Eğer eşinizle beraberken telefonunuza sıklıkla bakıyor ve onunla pek sohbet etmiyorsanız, bu alışkanlığınızı bırakmayı düşünmenizde yarar var. Yeni bir çalışma, düzenli bir şekilde sohbet etmek veya eşinizi dinlemek yerine telefona bakmanın mutlu bir evlilik için kötü bir haber olduğunu söylüyor.
İngilizce’de “telefon - phone” ve “küçümseme - snub” kelimelerinin birleştirilmesiyle “phubbing” olarak adlandırılan bu durum, insanlardan ziyade akıllı telefonlara daha fazla ilgi göstermeye yönelik modern eğilimi tanımlamak için ortaya atıldı. Ne yazık ki bunun Türkçe bir karşılığı yok. Bir dizi çalışma, insanların tam olarak neden bu davranışı gösterdiğinin temeline inmeye çalıştı.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi'nden bir çift psikolog, düzenli olarak phubbing yapan evli çiftlerin, yapmayan çiftlere göre evlilik doyumunun daha düşük olduğunu gösteren kanıtlar buldu. Suat Kılıçarslan ve İzzet Parmaksız, Computers in Human Behavior dergisinde yer alan çalışmalarında, Türkiye'deki evli çiftlere anketler gönderdiler ve geri dönenlerin sonuçlarını derlediler.
Bu yeni çabada, araştırmacılar phubbing'in evlilikler üzerindeki etkisini araştırdılar. Öğrenmek için, bir evlilikteki yakınlığı telefon kullanımıyla ilişkilendirmek için anketler oluşturdular. Yüzlercesini Türkiye'deki evlilere gönderdiler ve neredeyse yarısı erkek yarısı kadın olmak üzere 712 tanesini geri aldılar.
Yaş ortalaması 37 idi. Araştırmacılar bir model buldular; evlerinde daha fazla phubbing olduğunu bildiren çiftler aynı zamanda evliliklerinden daha az memnuniyet bildirdiler.
Evlilik doyumu ve phubbing
Daha önceki raporlara göre phubbing, zayıf evlilik doyumunun önemli bir göstergesiydi. Yazarlar makalelerinde “Bu araştırma sonucunda phubbing davranışının evli bireylerde evlilik doyumunun yanı sıra kişisel iyi oluşu da literatürdeki çalışmalara benzer şekilde etkilediği anlaşılmıştır” diye açıklıyorlar.
Araştırma, yetişkinlerin %75'inin eşe karşı phubbing'i kaba bir davranış olarak gördüğünü söylüyor.
Ancak bu çalışmanın bazı sınırlamaları olduğu da belirtiliyor. Veriler, her zaman önyargı olasılığını açık bırakan bir şekilde katılımcıların kendi bildirimlerini temel alıyordu. Araştırmanın tasarımı da, düşük evlilik doyumu puanlarının, araştırma kapsamında yer almayan önceki deneyimlerle ilgili olma olasılığını dışlamayı zorlaştırıyordu. Yazarlar, bu çalışmanın tüm katılımcıları Türkiye’nin İç Anadolu bölgesinden olduğu için, gelecekteki araştırmaların ideal olarak farklı demografik bilgileri içermesi gerektiğini de belirtiyorlar.
Çalışma, Computers in Human Behavior’da yayınlandı.