Eğer eski "özellik" veya "akılsız" telefonunuzdan akıllı telefona geçmeye karar verdiyseniz, karşınıza pek çok problem çıkacaktır. Bu problemlerinse tabii ki en büyüğü, satın alacağınız akıllı telefonun işletim sistemini seçmek olacaktır. Eğer bu seçimi yaptıysanız ve Android işletim sistemini seçtiyseniz, bu yazının ilginizi çekmesi oldukça muhtemel...
Android'i seçtiğiniz ilk anda kafanızın karışması gayet normal. Dünyanın en çok tercih edilen işletim sistemi olma özelliğini taşıyan Android'i seçerek bu yeni dünyaya ilk adımınızı atmış bulunuyorsunuz. Şimdi ise yapmanız gereken, bu yeni dünyanın kurallarını öğrenmek ve kendinizi yeni telefonunuza alıştırmak.
Üretici Farklılıkları
Ancak Android sistemini tanıtmadan önce belirtilmesi gereken birkaç nokta var. Telefonunuzu hangi üreticiden aldığınıza göre, menüler ve pek çok ekran özelliği değişiklik gösterebilmektedir. Samsung ve HTC gibi çok tercih edilen akıllı telefon üreticileri, Android arayüzünü kendi tercihlerine göre değiştirebilmekteler; bir çok ek özellik eklemekteler...
Bazı kişiler firmaların yaptıkları bu küçük değişiklikleri beğenerek bir firma ile yollarına devam etmeyi tercih ederken, bazıları Nexus 5 gibi Android'i saf halinde kullanan telefonları tercih ediyorlar. Android'e yeni geçen biri olarak bu değişiklikler sizin için çok büyük bir fark yaratmayacaktır. Ancak bu farkların belirtilmesindeki en büyük sebep, burada yapılacak olan açıklamalar içerisinde geçen isimlerin, tercih ettiğiniz firmaya göre değişebilecek olması.
Telefonunuzla tanışın!
Eski telefonunuzda büyük ihtimal ile telefon görüşmesi yapabiliyor ve yazılı mesaj atabiliyordunuz, hatta fotoğraf çekip, çekilen fotoğrafları görmeniz de mümkündü. Ancak Android'e ilk geçiş yaptığınız anda bu işlemleri nasıl yapacağınızı bulmak, biraz zor olabilir.
Bütün akıllı telefonların en temel özelliği, uygulamalar (apps) ile çalışıyor olmalarıdır. Muhtemelen daha önce bu kelimeyi duymuştunuz ve aklınıza karmaşık işlemleri yapmanızı veya oyun oynamanızı, sağlayan araçlar geliyordur. Ancak akıllı telefonlardaki neredeyse her özellik, bir uygulama aracılığı ile ulaşılmakta.
Yukarıdaki resmin sol tarafı, bir akıllı telefonun ana ekranını göstermekte. Bu resimdeki telefon simgesi ise, arama yapabilmenizi, sesli mesajlara ulaşmanızı ve arama geçmişinizi görmenizi sağlayan uygulamayı belirtmekte.
Mesajlar
Akıllı telefonlarda bulunan bir başka temel uygulama ise, insanlarla yazılı olarak mesajlaşmanızı sağlamakta; tabii ki mesajlardan bahsediyoruz. Kullandığınız telefonun markasına göre, bu simge yukarıdaki resimde olduğu gibi olabilir veya bir zarf simgesi olarak gözükebilir. Ayrıca, daha yeni telefonlarda Hangouts uygulaması da mesajlaşma işlemini gerçekleştirebilmekte. Uygulamayı açtığınız zaman, bir artı simgesi veya yukarıdaki resmin sağ üst tarafındaki gibi bir simge ile yeni mesaj oluşturabilirsiniz. Ancak, doğal olarak, mesaj göndermek için bir hedefe ihtiyacınız bulunmakta.
Rehber ve Yazım
Telefon numaralarının kayıtlı olduğu rehber uygulamasına ulaşmak için ise, üzerinde insan resmi bulunan bir kitaba benzeyen simgeyi kullanmanız gerekmekte. Yine, kullandığınız telefon markasına göre, bu simgenin görünüşü ve uygulamanın adı değişebilmekte.
Bu uygulama aracılığı ile kayıtlı olan numaraları görebilir ve yeni numaraları rehbere ekleyebilirsiniz. Eğer daha önceki telefonunuzdaki numaralar SIM kartınızda kayıtlılardıysa, akıllı telefonunuza aktarılacaklardır. Kayıtlı olmayan numaraları rehbere eklemek için ise bir köşesinde artı işareti bulunan bir insan resmi şeklindeki simgeyi kullanmanız gerekiyor.
Telefonunuzun rehberinde kayıtlı olan kişileri bulmak için ise arama kutusuna tıklayarak isimlerini yazmaya başlamanız yeterli olacaktır. Telefonunuz, siz isimleri yazarken, uygun olan kayıtları size gösterecektir. Bu ekranda da kişilere mesaj göndermeniz veya kişileri aramanız mümkün.
