Facebook bir kez daha kendi kuralları yüzünden ateş altında. Geçtiğimiz haftalarda Facebook, Yahudi soykırımını inkâr eden grupların kapatılması için yapılan başvuruyu reddetmişti.
Facebook'taki bu gruplara karşı bir kampanya başlatan avukat Brian Cuban, bu grupların düşünce özgürlüğünü aşan girişimler olduğunu ve şiddeti tetiklediklerini söylüyor. Facebook ise Neonazi ideallerini hoş görmediklerini ama Facebook'un karşı görüşler de dâhil bütün düşüncelerin tartışılabileceği bir ortam olduğunu belirtiyor.
Facebook'un köşeye sıkıştığı nokta ise yine geçtiğimiz günlerde bebeğini emziren anne fotoğraflarını yasaklamış olması. Bu aslında bir parça içinde bulunduğu Amerikan kültüründen kaynaklanıyor olabilir. Çıplaklığa ve cinselliğe nefes aldırılmayıp çoğu ülkede yasaklı olan bu gruplar özgür bırakılıyorlar. Bu konuda Avrupa ise biraz daha dengeli: Ten tabu sayılmıyor ama aşırıya kaçan gruplar engelleniyor.
Son dakika gelişmesi olarak Facebook, bahsi geçen 5 gruptan ikisini kapattığını duyurdu; ancak diğer gruplara şimdilik dokunmaya niyetli değil. Ama şurası bir gerçek: Yaşananlar son dönemde iletişim geliştikçe karşılaşmaya başladığımız sorunlardan biri. Facebook bunun sonucunda düşünce özgürlüğü ve hakaret arasındaki çizgisini belirginleştirmek zorunda. Tabi bu ne bir ilk, ne de bir son.