kavuşacak olan Fallout 76'nın nasıl olacağı merak ediliyordu. Sonunda oyunun çıkmasıyla o merak giderildi ve Fallout 76 pek çok oyuncu ve otorite tarafından hayal kırıklığı olarak nitelendirildi. Açıkçası bizde de hayal kırıklığı yarattığını daha baştan net şekilde söyleyebiliriz. Başyapıt falan değil yani, bildiğiniz olmamış bu oyun!
Fallout 76'ya başlamadan önce, hakkında uzun soluklu oynanacak bir oyun düşüncesi hakimken, ilk 1 hafta neticesinde ise hiçbir çekiciliğinin kalmadığını gördük. Bunda özellikle Red Dead Redeption 2 ile yakın zamanda piyasaya çıkmasının da büyük etkisi var. Zira oyunun daha başında, görselliği ile Fallout 4'ten farklı bir şey sunmadığını görünce üzülmüş, ancak sineye çekmeye hazırken, sunulan devasa haritanın da bomboş olduğunu anlayınca içimizdeki o heyecan kaybolmuştu. Evet, direkt sonuca gitmiş gibi olduk. Şimdi başa alalım ve Fallout 76'da ne var ne yok bir bakalım...
25 yıl sonra açılan kapılardan...
Fallout 76, Büyük Savaş'tan 25 yıl sonrasında kapılarını açıyor. 2102 yılındayız ve Reclamation Day olarak adlandırılan bu günde kapılarını açan Vault 76'nın bir üyesi olarak çorak topraklara ilk adımımızı atıyoruz. Amacımız, nükleer savaştan sonra bir harabeye dönmüş olan ülkeyi yeniden inşa etmek ve yeni bir dünya düzeni kurmak. Ancak bu iş sanıldığı kadar basit değil ebette.
Oyuna giriş çok güzel. Oyunun başında adeta içiniz titriyor ve dolayısı ile bir an önce çorak toprakları keşfe çıkmak için can atıyorsunuz. Ancak önce karakterinizi yaratmalısınız. Oyunda geniş ölçekli bir karakter yaratma ekranının olduğunu söylemek gerek. Bu işe bir hayli vakit ayırabilirsiniz.
Neyse karakterinizi yaratıp da dış dünyaya ilk adımınızı attığınızda girişte de bahsettiğimiz gibi görsellik sizi mahvediyor. Mahvediyor diyoruz çünkü gerçekten de Fallout 76'da kullanılan eski grafik motorunun artık çağ dışı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu ilk şoku atlattıktan sonra ise Overseer'in verdiği talimatları takip etmeye başlıyorsunuz. Oyunun ilk birkaç saatinde yerine getireceğiniz görevler, mekanikleri öğreten bir tutorial niteliğinde. Craftlama ve kamp kurma öğretileriyle beraber ise kuşkusuz kendinizi hikaye örgüsünün de içine dalmış buluyorsunuz. Fakat bu işte bir terslik var...
Evet, bir terstlik var zira Fallout 76'da herhangi bir NPC yok. Görevleri alacağınız, hikaye örgüsünü takip edeceğiniz elinizdeki tek kaynak, sağdan soldan toplayacağınız holoteypler, notlar ve kullanacağınız terminaller. Ha, nükleer felaket sonrası çevrede insan olmaması kadar doğal ne var diye de sorabilirsiniz elbette. Ancak Fallout dünyasındaki insanlar, hayatta kalma hikayeleri anlatıyordu. Bu hikayeleri bir insandan duymayı beklemeyin Fallout 76'da. Çünkü yoklar.
Şunu da düşünmek mümkün: Fallout 76, ilk Fallout'tan yaklaşık 60 yıl kadar öncesini konu alıyor. Yani nükleer felaketten sonra açılan ilk Vault sizinki ve dolayısı ile etrafta kimselerin olmaması normal olarak düşünülebilir. Yani öyle ki, sonraki Fallout'lara, aslında Fallout 76'nın oyuncuları NPC olarak çorak topraklara salınmış... Olabilir mi? Biraz zorlama kurgu oldu değil mi? Bizce de öyle...
Çevrede herhangi bir NPC olmayınca hikayeye bağlı kalmanızı sağlayacak yegane materyaller, az önce de söylediğimiz gibi dinleyeceğiniz holoteypler ve okuyacağınız notlar. Bunlara zaman ayırmazsanız ise, hikayeden kopuyorsunuz zaten. Kaldı ki bir süre oynadıktan sonra zaten oyunda bir hikaye olduğu konusunda da büyük bir şüpheye düşmeniz mümkün.
...bir efsane çıkmasını beklerken...