Toplu kayıtlar
Birden fazla telefonu olan kişilerin numaraları için ise ayrı kayıtlar yaratmanıza gerek yok. Tek kişiye ait olan bütün telefon numaralarını (hatta e-posta adreslerini ve benzerlerini) tek bir kayıt altında toplayabilir ve kolaylıkla istediğiniz numarayı arayabilirsiniz. Bu şekilde alan kirliliğinden kurtulurken, işinizin de kolaylaştığını göreceksiniz.
Bir tanıdığınızın telefon numarası değiştiğinde veya var olan bir kayda yeni bir numara eklemek istediğinizde ise yapmanız gereken tek şey, ilgili kaydı açarak "düzenle" seçeneğini seçmek. Böylelikle karşınıza gelen ekranda istediğiniz değişiklikleri veya eklemeleri yapabilirsiniz.
Şu ana kadar pek çok kez ekrana bir şeyler yazmanızı gerektiren işlemlerle karşılaştınız. Ancak bu işlemin oldukça kolay olduğunu söylemekte fayda var. Günümüzdeki neredeyse her akıllı telefon, fiziksel tuşlar yerine ekran klavyelerini kullanmakta. Ekran klavyeleri ise yazı yazabileceğiniz bir noktaya tıkladığınız zaman otomatik olarak ekranınızın alt tarafında gözükeceklerdir. Bu klavyelerdeki en önemli nokta ise, hemen her telefon üreticisinin farklı bir klavye üretmeyi tercih etmiş olması. Yani aynı marka olmadığı taktirde, farklı telefonlarda karşınıza çıkan klavyeler küçük değişiklikler gösterebilirler. Ancak bütün bu klavyeler aynı amacı taşımaktalar ve kullanım şekilleri birbirlerine oldukça yakın şekillerdedir.
Ana Ekran
Şu ana dek yer alan resimlerde birkaç farklı ana ekran gösterildi. Ancak bu ekranlarda büyük ihtimal ile sizin telefonunuzda olandan çok daha fazla uygulama bulunmakta ve sizin telefonunuzdakinden oldukça farklı gözükmekteler. Bunun sebebi ise telefonunuzun ana ekranını, neredeyse istediğiniz şekilde kişiselleştirebilmenizdir.
Daha önce de söylendiği gibi, uygulamalar (apps) telefonunuzun en önemli parçasını oluşturuyorlar. Telefonunuzda yüklü olan tüm uygulamaları görmek için düzenli noktalar grubu gibi gözüken simgeye basabilirsiniz. Ancak bir uygulamayı her açmak istediğinizde bu işlemi yapmanıza gerek yok. Bu "uygulama çekmecesi" içerisinden istediğiniz uygulamaları ana ekranınıza taşımanız mümkün.
Bu taşıma veya kısayol oluşturma işlemini yapmanız için gereken tek şey ise, ana ekrana taşımak istediğiniz simgenin üzerinde parmağınızı basılı tutmak ve simgeyi "havaya kaldırmak." Böylelikle taşıma moduna geçen simgeyi, ana ekranınızda istediğiniz yere koyabiliyorsunuz. Bu şekilde yarattığınız kısayol simgesini silmeniz, uygulamanın kendisini silmeyecektir. Başka bir deyiş ile ana ekranınızdan bir simge yanlışlıkla silinir ise telaş yapmanıza gerek yok.
Ayrıca telefonunuzdaki ana ekran sayısını da istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Böylelikle daha fazla kısayol için kendinize yer açabilirsiniz veya kısayolları istediğiniz şekilde düzenlemeniz mümkün olabilir. Bir kısayolu başka bir ana ekrana taşıma için ise kısayolu "havaya kaldırarak" ekranın kenarına doğru itmeniz yeterli olacaktır.
Widget'lar
Telefonunuzdaki uygulama kısayolları dışında, widget'lar ile de tanışmanızda fayda var. "Widget" adı, etkileşebildiğiniz araçları kapsayan genel bir isimdir. Bu araçlar ile bir uygulamanın veya hizmetin belirli bir bölümüne, uygulamanın içine girmeden direkt olarak ana ekranınızdan ulaşabilirsiniz. Android işletim sistemindeki pek çok uygulama, bu araçlara sahiptir. Hangi widget'ların en çok işinize yaradığını görmenin ise ne yazık ki denemekten başka bir yolu bulunmamakta. Ancak en sık kullanılan widget'ların hava durumu, alarm, Google arama kutusu gibileri olduğunu söyleyebiliriz.
Widget'lara nasıl ulaşabileceğiniz ise hangi telefona sahip olduğunuza göre değişim gösterebiliyor. Bazı telefonlarda, tüm uygulamaları görebildiğiniz sayfanın üst kısmında "Widget'lar" olarak adlandırılmış bir sekme bulunmakta. Bazı telefonlarda ise ana ekranın boş bir kısmına, aynı kısayol oluşturma işleminde olduğu gibi, basılı tuttuğunuzda karşınıza widget'ların olduğu bir sayfa gelecektir.
Widget sayfasına ulaştıktan sonra ise, kullanmak istediğiniz aracı aynı kısayol oluşturur gibi ana ekrana taşımanız mümkün oluyor. Bazı telefonlarda, bu araçların boyutlarını değiştirmeniz de mümkün. Pek çok widget, boyutu büyültüldüğünde daha fazla bilgiyi bir anda size sunabilmekte. Başka bir deyiş ile, eğer kullanmadığınız boş alanınız var ise widget'ların boyutlarını büyültmek oldukça kullanışlı olabilir. Ayrıca pek çok widget'a "tıklamak" bağlı olduğu uygulamayı açacaktır.
Wi-Fi ve Mobil Veri
Eski telefonunuzda büyük ihtimalle olmayan ve yeni telefonunuzda büyük ihtimal ile en fazla kullanacağınız bir başka özellik ise bağlantı yöntemleri olacaktır. Akıllı telefonlarda, Wi-Fi, 3G, Bluetooth ve LTE gibi farklı bağlantı seçenekleri bulunmakta. Eğer bu seçenekler basit bir şekilde anlatılacak olur ise şu şekilde bir listeleme yapmak mümkündür:
Wi-Fi, kablosuz internet bağlantısı için kullanılan bir kısa ad olarak karşımıza çıkıyor. Bu özellik ile, Wi-Fi işaretini gördüğünüz kafeler, restoranlar, oteller ve benzerlerinde telefonunuz ile internete bağlanmanız mümkün. Tabii ki eğer evinizde de bir kablosuz internet bağlantısı bulunuyor ise, evinizden de bu özellik ile internete ulaşabilirsiniz. Telefonunuz üzerinden internete ulaşmak oldukça kullanışlı olsa da, eviniz dışındaki alanlarda bu bağlantıyı hassas veriler için (banka işlemleri, şifre değiştirme vb.) kullanmamanızda fayda var.
Mobil Veri ise, telefon hizmet sağlayıcınızın ulaşılabilir olduğu her noktada internete girebilmenizi sağlıyor. Düzgün bir sinyal aldığınız müddetçe internete ulaşabilirsiniz. Ancak yine belirtmekte fayda var ki, pek çok hizmet sağlayıcısı, internet işlemleri için ekstra bir ücret almakta. Yani uzun süreli mobil veri bağlantısı kullanımı veya mobil veri ile video izlemek gibi işlemler, beklemediğiniz bir fatura ile karşılaşmanıza sebep olabilir.
GPS, internetten bağımsız olarak, telefonunuzun dünya üzerinde nerede olduğunun belirlenmesi için kullanılabilen bir bağlantı türüdür. Yani, nerede olursanız olun, GPS sayesinde bulunduğunuz noktanın görülmesi mümkündür. Bu bağlantıyı kullanan en yaygın uygulamalar ise harita uygulamaları olarak karşımıza çıkıyorlar.
Bluetooth, Wi-Fi'dan daha kısa mesafeli bir bağlantı türünün adıdır. Bluetooth ile birbirine yakın olan iki telefon arasında veri aktarımı yapılması mümkün olduğu gibi, bazı kulaklıklar ve benzeri ürünler de Bluetooth bağlantı yöntemini kullanırlar.
Son olarak ise karşımıza "Uçuş Modu" çıkıyor. Bu özellik daha önceki telefonlarınızda olan ile aynı şeydir. Bir telefon "Uçuş Modu"na alındığı zaman, pek çok bağlantı yöntemine kapatılır. Bu sebeple de arama yapmanız veya aranmanız, mesaj göndermeniz ya da internete bağlanmanız mümkün olmaz. Ancak bağlantı yöntemi kullanmayan işlemlere, müzik dinlemek yada oyun oynamak gibi, devam edebilirsiniz. Bu özelliğin en kullanışlı olduğu zamanlardan biri ise, adından da tahmin edilebileceği gibi, uçak ile seyahat edilen zamanlardır. Tabii ki bu özelliği gece uyurken veya toplantıdayken, kısacası rahatsız edilmek istemediğiniz zamanlarda, pil ömrünü uzatmak için de kullanabilirsiniz.
Her ne kadar burada anlatılanlar, Android işletim sistemine derin bir şekilde dalmak için yeterli olmasa da, en azından Android içine adım atmanızı sağlayabilirler. Ayrıca, son olarak, belirtmek gerekiyor ki, pek çok akıllı telefonun şarj ömrü alıştığınız sürelere göre çok daha kısa olabilirler. Akıllı telefonların üzerlerindeki her işlem bir sonraki şarja kadar olan pil ömrünü azalttığı için, özellikle burada anlatılan bağlantı yöntemlerinin çoğunu gerekmedikleri zamanlarda kapalı tutmanızda fayda var. Bu arada "mobil veri" bağlantı türü "Wi-Fi"a göre çok daha fazla şarj tüketmekte. Yani, arkadaşlarınızın evlerinde veya kendi evinizde telefonunuzdan internete bağlı kalmak için Mobil veri yerine Wi-Fi kullanmanızda fayda var...