Fallout 76, kuşkusuz bir hayatta kalma oyunu. Açlığınıza, susuzluğunuza ve kuşkusuz radyasyon seviyesine bir hayli dikkat etmeniz gerek. Hayatta kalmak için mutantlara karşı da mücadele veriyor, karşınıza çıkan zıvadan çıkmış Mister Handy ve Protectron'ları alt ediyor ve elbette etrafta ne kadar eşya varsa toplamak için çabalıyorsunuz. Kalıntıları toplamak önemli, ancak bir süre sonra etraftan topladığınız parçaları alıp çeşitli eşyalar ürettiğiniz ve daha fazla eşya toplamak için harabelere girdiğiniz bir oyun halini alıyor Fallout 76 ve bundan sonra da sizi kendinden uzaklaştırmaya başlıyor.
Ha, işin Online kısmı renklendirebilir belki diye düşünenler olacaktır, hatta arkadaşlarıyla keyifli zaman geçirecek oyuncular da olabilir Fallout 76'da; orası ayrı. Ancak yalnız veya arkadaşlarınızla kuracağınız C.A.M.P. sistemine sıcak bakmayan ve haritanın çeşitli yerlerinde belirli bir süreliğine açılan Event'lere dalmaktan sıkılanlar için artık açılması zor bir oyun Fallout 76.
İşin online kısmına da açıklık getirelim: Fallout 76, her ne kadar "kendi içinde" bir hikaye örgüsünü işliyor olsa da, tamamen online bir oyun. Yani etrafta sizin gibi farklı oyuncular da var ve aynı görevleri onlar da işliyorlar. Bu sebeple onlarla çoğu zaman aynı yerde bulunuyor ve aynı görevleri yapıyorsunuz. Onlarla arkadaş olabilir, görevlere birlikte çıkabilir, aynı kampı paylaşabilir veya birbirinize düşman kesilebilirsiniz. Level 5'ten sonra açılan PvP modunda, diğer oyuncularla iletişiminizde nasıl bir rol alacağınız, size ve elbette onlara kalmış durumda. Ancak sunucu tabanlı problemler neticesinde arkadaşlarınızla oynamanız şimdilik bir hayli sorunlu. Gelecek güncellemeler ile bu sorun belki aşılabilir -ki güncellemeler derken, Bethesda kotayı zorlayan güncellemelerle adeta oyunun henüz bitmediği izlenimini oyuncularda yaratmış durumda.
...radyasyondan etkilenmiş bir garabetle tanıştık
C.A.M.P. sisteminde de bahsetmeden geçmeyelim: Oyunda C.A.M.P. isimli aparat ile yerleşim yerlerinin uzağında, açık alanlara kamp atabiliyorsunuz. Böylece burada kendi yerleşim yerinizi kurmanız mümkün ki, burada da yine geniş bir eşya yelpazesi sizleri bekliyor. Ancak Fallout 76'yı C.A.M.P. sistemi de pek kurtaracak gibi durmuyor. Sims kafasından hoşlananları bir nebze yakalayabilir belki fakat No Man's Sky'da 150 saati aşmış ve birçok farklı alanda kendi üssümü kurmuş biri olarak ben hiç çekici bulmadığımı yekten söyleyebilirim.
Fallout 76 da yetenek ağacı kısmında kartlara dayalı yeni bir sistem mevcut. Seviye atladığınızda S.P.E.C.I.A.L. özelliklerinden dilediğiniz birine puan dağıtabiliyor ve bu özelliğin altına da bir perk kartı yerleştirebiliyorsunuz. Bu noktada karakteriniz yeni bir yetenek kazanıyor. Bunun neticesinde de taşıyabileceğiniz eşya miktarında artış, radyasyona karşı direnç kazanma gibi iyileştirmeler edinebiliyorsunuz.
Ancak her şeyin sonunda geldiğiniz nokta Fallout 76'da bomboş bir haritanın karşınızda durduğu oluyor. Evet, devasa bir haritanın olması iyi bir şey ancak, gezmek, keşfetmek için bir yerden sonra oyuncuda merak uyandırmaması, istek sağlamaması oyunun en büyük handikabı. Hayır, çevrede açılan ve size ödül kazandırmaktan ibaret "içi boş" Event'ler veya çevreden aldığınız radyo sinyalleri bunu sağlayamıyor. O nedenle bizim gibi daha fazla devam edemediğiniz bir oyun olarak kütüphanede yer alıyor Fallout 76.
Sonuç
Sonuç olarak köklerinin aksine taş gibi bir RPG'den ziyade hayatta kalmaya çalıştığınız, içinde rol yapma kırıntılarının bulunduğu, aksiyon olmaya çalışan bir oyun olmuş Fallout 76. Daha önce Fallout oynamamış olanlar kesinlikle vaktini ve parasını başka yapımlara harcamalı. Serinin gediklileri ise her şeye rağmen göz atmak isteyeceklerdir. Ancak bizce hepsi bu kadar. Çorak topraklar buraya kadarmış...
Puan: 40
KÜNYE
Yapım: Bethesda Game Studios
Dağıtım: Bethesda Softworks
Tür: Aksiyon, RPG
Platform: PC, PS4, XONE
Web: https://fallout.bethesda.net